Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s şubat ayı içerisinde İspanya’nın kredi notunu iki, İtalya, Portekiz, Slovenya, Malta’nın notlarını da birer kademe indirdi. İngiltere ve Fransa’nın notlarını ise durağana çevirdi.
İspanya ve İtalya’nın dış borçları, milli gelirlerinin üstünde. Bütçe açığı İspanya’da yüzde 7, İtalya’da yüzde 4,5. Cari açık ise İspanya’da yüzde 5, İtalya’da yüzde 3.
İspanya’nın cari açık performansı Türkiye’ye çok benziyor. 2006, 2007, 2008 yıllarında cari açığı sırasıyla yüzde 9, yüzde 10 ve yüzde 9,6 olmuş. Ardından krize girmiş ve hızla dibe doğru gidiyor.
Ekonomik olarak Yunanistan’ın dört misli büyüklüğe sahip olan bu iki ülkenin göstergeleri Yunanistan kadar kötü olmasa da ona oldukça yakın.
Kurtarma paketleri ve likidite bolluğunun sonucu olarak bu yıl en azından durgunluktan yavaş yavaş çıkmaları beklenirken, tahminler 2012’de yüzde 2’nin üstünde küçülme yaşayacakları yönünde. İyileşme değil, ciddi bir kötüleşme var.
İtalya ve İspanya’da finansal piyasaların üstüne oturduğu kâğıttan gemi her an tepetaklak olabilir.
İtalya ve İspanya’da yaşanacak olumsuzluğun etkileri Avro bölgesinde Yunanistan örneğinden kat ve kat derin olur.
2011 başında Fransız bankaların Yunanistan’daki kredileri yaklaşık 11 milyar Avroyken, İtalya’daki kredileri yaklaşık 47,1 milyar Avroydu. Alman bankalarının ise Yunanistan’daki kredileri 9,7 milyar Avroyken, İtalya’da 36,3 milyar Avro, İspanya’da 20,5 milyar Avrodur.
Yunanistan için onanan 130 milyar Avroluk kurtarma paketi ise çözüm değil, çözümsüzlüktür.
Yunanistan’ın ne mevcut sanayi gücü, ne tarımı, ne de elde kalan tek güç olan turizm bu büyük borcu ve işsizliği toparlamaya yetmez. Üstüne üstlük Yunanistan’dan istenen tedbirler ekonomiyi iyice durgunluğa itecektir.
Bence Almanya, paniğin diğer AB ülkelerine özellikle Portekiz, İspanya ve İtalya’ya sıçramayacağına emin olursa, Yunanistan’ı para birliğinden çıkaracaktır. Bu AB için de, Yunanistan için de daha doğru bir strateji olabilir.
Avrupa Merkez Bankası ikinci kez bankaları fonlayacağını açıkladı. Yaklaşık 750 milyar Avro taze para gelecek. ABD ise üçüncü parasal gelişmeyi temmuz sonunda yapabilir.
İşte bizim Merkez Bankası da, hükümet de buna güveniyor. Oysa bu yaklaşımlar, kalıcı çözümler sağlamıyor, sadece zaman kazandırıyor
Üretilen mala karşın reel bir gelir yaratılmadığı sürece kriz devam edecektir. Yoksa bu yolun sonu ne yazık ki savaştır.