Bir amaca giderken karşılaşılan, karşılaşılacak engeller , sorunlar vardır. Engeller aşıldıktan, sorunlar çözüldükten sonra ancak amaca ulaşılabilir. Çözüm, amaca ulaşabilmek için geliştirilen bir planlama yöntemidir. Amaca ulaşabilmek için geçilmesi gereken kritik noktalar, engeller aralarındaki zincirleme ilişki, sıra, süre belirlenir. Önceliği olan kritik nokta geçilmeden ilerleme olanağı yoktur.
Türkiye’nin amacı, insan haklarına saygılı, kalkınmış, tam bağımsız, egemenliğin halkta olduğu, çağdaş, güvenilir, uluslararası etkinliği olan bir ülke olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti bu bu amaca yönelmiş yol alırken ne yazık ki dış etkenler, yerli işbirlikçilerin katkısıyla, engellerle, eşiklerle karşılaşmıştır. Bu süreçte kritik noktaların geçilmesi, engellerin aşılması gerekir.
14 Mayıs seçimi, eşiğin aşılması, kritik noktanın geçilmesi amaca gidişin sürdürülmesi için bir olanak, bir fırsattır. AKP ya da Cumhur koalisyonu, tüm politika ve uygulamalarıyla Cumhuriyete, ilkelerine, kazanımlarına karşı olduğunu göstermiş, haksız kötülemeleriyle de bu isteğini saklamamıştır. Amaca yönelik ilerleyebilmek için bu engelin aşılması gerekir. Seçim yenilgisi sonuçta, ABD’nin Ortadoğu politikasının ürünü, bir konjoktür partisi olan AKP’nin dağılmasına , Cumhur ittifakının çökmesine , MHP’nin giderek bir tabela partisi olmasına yol açar.
Bir eşiğin aşılmasıyla kuşkusuz tüm sorunlar çözülmeyecek, önemlerini koruyacaklardır. Amaca ulşamak uzun süreli ve özverili bir savaşı gerektirir. Sorunların tümü çözülemez, gelir, refah birden bire artmaz ama vatandaşların önemli bir kısmı , egemenlik hakkının kendisinde olduğuna inanır. Türkiye’nin dış dünyada, uluslararası finansal raporlarda itibarı artar, gösteriş ve israf azalır.
AKP, Cumhur İttifakı eşiği ile iltisaklı bir diğer sorun ise Yüksek Seçim Kuruludur. YSK, geçmişte aldığı tüm kararlarıyla taraf olduğunu, başa baş giden bir seçimde sonucu etkilyebileceğini göstermişitir.
Muhalefet, sandık güvenliği ve YSK’nun olası kararlarına karşı önlem alınması, sandık güvenliğinin sağlanması konusunda işbirliği, işbölümü yapmalıdır. Önceki seçimlerde “hazırız”, “önlem aldık” övünmelerine karşı hazır olunmadığı görülmüş, tüm sandıklarda gözlemci dahi bulundurulamamıştır.
Geçmiş aylardaki yazılarımda sıklıkla belirttiğim seçimlerin yapılamama olasılığını yüzde 50 öngörme savımı, Savunma ve İç İşleri Bakanlarının açıklamaları pek de haksız olmadığımı gösterdi.
Umarım 14 mayıs’ta seçimler yapılabilir ve bizlerde aydınlık bir Türkiye için parlementer rejime tekrar dönebilmek adına oylarımızı kullanabiliriz. Kanımca 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerden sonra oluşacak meclis aritmetiği ve ekonomik sorunlar bir yıl içinde tekrar ülkemizi seçime götürebilir.
Seçimlerden bir kaç ay sonra 20 yıllık ucube ekonomi politikalarının bir sonucu olarak 5 Nisan 1994 yılındaki gibi kararlar alınabilir. Türkiye’de jeopolitik beka sorunu yoktur ama çok ciddi ekonomik beka sorunu vardır. Bunun da tek sorumlusu AKP’nin 20 yıllık ekonomi politikalarıdır.
AKP tarafından fütursuzca yapılan din istismarı ve bilerek yanlış anlatılan jeopolitik sorunlara dört elle sarılarak iktidarda kalma süreci uzatılmaya çalışılmaktadır. Ne yazık ki Türkiye Hüda Par ve HDP arasında tez ve antitez olarak sıkıştırılmıştır. Bu bağlamda ortaya başka bir seçenek konulamadığından parlementer rejime geçme kararlılığında olan Millet İttifakını desteklemek ülkemiz adına daha yararlı olacaktır.
Ülkeyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi halkın karar ve iradesi kurtarır.
Aydınlık bir ay dileği ile,