Kaynak: http://rt.com/op-edge/205151-turkey-usa-washington-conflict-kurds/
Yazar: Fırat Demir
Makalenin Özgün Başlığı:‘Turkish government increasingly become more authoritarian’
Çeviren: Beste Göksel – Boğaziçi Çeviri Merkezi
Türkiye’de Batı karşıtı görüşler olmasına rağmen halkın büyük çoğunluğu Amerikan askerlerine yapılan saldırı benzeri eylemlerden kaçınıyor. Oklahoma Üniversitesi’nden Fırat Demir’in RT’ye söylediğine göre hükümetin gittikçe otoriterleşmesi bundan çok daha büyük bir problem.
RT: ABD, Türk milliyetçilerinin İstanbul’da Amerikan askerlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırıyı kınadığını belirtti. Washington’un önlem alacağını düşünüyor musunuz?
FD: Herhangi bir önlemin alınacağını düşünmüyorum. Bugünkü saldırı, içlerinden 10-15 gencin gerçekleştirdiği aşırı milliyetçi bir gençlik örgütü tarafından yapıldı. Bu NATO üyesi ülkelerden biri olan Türkiye’nin gerçekleştirdiği ciddi bir Amerikan karşıtı eylem değil, bu yüzden ne ABD ne de Türkiye’nin ciddi bir karşılık vereceğini sanmıyorum. Türkiye’deki ABD büyükelçiliği bu eylemi kınadığını belirtti. Bunu Türk halkının büyük çoğunluğunu temsil eden bir eylem olarak görmüyorum. Bu sadece çok küçük çaplı, aşırı milliyetçi ve koyu Kemalist bir grubun gerçekleştirdiği bir eylem.
Bu gençler oldukça otoriter fikir ve görüşleri savunuyorlar. Türkiye ile ilgili meselelerde veya tartışmalarda herhangi bir çoğulcu görüşe karşılar, ve ABD’nin Türkiye ve komşu ülkeleri üzerindeki amaçları konusunda bir hayli paranoyaklar. Örneğin Kürt meselesinde bu grup Türkiye’nin sadece Türklere ait olduğunu belirterek oldukça radikal bir tutum sergiliyor. Bunu ben söylemiyorum, yayımladıkları yazılarına göz atarsanız göreceksiniz, bunlar çoğunlukla üniversite öğrencileri tarafından ifade ediliyor.
Türkiye’de Kemalist partinin temsil ettiği kesim %20’den fazla değil. Bu örgüt de görüş olarak bu kesimin bir fraksiyonu. ABD’nin, kendilerince, Irak ve Suriye üzerindeki planlarına oldukça radikal bir şekilde yaklaşıyorlar. Kürtlerin Suriye, Irak ve Türkiye’deki gittikçe kuvvetlenen bağımsızlık arzusu bu grubu tedirgin ediyor. Türkiye’yi bölmeye yönelik daha geniş çaplı bir planın olduğunu düşünüyorlar ve Suriye ya da Irak’ta gerçekleşebilecek Kürt bağımsızlığını milli bütünlüklerine karşı bir tehdit olarak görüyorlar.
RT: Türkiye’de Amerikan karşıtı görüşün yayılmasının ardında yatan şey ne?
FD: Türkiye’nin büyük bir ülke olduğunu göz önünde bulundurmalısınız. Ülkenin %50’sinden fazlasını Amerikalılar ile hiçbir sorunu olmayan Kürtler temsil ediyor. Hatta bunlar Irak ve Suriye’de gittikçe artan IŞİD ‘e yapılan Amerikan müdahalesini veya Amerika’nın Kuzey Irak’taki Kürt bölgesine olan desteğini olası adımlar olarak görüyorlar ve ABD’nin gelecekte kurulacak olan Kürdistan’ın müttefiği olacağına inanıyorlar.
- Ortalama bir Türk’ün Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında gerçekleşen Ermeni Soykırımı ve buna benzer diğer konularla ilgili çok fazla bir bilgisi yok.
Son 5-6 yılda hükümet oldukça otoriter bir hale geldi, medyayı normal bir insanın karşılaşabileceği konularla ilgili herhangi bir tartışmaya kapattı. Bu, işçilerin güvenliğinden veya siyasette çoğulcu görüşün temsilinden demokrasiye kadar uzanan daha kapsamlı milli meselelerden kaynaklanıyor olabilir.
Hükümetimizin gittikçe otoriterleşmesi onların halkın fikirlerini istedikleri gibi değiştirmelerine olanak sağlıyor. Buna karşın Türkiye’de ABD ve Batı’ya dair oldukça olumsuz düşünceleri olan, bana göre çok küçük bir azınlığı oluşturan bir grup da mevcut. Ne de olsa milli marşında Batı’dan «tek dişi kalmış canavar” diye bahseden bir milletten bahsediyoruz; bunu görmezden gelemez, inkar edemeyiz. Ancak bu demek değildir ki Türkiye gitgide Amerikan karşıtı bir ülke veya millet haline geliyor. Yine de, son zamanlarda Irak ile Suriye’de gerçekleşen savaşlardan ve Avrupa ile ABD’nin Kürt haklarıyla ilgili ileri sürdüğü sözlü iddialardan kaynaklanan genel bir Batı karşıtı görüş var. Sizlerin de bildiği gibi Türkiye ile Kürtler arasında devam eden, daha önce de söylediğim gibi halkın %50’sinden çoğunu temsil eden bir barış süreci var.1990’ların başlarına kadar Türkiye’de Kürtçe yasaktı.
Şu an bile birçok Türk Kürtçe diye bir dilin veya Kürt milliyeti diye bir şeyin olmadığını düşünüyor. Kürt azınlığına verilen hakların genişletilmesi Türkler için milli bütünlüklerine yapılan bir müdahale. Bazıları bunu ABD veya Avrupa ile bağdaştırıyor, bu da düşmanlığa yol açıyor. Ama ksenefobi* Türkiye’de yeni bir şey değil. Osmanlı’nın çöküşünden sonra, 100 yıldan az bir süre önce öyle olmamasına rağmen, halkının %90’ının Müslüman olarak nitelendirildiği bir ülke kuruldu. Önceki yüzyılın başlarında İstanbul nüfusunun yarısından çoğu Müslüman değildi. O zamandan beri çok sayıda etnik gruptan oluşan bir millet yaratmaya çalışıyorlar. Ve «Türkçülük” bu yeni milleti bir arada tutan bir güç haline geldi. Yunanlar Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ile ülkeden uzaklaştırıldı, ve Ermeni Soykırımı 1 milyondan fazla Ermeni’nin yok olmasına sebep oldu. Şu an İstanbul’da sadece birkaç bin Ermeni yaşıyor. Kürtler ise hala Türk kimliğiyle rekabet ederek kendi milli kimliklerini oluşturmaya çalışan, geriye kalan tek azınlık. Bu soruyu bu kadar karmaşık hale getiren de bu, ve bence Amerikan askerlerine küçük bir grup tarafından yapılan o saldırı çok da önemli değil. Şunu söylemeliyim ki birçok insan Türkiye’de böylesine şiddetli bir eyleme yanaşmaz.
RT: Sizce bu olay Washington ile Ankara arasındaki ilişkiyi etkileyecek mi?
FD: Sanmıyorum, çok daha önemli meseleler var. Siyaset çift yönlü bir oluşumdur; her iki taraf da kendisi için en iyi olanı yapmaya çalışır. Suriye’de devam etmekte olan iç savaş ve IŞİD’in Irak’a doğru ilerliyor olması Türkiye’yi ABD ile işbirliği yapabilecek NATO’ya üye tek ülke haline getiriyor. Bu son olayın herhangi bir soruna yol açacağını düşünmüyorum. Hükümetimizin gittikçe artan otoriterliği bundan çok daha büyük bir sorun. Obama yönetimi ve iki yıl sonra başa geçecek olan yönetim gittikçe otoriterleşen bu yarı demokratik ülke ile baş etmek için yeni bir yol bulmak zorunda kalacak.
Çok değil, 4-5 yıl öncesine kadar Türkiye’nin doğru yönde hareket ettiğine yönelik umutlar vardı. 2009’da gerçekleşen referandumla ülke otoriterliğe sürüklendi. Erdoğan sanki tek başkan, kendisini ülkenin yeni Atatürk’ü olarak ileri sürme niyetinde. İşte bu daha büyük bir problem. Ancak aynı zamanda Suriye ve Irak’ın geleceği hakkındaki tartışmalar Washington ile Ankara arasındakileri gölgede bırakacak.
RT: Türkiye’de yaşayan Amerikalılar bu eylemden dolayı endişelenmeliler mi-güvenlikleri tehlike altında mı?
FD: Türkiye halkının çoğu hükümet politikalarıyla Amerikalı bireylerin ne yaptığı veya yapmadığı arasındaki farkı bilecek düzeyde. Hükümetinizin politikasını doğru bulmuyor olabilirsiniz ancak bu demek değildir ki o ülkenin her bir üyesi veya vatandaşı o siyaseti izliyor. Birçok insan Washington’un Irak istilasına, Körfez Savaşlarına ve Irak ile Suriye’de gerçekleşen son gelişmelere ilişkin farklı görüşlere sahip. Türkiye’de NATO’nun bir parçası olarak görev yapan Amerikan askerlerinin olduğu gerçeği bir yana; Türkiye’de okuyan, İstanbul ve Ankara’da çalışan bir sürü Amerikalı öğrenci var.
*ksenefobi: yabancı düşmanlığı