Trump’ın tarife hamlesiyle başlattığı yeni dönemde “savaşları bitireceğim” sözünün “başka bir savaşı başlattığı” anlaşıldı mı?
Çoğu zaman olduğu gibi üst perdeden söz açarak karşıtlarını baskı altına almaya çalıştığı görüldü. Kendisini aradıklarını ve buraya yazamayacağım sözlerle karşılık aldığını söyleyen Trump, tarife artışlarını Çin dışında 3 ay süreyle erteledi.
İzleyen zamanda Çin karşısında da yelkenleri suya indirdi.
Emperyal büyüklenme kokan davranışlarıyla Trump kabalıkta sınır tanımıyor.
Gazze’yi değerli bir emlâk olarak gören Trump ABD’yi de şirket gibi yönetmeye kararlı görünüyor.
Birçok ortamda Trump’a yaklaşım magazinin ötesine geçemeyince kimi gerçekler gözden kaçırılmış oluyor.
Trump’ın tarife savaşlarını başlatmasını anlamak için görsele göz atmakta yarar var.
Üçüncü bin yılın başından bu yana geçen çeyrek yüzyılda dünya ticaretinin gösterdiği değişimi ABD başta olmak üzere emperyal Batı’nın Çin’e yenilgisi olarak okumak abartı olmaz.
Sosyalist bloğun ortadan kalkmasını izleyerek kendisini gösteren tek kutuplu dünya düzeninde karşıtsız kaldığını düşünen ABD ve bağlaşıkları sanayisizleşmede epeyce yol aldılar. Karşımızda güç olmadığına göre dünyanın herhangi bir yerini ele geçirebilir, tüm kaynaklara egemen olabiliriz diye düşündüler. Bu düşünceleri bir süre gerçekleşir gibi oldu.
Bundan 50 yıl önce Çin’in geleceğini “bilime dayandırma” öngörüsünde bulunan Mao sonrası Çin önderi Deng’i anımsamakta yarar var.
Onun bu öngörüsü adım adım yaşama geçti. Çin bir yandan bilimde ilerlerken diğer yandan da sanayileşmeye hız verdi. Bunu yaparken başlangıçta “ucuz emek” fırsatı sunan tutumunu zamanla değiştirdi. Çin’de yatırım yapacakların teknolojilerini de getirmeleri koşulunu en başa yazdı.
Bu kararlılığın sonunda görseldeki ticaret tablosu ortaya çıktı. Çin, bu dönemde yalnızca ticarette öne çıkmadı. Eş zamanlı olarak bilimde sağladığı ilerlemeyi teknoloji üretimine başarıyla taşıdı.
Bu tablo her bakımdan Batı’nın yenilgisi olarak okunmalıdır.
Bugünkü koşullarda Trump’ın tarife savaşı başlatmasını sanayinin ve üretimin ABD’ye dönmesini sağlama isteğiyle de açıklamak olasıdır. Tarife savaşının dünya, ABD ve Çin açısından ne gibi sonuçlara yol açabileceği başka bir tartışmanın konusudur.
Kartalın rahatsız eder görünen sataşmaları karşısında ejderha sessizliğini ve sabırlı duruşunu koruyor. Tarifeye tarifeyle karşılık vermekle yetiniyor.
Neden sorusunu soracaklar için kimi sayısal veriler yardımcı olabilir.
Bilgi çağına girmiş olduğumuz yadsınmaz gerçektir.
Cebimizde telefon adını verdiğimiz aygıt gerçekte iyice küçültülmüş taşınabilir bilgisayardır.
Kolumuza taktığımız saat zamanı göstermesinin yanı sıra yaşamsal işlevlerimizi denetim altında tutan giyilebilir teknolojidir artık.
Artırılmış ve sanal gerçeklik gibi yenilikler yaşamımıza doludizgin girme hazırlığında.
Tüm bu teknolojileri ortaya çıkartan bilimsel çalışmalar. Teknolojik aygıtların yaşamımıza girmesini sağlayan ise üretim süreçlerinin önemli yapı taşları olan seyrek elementler.
Adını bugüne değin çok duymadığımız, söylemeye dilimizin bile zor döndüğü seyrek elementlerin % 92’si Çin’in elinde ya da denetimi altında.
Tarife savaşları başlar başlamaz her türlü hamleye aynı şekilde karşılık veren Çin’in Galyum ve Germanyum elementlerinin Çin dışına çıkartılmasına kısıtlama getirdiğini anımsatalım.
Diğer yandan, Beyaz Saray’da azarlanan Ukrayna cumhurbaşkanı tablosu unutulmamış olsa gerektir. ABD’nin fırsat bu fırsat diyerek Ukrayna’nın seyrek element varlığına göz koyması için kendince yeterince gerekçe olduğu söylenebilir.
Her ne kadar Trump doğal gaza ve petrole dönüyoruz dese de içinde bulunduğumuz çağın en önde gelen enerji kaynağı bilgidir.
2022 yılında küresel ölçekli patent başvuruları sayısında Çin uzak ara öndedir.
Bir sonraki kuşağın, önceki 2500 kuşağın 70 bin yıldır tükettiğinden daha fazla elemente gereksinim duyacağı öngörülmektedir.
Özetle, başta ABD olmak üzere sanayisizleşen Batı seyrek elementler konusunda Çin’e bağımlıdır.
Görsel, tarife üzerinden yürütüldüğü izlenimi veren savaşı yitirenin kim olacağı konusunda fikir verebilir.
Not : Görseller Visual Capitalist’ten alıntılandı.