Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken

Pricewaterhousecoopers (PwC) Türkiye 24 Haziran 2024 günü “Sürdürülebilirliğe Mavi Ekonomi ile Açılan Yelken: Türkiye’nin Potansiyelini Açığa Çıkarmak” başlıklı bir rapor yayımladı. Raporda Türkiye’nin denizlere erişiminin olmasının sürdürülebilir kalkınmaya sağladığı avantajlar anlatılıyor.

Mavi Ekonomi kavramı: “ okyanus ve deniz tabanlı ekonomik faaliyetlere bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşım” şeklinde tanımlanıyor. Dünya Bankası’na göre: “Ekonomik büyüme, artan geçim kaynakları ve yeni iş fırsatları için okyanus/deniz kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve ekosistemlerin sağlığının korunması”. Dolayısıyla Mavi Ekonomi kavramı ekonomiye faydalarının yanı sıra sürdürülebilirliğe de destekliyor.

Mavi Ekonomi kavramının kapsadığı sektörler arasında yenilenebilir enerji, düşük emisyonlu deniz taşımacılığı, sürdürülebilir şekilde su ürünleri yetiştiriciliği, eko-turizm uygulamaları var. Bunun yanında gelişmekte olan sektörler arasında ise deniz biyoteknolojisi, deniz bazlı ilaçlar, tuzdan arındırma, okyanus enerjisi gibi sektörler var.

Türkiye’nin görünümüne baktığımızda Türkiye; coğrafyası, limanları ve lojistik altyapısı sayesinde büyük ölçekte bir ticari trafiğe, hammadde nakliyatına ve filo operasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Tersane faaliyetleri açısından değerlendirildiğinde dünya genelindeki yeni gemi inşaatlarının %0,14’ü Türkiye’de gerçekleşmekte. Kıyı turizmi açısından değerlendirildiğinde; Türkiye 589 mavi bayraklı bölgeye sahip olmasıyla potansiyelini belli ediyor. Akdeniz’deki diğer ülkelerle kıyaslarsak; bu sayı zirvedeki İspanya’da 730 ve hemen ardından 620 ile Yunanistan geliyor. Türkiye bu iki ülkenin ardından gelerek Akdeniz’de en çok mavi bayraklı bölgeye sahip üçüncü ülke konumunda.

Mavi Ekonomi’ye geçişte insanların ve kamu kurumlarının farkındalığı ve etkin katılımı çok önemli. Ek olarak, mavi ekonomi ile ilgili projeleri desteklemek ve istihdam fırsatlarını artırmak için en büyük ön koşullardan biri yeterli düzeyde finansman tahsisi. Bu noktada karşımıza Mavi Finans kavramı çıkıyor. Mavi finans, okyanuslar, denizler ve kıyı bölgeleriyle ilgili sürdürülebilir ekonomik faaliyetleri desteklemek üzere özel olarak tasarlanmış finansal mekanizmaları, araçları ve yatırımları ifade ediyor.

Bu doğrultuda oluşturulan Mavi finans inisiyatifleri, deniz koruma projelerinden sürdürülebilir balıkçılığa, yenilenebilir enerji yatırımlarından kıyı altyapısı geliştirmeye kadar geniş bir yelpazede finansman sağlayarak çevresel sürdürülebilirliği ve sorumlu okyanus, deniz veya kıyı yönetimini desteklemeyi amaçlıyor. Bu inisiyatifler, deniz ekosistemlerinin korunması ve iyileştirilmesi için gerekli kaynakları sağlarken, aynı zamanda deniz kirliliği ile mücadeleye yönelik etkili stratejiler geliştirmeye de odaklanıyor.

Mavi finans inisiyatifleri çeşitli kuruluşlarca sağlanan fonlara ek olarak mavi tahviller, mavi karbon dengeleme projeleri ve yeşil-mavi sınıflandırmalar gibi çeşitli finansal araçları kapsıyor. Bu araçlar, deniz ve kıyı bölgelerinin korunması, sürdürülebilir balıkçılığın teşvik edilmesi ve mavi ekonomi alanındaki diğer faaliyetlerin desteklenmesi için kullanılıyor. Bu uygulamalarının başlıca hedefleri arasında yenilikçi girişimlerin, KOBİ’lerin ve gelişen şirketlerin yatırım almaya hazır hale gelmelerine yardımcı olmak, kamu kurumları, yatırımcılar ve şirketler için teknik destek sağlamak ve sürdürülebilir finans ile etki yatırımlarını destekleyen bir ağ kurarak yatırım ortamını iyileştirmek var.

Mavi ekonomi ve sürdürülebilir uygulamalar konusunda rehber ve kavramsal çerçeveler oluşturmak için Sürdürülebilir Mavi Ekonomi Finans İlkeleri hazırlandı. Hazırlayanlar arasında Avrupa Komisyonu, Dünya Doğayı Koruma Vakfı, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ve Avrupa Yatırım Bankası (EIB) var. Bu ilkeler, mavi ekonomi yatırımları hakkında yönlendirme sağlayarak ve çevresel uyum ile kaynakların korunması konularında yatırımcılara bilgi vermeyi hedefliyor. Bu ilkeler sayesinde finansal araçların deniz ekosistemlerinin korunması, sürdürülebilir kalkınma çerçevelerine uyum, şeffaflık ve mavi ekonomideki küçük ve orta ölçekli işletmelerin önemini vurgulayarak kullanılmasını öngörülüyor.

Benzer amaçlarla, mavi ekonomiye yapılan yatırımları artırmak için Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği, diğer endüstri kuruluşlarıyla birlikte, mevcut kaynaklara dayanan bir çerçeve altında var olan mavi finans rehberi ve ilkelerini bir araya getiriyor. Bu kaynaklar arasında Uluslararası Finans Kurumu’nun Mavi Finans İlkeleri ve Birleşmiş Milletler Küresel İlkeleri’nin Mavi Tahvil ve Sürdürülebilir Okyanus İlkeleri bulunuyor. Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği’nin rehberi, mavi tahviller için sekiz uygun proje kategorisi aşağıda listeleniyor.

Mavi Ekonomi inisiyatiflerinin bir diğer ayağı da “Mavi İstihdam İnisiyatifleri”. Mavi ekonomi bağlamında, deniz alanlarına yönelik çevresel riskleri veya kıyı kirliliğini azaltmaya katkı sağlayan istihdam fırsatları “mavi işler” olarak tanımlanır. İnisiyatifin etkinleşmesiyle kıyı bölgelerinde sosyoekonomik kalkınmayı ve ekosistemlerin sürdürülebilirliğini desteklemesi bekleniyor.

Öne çıkan inisiyatiflerden biri, “Blue Skills Initiative” (Mavi Beceriler İnisiyatifi) olarak biliniyor. Bu program, Akdeniz ülkelerinde mavi kariyer fırsatlarını geliştirmeyi hedefliyor ve Avrupa Birliği tarafından desteklenip, “Akdeniz Birliği” tarafından yürütülen bir örnek mavi istihdam programıdır. Bu program özellikle genç akademisyenlerin becerilerini geliştirmek amacıyla ileri düzey yüksek lisans dersleri ve stajlar gibi uzun vadeli eğitim fırsatları sunuyor. Ayrıca, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini teşvik ederek sadece istihdam edilebilirliği artırmakla kalmaz, aynı zamanda deniz biyoteknolojisi gibi gelişen mavi sektörlerin büyümesine de katkıda bulunuyor

Bir başka inisiyatif olan PROBLUE; Dünya Bankası tarafından desteklenen, entegre, sürdürülebilir ve sağlıklı deniz ile kıyı kaynaklarının geliştirilmesini amaçlayan kapsamlı bir mavi ekonomi programıdır. Bu program, okyanus ve denizlerle ilişkili sektörlerin, sürdürülebilir balıkçılıktan su ürünleri yetiştiriciliğine, deniz kirliliğiyle mücadeleden turizme ve yenilenebilir enerjiye kadar çeşitli alanlarda gelişimini destekliyor. Ayrıca, hükümetlerin deniz kaynaklarını yönetme kapasitelerini artırmayı hedefliyor. PROBLUE, aynı zamanda yoksulluk, sosyal kapsayıcılık, iklim değişikliği ve kalkınma için finansman gibi temel sorunlara da çözüm arıyor.

Mavi Ekonomi doğrultusunda tasarlanmış uluslararası kalkınma çalışmalarına yönelik ilgi artıyor. OECD’nin “Sürdürülebilir Okyanus Ekonomisi için Kalkınma Finansmanı” başlıklı güncel verilerine göre, Türkiye 2021 yılında Okyanus Ekonomisi Resmi Kalkınma Yardımı (RKY) alan ilk on ülke arasında bulunmamakta; fakat karadan kaynaklanan deniz kirliliği ve katı atık yönetimi konusunda RKY alan ülkeler arasında birinci sırada. Bu durum, Türkiye’nin kıyı kirliliğinin acil önemini ve temiz bir kıyı şeridi ile sürdürülebilir bir deniz ekosistemine olan ihtiyacını göstermekte.

Raporda Mavi ekonomi potansiyelini açığa çıkarıp sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için birtakım önerilerde bulunuluyor:

Farkındalığın artırılmasının ve paydaş katılımını sağlanılması elbette çok önemli. Sürdürülebilir uygulamaları destekleyen bütünleşik düzenlemelerin ve politikaların devreye alınması kritik bir öneme sahip olduğuna vurgu yapılıyor. Ayrıca Uluslararası kuruluşlarla, komşu ülkelerle ve bölgesel girişimlerle iş birliği kurularak, iyi uygulama örneklerinin paylaşılmasının, kıyı temizliği ve koruma konusunda bilgi aktarımı sağlanmasının ve ortak deniz kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin teşvik edilmesinin herkes için faydalı olacağına inanılıyor. Kaynakların bu sayede daha etkin bir şekilde dağıtılması mümkün olacağının altı çiziliyor. Bunlara ek olarak Kamu-özel iş birliklerinin güçlendirilmesi, bilgi paylaşımı, yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi ve karma finansman yöntemlerinin kullanımı, mavi ekonominin ilerlemesini desteklemesi bekleniyor.

Mavi ekonomi kapsamında yer alan sektörlerde, mevcut veya yeni iş gücünün bilgi ve becerilerini artıracak mesleki eğitim programlarının tasarlanması gerekli görülüyor. Bu tür eğitimlerin, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik eden mavi beceri gelişimini destekleyeceği öngörülüyor. Ayrıca Mavi ekonomi sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’lerin güçlendirilmesi için finansmana erişim, kapasite geliştirme ve girişimciliği teşvik eden programların uygulanmasının altı çiziliyor. Bunlara ek olarak Türkiye’nin etkileyici coğrafyası ve kültürel mirasını vurgulayan deniz turizmi stratejilerinin, sürdürülebilirlik politikaları doğrultusunda geliştirilip güncellenmesi, mavi ekonominin potansiyelini ortaya koymak için bir diğer önemli konu başlığı olarak öneriliyor.

Türkiye’nin deniz kaynaklarının, mevcut ekolojik tehditlerin ve ekosistemlerin korunmasının daha iyi anlaşılabilmesi için AR&GE projelerine ve teknolojik alt yapıya yatırım yapılması, Türkiye’nin mavi ekonomi potansiyelini ortaya çıkarmak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Denizcilik altyapısının, limanlar, iskeleler ve gemi inşa ile onarım tesisleri gibi unsurları kapsayacak şekilde geliştirilmesi, verimli ulaşım, lojistik ve ticaret alanında yeni fırsatlar yaratabileceği öngörülüyor. Mavi ekonomi politikalarının ve özellikle kıyı temizliği ile atık yönetimi inisiyatiflerinin etkinliğini ölçmek amacıyla izleme ve değerlendirme sistemlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu sistemler, veri odaklı karar alma süreçlerini mümkün kılarak, iyileştirilmesi gereken alanları tespit edeceği ve Türkiye’nin mavi ekonomisinin sürdürülebilir gelişiminde şeffaflığı artırabileceği savunuluyor.

Bunları da sevebilirsiniz