Penas Blancas’da Kosta Rika sınırını geçtikten sonra aracımızla Puntarenas yönüne doğru yola devam ediyoruz. Yol boyu bitki örtüsü daha yeşil daha yoğun, bol bol muz ağaçları görüyoruz. Yaklaşık 2 saat sonra Rio Corobici kıyısındaki Rincon Corobici adlı restoranda yemek molası veriyoruz.
Kosta Rika, zengin sahiller anlamına gelir. Buraya gelen İspanyollar çok altınla karşılaştığı için bu adı vermiş. Pasifik Okyanusu ile Karayip Denizi arasında yer alan bu küçük ülkenin yüzölçümü 51.000 kilometrekare, nüfusu 5 milyon civarında. Para birimi kolon (CRC) ve 1 USD=600 kolon idi. Huzurlu doğasının ve “Pura Vida” mantrasının, yani yavaş hareket, kolay gülümseme, küçük nezaketlerle yansıyan saf hayatın, bu ülkeyi dünyanın en mutlu ülkelerinden biri yaptığı söyleniyor. Mutlu yaşamın içeriği, temiz içme suyu, temiz hava, ücretsiz eğitim ve sağlık sistemi, demokrasi, güçlü aile bağları, zengin doğal çevre ile açıklanıyor. Latin Amerika’da en yüksek okur-yazarlık oranına sahip ülkenin ordusu yok, buraya ayrılan bütçe eğitim ve sağlığa aktarılmış. Topraklarının %25’inden fazlası milli park ve rezerv olarak koruma altında. Yarım milyon türe ev sahipliği yapan ülkede, dikenli cep faresi (Heteromys desmarestianus), Cocos Adası guguk kuşu (Coccyzus ferrugineus) gibi bazı türler benzersiz. Kosta Rika, bölgedeki en gelişmiş ekonomiye sahip olan ülke ve kahve, muz, kakao yetiştiriciliği yaygın. Orta Amerika’da en çok Avrupalı turistin geldiği bu ülkede şubat, mart, nisan ayları kuru mevsim olup, yılın kalan zamanı yağmurludur.
Yemekten sonra aracımızla yola devam ediyor ve 45 dakika sonra Arenal Gölüne geliyoruz, uzaktan Arenal Volkanını görüyoruz. Aracımızla gölün çevresindeki yoldan ilerlerken tek katlı evler, oteller, yemyeşil çevrede otlayan, hörgüçlü, uzun kulaklı beyaz inekler görüyoruz. Arenal Gölü manzaralı Macadamia adlı kafede mola veriyoruz.
Moladan sonra yola devam ederken yol kenarında bornozlarıyla yürüyen turistler görüyoruz, çevrede termal su kaynakları ve çok miktarda termal otel bulunuyor. Bir saat sonra La Fortuna adlı kasabanın yakınında, yol kenarında, yeşilliğin ortasında konumlanmış Hotel La Pradera del Arenal’deyiz.
Sabah kahvaltıdan sonra aracımızla, otelimize kısa bir mesafedeki Arenal Volkanı Milli Parkına gidiyoruz. Kosta Rika’nın en ünlü volkanı olan 75.000 yıllık Arenal Volkanı, dünyadaki en etkili üç volkandan ve en genç volkanlardan biri. Son patlama 2011 yılında gerçekleşmiş. Kosta Rika’nın kuzey bölgesinde yer alan ve 1991’de açılan Arenal Volkanı Milli Parkı 29.850 dönüm alanı kapsıyor. Milli parkta lav akışı bölgesinde 1 kilometrelik küçük yürüyüş rotası ve 2.5 kilometrelik büyük parkur; orman bölgesinde 4.5 kilometrelik yürüyüş rotası bulunuyor.
Aracımızdan inerek yerel rehberimiz ile birlikte önce manzara noktasına yürüyoruz. Manzara platformundan göl ve volkanın fotoğraflarını çekiyoruz.
Lav rotasında yürümeye başlayarak yavaş yavaş milli park ile tanışıyoruz. Vahşi orkide, yerel muz ağacı, kakao, kahve ağaçlarını görüyoruz, şeker kamışının ezilerek suyunun çıkarılmasını izliyoruz. Burada yaşayan insanlar 400 yıldan fazla zamandır tarımla geçinir, 100 yıldan uzun süredir kakao, muz, şeker, rom üretilir.
Kosta Rika’nın milli kuşu olan kil renkli ardıçkuşunu (Clay-colored Thrush, Turdus grayi) görüyoruz. Kosta Rika’da bulunan kuşların %53’ü Arenal’de tanımlanmış. Burada, Beyaz burunlu Coati (Pizote, Nasua narica), Tepezcuintle türü kemirici (Agouti paca), Yakalı pekari (Saino, Tayassu tajacu), Tayra sansarı (Tolomuco, Eira barbara) gibi memeliler yaşar. Görmeyi istediğim, orta büyüklükte bir memeli olan Perezoso (Tembel hayvan) da bu bölgede yaşıyor.
Çok hızlı büyüyen Cecropia ağacını görüyoruz. Bu ağacın altında hayvanlar uyuşturucu madde almış gibi sakinleşirmiş. Burada Bothriechis Schlegelii (Eyelash pit viper) türü zehirli yılan da bulunuyormuş, ama ağaçlarda kamufle olan bu küçük zehirli yılanı göremiyoruz.
Volkanın çevresindeki sertleşmiş siyah lav kalıntılarıyla kaplı bölgede, patika yoldan yürümeye devam ediyoruz. Arenal Volkanı 1733 metre yüksekliğinde, iki krateri var. 1968’deki patlamada lavlar Tabacon ve Puebla vieja adlı iki köyü yok etmiş. Eski adı El Borio olan Fortuna, volkana 11 kilometre mesafede yer alıyor. Köyün adı “Şanslı” anlamında Fortuna olarak değiştirilmiş. Patlama, gece insanlar uyurken olmuş, 100’den fazla insan ölmüş. Volkan alanındaki, adını bir ağaçtan alan Tabacon Nehrinin suyunun sıcaklığı lavlardan geliyor.
Milli parkta yaklaşık iki saat süren yürüyüşümüzün devamında, Kosta Rika’nın milli çiçeği La Guaria Morada’yı, Piperaceae (biber) ailesinden sinek kovucu yeşil yapraklı bitkiyi, sabun olarak kullanılan karabibere benzeyen yuvarlak kırmızı Phytolaccaceae bitkisini, Burio ağacını ve karıncaların yapraklarını taşıdığı bitkiyi görüyoruz. Kosta Rika yağmur ormanlarında yaprak kesen karıncalar, bu yaprakları mantar üretimi için yuvalarına taşır. Karıncalar, yeraltındaki yuvalarında haşere ve küften uzak tutarak yetiştirdiği özel mantarın ürettiği gongylidia denen yapısıyla beslenirmiş. Bu mantarın antibiyotik yapımında kullanıldığı anlatılıyor. Maalesef Tembel hayvanı göremeden turumuzu tamamlıyoruz.
Arenal bölgesinde zengin kuş türlerini görmek için ayrıca turlar düzenleniyor. La Fortuna çevresindeki turlarda büyük Tukanlar, Turkuaz kaşlı motmot (Eumomota superciliosa), sinek kuşları, ötücü kuşlar, şahin gibi yırtıcı kuşlar, ayrıca küçük, zehirli, blue-jeans ok kurbağası (Oophaga pumilio) görülebilir.
Arenal Volkanı Milli Parkından ayrıldıktan sonra aracımızla içinden geçtiğimiz La Fortuna, çeşitli restoranları, otelleriyle güzel bir kasaba. Muz plantasyonları, otlayan büyükbaş hayvanlar, bambu ağaçları ile bezeli coğrafyada yola devam ediyoruz. Yemyeşil doğada tek katlı modern evlerin sıralandığı yerleşimlerden geçiyoruz.
Yaklaşık iki saat kadar yol aldıktan sonra La Paz şelalesine geliyoruz. Her yer yemyeşil, hava serin. Aracımızdan inerek şelaleyi fotoğraflıyoruz.
Şelalenin ön tarafındaki köprüden aracımızla geçerek yola devam ediyoruz. Beş dakika sonra La Paz Waterfall Gardens otelde kısa bir mola veriyoruz. Bu otelin ortamı çok hoş, yeşillikler ve çiçekler içinde kolibriler, renk renk orkideler görüyoruz. Aracımızla San Jose’ye doğru yola devam ediyoruz. Şehre yaklaştıkça Ege’de aşina olduğumuz pembe-mor begonviller görüyoruz. La Fortuna’dan ayrıldıktan 3.5 saat sonra San Jose’ye giriyoruz. Trafik çok sıkışık, çok göç alan bir şehir olduğu için akşam saatlerinde güvenli olmadığı söyleniyor. Akşam, San Jose merkezindeki otelimizde konaklıyoruz.