Bir zamanlar «Buğday ile Koyun, Gerisi Oyun” dediğimiz güzel ve yalnız ülkemizde, kırmızı et fiyatları giderek yükseliyor.
Neden bu duruma düşüldü? Önemli nedenlerden birisinin hayvan hastalıkları olduğu belirtiliyor. Türkiye´de şap, brusella ve koyun keçi çiçeği gibi birçok bulaşıcı hastalıklar var. Bu hastalıklar hayvanlarda ölüme, verim kaybına, yavru atığına ve insan sağlığına zarar veriyor.
Ve çiftçiler fakirleşiyor.
Bulaşıcı Hastalıkların Yok Edilmesi Gerekiyor
Hayvancılığın geliştirilmesi demek, kaliteli ve sağlıklı gıdanın üretilmesi demek. Kaliteli ve sağlıklı ürün üretilmesi için de bulaşıcı hastalıkları yenmek zorunluluğu var. Bu nedenle, Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın bu aşıları düzenli olarak her ilde, her ilçede ve her işletmede zorunlu ve ücretsiz olarak yapması, yaptırmayanlara da para cezası uygulaması gerekli.
Aşılama yanında, hayvan hareketlerinin denetimi, tazminatlı hastalıklar olduğu zaman bu hayvanların itlaf edilmesi gibi önlemler alınmalı.
Bütün işletmeler bir testten geçirilip hastalıklı hayvanlar eradike edilmeli. İşletmelerde eredikasyon işlemi, zamana ve bölgelere yayılarak yapılmalı.
Hayvan İthali Kesinlikle Yapılmamalı
Diğer yandan hayvan ithali, Türkiye hayvancılığına zarar verdiği gibi önemli döviz kayıpları yaratıyor. Bilindiği üzere Türkiye, Avrupa ülkelerinden Bulgaristan , Beyaz Rusya , Polonya , Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan gibi birçok ülkeden büyük ve küçük baş hayvan ithal ediyor. İthalat sırasında gerekli önlemler alınmadığı için de hayvanlar Türkiye’ye gelinceye değin, olumsuz çevre koşullarından, örneğin açlık ve susuzluktan neredeyse yarısı ölüyor. Kalan yarısı da hasta bir şekilde kesimhanelere gönderiliyor.
Kırmızı Et Üretimini Artırmak İçin Ne Yapmalı?
– Tarımda uygulanan yeni-liberal politikalardan vazgeçilmeli.
– Mademki Avrupa Birliği’ne girmek isteniyor. Orada uygulanan Ortak Piyasa düzeni Türkiye’de de gerçekleştirilmeli.
– Özelleştirilen ve kimileri de kapatılan Tarımsal KİT’ler; Süt Endüstri Kurumu, Yem Sanayi, Yapağı ve Tiftik Anonim Şirketleri yeniden açılmalı. Et ve Süt Kurumu’nu işlevsel hale getirilmeli.
– Ulusal Süt Konseyi ve Et Konseyi süs olmaktan çıkartılmalı.
– Koyun ve keçiciliğin hayvansal üretim içindeki payını daha artıracak düzenlemeler yapılmalı.
– Hayvan ıslahı çalışmalarına önem verilmeli. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, yetiştirici Birlikleri ve üniversitelerle ortak ıslah çalışmaları yapması daha etkin bir duruma getirilmeli.
– Kesinlikle ve kesinlikle hayvansal ürünlerinde ithalata yönelmemeli. Dünya Ticaret Örgütü’nün getirdiği zorlamalara çare aranmalı.
«Asıl önemlisi, küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerinin, bir başka deyişle aile çiftçiliğinin dirliğini artıracak önlemler alınmalı. Sıfır faizli krediler, tarım dışı sektöre ve büyük çiftçilere değil, küçük ve orta ölçekli işletmelere verilmeli. Girdilerden KDV ve ÖTV alınmamalı. Kooperatif örgütlenmeyi teşvik edecek ve güçlendirecek önlemler alınmalı, ürettikleri malların KDV’leri düşürülmeli. Çiftçilerin kooperatifler aracılığıyla mallarını pazarlamaları için satış yerleri sağlanmalı.” derim.