Günlerdir Amerika’dan dinmek bilmeyen isyandan Missouri-Ferguson’dan «eller havada” pasif direniş eylemlerine katılan siyah insanların görüntüleri geliyor. Polisin şiddetli müdahalesi ile dağıtılanların yeniden, yeniden toplanmalarını olağanüstü hal, sokağa çıkma yasağı durduramıyor.Biz de öğrendik, ellerin havada olması, silahsız siyahi gencin polisin kurşun yağmuruyla öldürülmesini simgeliyor. Şiddet içermeyen pasif direnişçilerin eylemlerinde polis şiddetinin tırmanmasını önleyemiyor. Zengin-yoksul uçurumunda polise düzenin biçtiği isyanı bastırma görevi önümüzdeki süreçte yeni sorunsalları Amerika için içermektedir.
Gezi’den çıkarttığı derslerle Başbakan-Parti Başkanı-Cumhurbaşkanı görevlerini bir arada fiilen yürüten Erdoğan’ın yaklaşımı ilginçti. «Bizi suçluyorlardı. Orantısız polis gücü kullanmakla suçluyorlardı” diye sitemde bulundu! Erdoğan bir adım ileri fiili yarı başkanlık sistemine geçildiğini ilan etmekle kalmadı, partisini istediği gibi düzenleme, yeniden formatlama adına, çok kısa sürede güçlü yetkileri fiilen kullanmakta bir sakınca görmedi. Resmi Gazete’de 17 Ağustos’tan geçerli cumhurbaşkanı seçildiği ilanına yer verilmezken, üçlü atama kararnamesinde başbakan olarak imzasına yer verildi. Yetmedi, bağımsız yargının en üstüne uzanan baskı gücü ile anayasal-hukuka aykırı fiili durumlar boşlukta kaldı.
Haklı olarak Amerika’da eller havada eylemlerinin mağdurlarının hiç değilse demokratik hukuk devleti, bağımsız yargı düzeninin işleyişinde suç işleyen polislerden hesap soracakları aşikar. En azından bizdeki Gezi cinayetlerinde yaşananlar olmaz. Kanıtlı polis cinayetlerinin faillerinden hesap sorulur. Başkan kahraman sözü ile arkalarında duramaz. Dahası seçim kazanmış cumhurbaşkanının partisini, AKP’nin gelecek başbakanı, parti başkanını seçebilmek, biraz daha ileriye dönük kamu görevlilerini belirleyebilmek uğruna fiili üçlü görevi yapmaya kalkışmasının dünyada bir başka örneği olamaz.
Dünyada elbette askeri darbeler, diktatörlüklerle rafa kalkan anayasal-yasal düzenler örnekleri vardır. Bize özgü olanı, kağıt üstünde bırakıp, fiilen çiğnemek Erdoğan’ın yaptığı gibi de «seçmen oyu ile onay verdi” diyebilmek.
Uzun yıllardır insanları insan gibi yaşayabilme koşullarından, örgütlülükler, hak arama gücünden koparan ideolojik gelişmeleri, yaşam gerçeklerini ağızlara almıyoruz. Aymazlık en üst seviyede. Doğaldır ki ezilenler, itilip kakılanlar insan hakları, demokrasi, örgütlü güç olma, hak arama bilincinden kopuşla bağlantılı kendi öznel koşullarının sorunlarını yaşıyorlar.
Yaşayan iki kişiden birinin siyahi olduğu Ferguson’da yönetimde altı kişiden beşi beyaz olunca, beyaz polisin elleri havada siyahi genci öldürmesi, işsiz, yoksul, siyahileri, toplumsal patlamaya sürüklüyor. Sorunları çözülmeyecek ama en azından demokratik bir hesap sorma, bağımsız yargılamanın önü açılacak.
AKP’de neler olacağını çok merak ediyorum. Ne kadar karizmatik olursa olsun. Sandıktan çıkan lider pek çok niteliği, onlar adına yaptıkları ile değerli olursa olsun.
Bizde yaşananlara sonsuza kadar göz yumulabilir mi?
Aydınlık bir ay dileklerimle,