Analiz 161

Los Angeles’ta yani California’da olanlarla İsrail-İran Savaşı da Amerika’nın Asya Pasifik eksenine inerek Çin ile hesaplaşmasının geciktirilmesidir. Buna benzer gelişmeleri önümüzdeki süreçte de yaşayabiliriz. Tüm bunların arkasında City of London olarak adlandırılan küreselci yapı vardır.

İsrail’in, Amerika’nın, Birleşik Krallığın, Avrupa’nın, Türkiye’nin içinde ikili bir yapı vardır. Biri ulus devlet diğeri ise küresel şirketlerin oluşturduğu küresel sermayedir. Bu küresel sermayenin başkenti de Londra’dır. O nedenle bu yapıya genel bir isim olarak “City of London” denir. Bu iki yapı özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olana coğrafyalarda çok uzun yıllar birlikte çalıştılar. Ne zaman ki küresel şirketler ölçek ekonomisinde ulus devletlerden daha büyük hale geldi, çıkarlar çatışmaya başladı. Ulus devlet ile küresel şirketlerin savaşı başladı.

Son zamanlarda çıkarları çatıştığı için bu iki yapı vekalet savaşları üzerinden bir savaş içerisindeler. Algı yöntemleri ve “tez-anti tez” kavramları ile bu süreç ilerliyor.

İran’da Amerika’ya yakın Şah dönemi gibi rejimin Amerika’nın Asya-Pasifikte Çin ile kapışmadan önce oluşturması hayati önemdedir. Unutmayalım ki İran Çin’in en büyük petrol ve doğalgaz tedarikçisidir.

Bakü-Kars koridoru da diyebileceğimiz Zengezur koridoru ile İran zaten yok sayılmıştı. Zengezur, Bakü-Kars arası kurulmuş bir ticaret yoludur. Rusya’nın onayı olmadan böyle bir ticaret yolu kurulamazdı. Karabağ’da Azerbaycan öz topraklarını almak için operasyon başlattığında Rusya buradan çekilmişti. Çekilmese Karabağ’ın alınması çok zor olurdu.

Rusya Suriye’de aynısını yaparak oradan da çekilmişti. Çünkü ABD stratejik ortağı Rusya üzerinden bu bölgede yeni bir düzen ve barış oluşturmaya çalışıyor. Bu bölgede bir barış olmak zorunda çünkü ABD Asya-Pasifik bölgesine bir an önce inmek istiyor. Zaman Amerika’nın aleyhine, Çin’in ise lehine işliyor. İşte Birleşik Krallık içindeki City of London bunu geciktirmek için İsrail ve İran üzerinden bölgeyi ateş topuna çevirmeye çalışıyor.

Bu bölgede barış sağlanabilirse küresel sistemin karıştıracağı aday bölge büyük olasılıkla Kafkasya olacaktır.

Bildiğiniz gibi 1979 öncesi Şah döneminde Amerika-İran ilişkileri çok yakındı. O zamanın en üst düzey savaş uçağı Amerikan F4 uçaklarıydı. Amerika o uçakları dünyada sadece İran’a satmıştı.

Ama 1975-1979 yılları arasında Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa’da planlanan ve hayata geçirilen toplum mühendisliği çalışması ile Fransa’da bulunan Humeyni’nin şartlar olgunlaşınca Air France uçağı ile İran’a getirilip Şah rejiminin yıkılıp Molla rejiminin kurulması tamamen Birleşik Krallık-Avrupa istihbaratı operasyonuydu.

İran’da Tebriz Bölgesinde 30 milyon civarı Türk nüfusu yaşamaktadır. Irak’taki İran etkisini yok edebilmek için İran içindeki Türk kartına oynanacaktır. Böylelikle bölgede İran’ın etkisi azaltılacaktır.

İran’ı bombalayan City of London destekli Çin ile hareket eden İsrail’in Tebrizi bombalaması çok stratejik bir hamledir. Eğer Amerika, İran’da bir rejim değişikliğine gidecek ise önce el alıp Tebriz’in vurulması, orada yaşayan Türklerin bu rejim değişikliğinde Pezeşkiyan ve Hamaney’in yanında yer alması için yapılan taktiksel bir saldırıdır. Pezeşkiyan Tebrizli ve Türk kökenlidir, Hamaney’in de babası Tebrizli bir Türk’tür.

Tebrizin bombalanması City of London aklı olarak İsrail’in kullanılması ve ABD’nin gerçekleştirmek istediği İran’daki rejim değişikliğine karşı Pezeşkiyan ve Hamaney’in yani var olan Molla rejimini ayakta tutabilmek için yapılmış stratejik bir hamledir. İran’da Türklerin Farisilerle olan ilişkisi İran’ı ayakta tutuyor. Tebriz’in vurulmasıyla bu iki kesimin daha da birleşmesi ve kenetlenmesi sağlandı. ABD süreç içerisinde İran’da kendi lehine rejimi değiştirmeğe çalışacaktır. Böylelikle Çin’in İran’da konuşlanmasını önlemeye çalışacaktır.

Yaşadığımız İsrail-İran savaşı en çok Çin’in işine yaramaktadır. Çünkü Çin bu savaş sayesinde gerekli olan zamanı kazanmaktadır. Kuşak-Yol Projesinde İran önemli bir duraktır. Ve bu noktada Birleşik Krallık Çin ile olmaya devam etmek isteyecektir. Eğer İran Amerika’nın kontroluna geçerse Kuşak-Yol Projesi çöker. Amerika, Kuşak-Yol Projesi’nin çökmesini isterken Birleşik Krallık Çin ile bu projenin sahipleridir. Unutulmamalıdır ki Kuşak-Yol Projesi’nde ilk tren seferi Pekin-Londra arasında gerçekleştirilmiştir.

Amerika’nın iki uçak gemisi şu anda Ortadoğu bölgesinde. Oysa bu uçak gemilerinin Asya –Pasifik’te olması gerekiyordu.

Normal şartlar altında İsrail-İran savaşının nedenleri:

  1. İran’ın nükleer programı

  2. Desteklenen vekil gruplar yani Hamas, Hizbullah gibi İsrail karşıtı grupların İran tarafından desteklenmesi

  3. Bölgesel hegemonya mücadelesi

  4. İstihbarat ve sabotaj savaşları

olması gerekirdi.

Ama tüm bunları unutun, bunlar görülmesi istenen nedenlerdir. Esas neden City of London aklı olan projede İsrail ve İran içindeki etkileri ile bölgenin ateş topuna döndürülmesi ve Amerika’nın Çin ile kapışacağı Asya-Pasifik’e inmesinin önlenmesi ya da geciktirilmesidir. Gerçek neden budur.

İsrail-İran savaşının ilk başladığı gün ABD Başkanı Trump, Amerika Savunma Bakanı ve askeri yetkililer, “biz bu savaşın dışındayız, bu saldırılarda ABD’ye ait hiç bir unsur kullanılmadı” dediler. Hatta ABD Başkan Yardımcısı J.D Wens “İsrail bizi savaşa çekmeye çalışıyor” açıklamasını yaptı. Bu durum sarmal bir hale gelince Ortadoğu’daki çatışmaları bir an önce bitirip esas hedefine Asya-Pasifik’e yol almak için Pentagon duruma dahil oldu.

ABD’nin amacı İran’da bir rejim değişikliği çünkü Molla Rejimi ile Çin çok yakın ilişki içindedir. ABD İsrail’de de Netanyahu’nun düşürülmesini ve yeni bir hükümetin oluşturulmasını istemektedir. İsrail’deki “demir gök kubbe” olarak adlandırılan hava savunma sisteminin günlük maliyeti 200 milyon dolar civarındadır. Hem ekonomik hem de sosyal açıdan toplum üzerinde yeni bir hükümet kabinesi için toplum mühendisliği çalışması yapılmaktadır.

İsrail- İran savaşı Türkiye’ye rasyonel olarak jeopolitik açıdan olumlu yansır. İran savaşı kaybederse, rejim değişikliği veya bölünmesi durumu oluşursa Pentagon planına göre boşalan alan Türkiye ile doldurulacaktır. Suriye’de ve Irak’ın Kuzeyinde olduğu gibi Musul-Kerkük petrol hatlarının Türkiye’nin kontrolunda olması planlanmaktadır. Ama bu strateji tekrar belirtiyorum ki ABD-Pentagon planıdır. Amerika ve Rusya için en büyük risk Çin’dir.

Çin bir şekilde Amerika’nın tarım ve kıymetli madenlerin temini açısından kendisini engelleyeceğini bildiği için tarım ve kıymetli madenler açısından çok zengin olan Afrika kıtasında pozisyon almıştır. Çin gıdada soya ve mısırı Amerika’dan ithal ederken kıymetli madenleri de Avustralya’dan ithal ediyor. Enerji de ise petrol ve doğalgazı birinci sırada İran’dan temin ediyor.

Teknolojide Çin henüz patent kısmına geçememiştir. Telefonun kutusunu yapıyor ama içindeki en değerli şey olan çipi birinci sırada Amerika’dan sonra Tayvan’dan alıyor. Aynı durum araba sektörü için de geçerlidir. O nedenle zaman Amerika’nın aleyhine, Çin’in lehine geçiyor.

Yaşanan İsrail-İran savaşına tez ve anti tez açısından bakacak olursak ;

  • İran olmasaydı İsrail bu kadar silahlanabilir miydi? Dünya kamuoyunda yaptıkları meşru gösterilebilir miydi?

  • 1979 yılında İran rejimi aslında nerede kuruldu? Paris’te…

  • Humeyni nereden getirildi? Paris’ten…

  • Geçici hükümet nerede kuruldu? Paris’te…

  • Humeyni hangi uçak ile Tahran’a gitti? Air France

  • Tahran’a ayak bastığında Humeyni’nin ilk söylediği neydi?  “Siyonist İsrail’i haritadan sileceğiz.”

  • Batı şeytandır dedi ama rejim değişikliği sonucu şükür namazını kılarken arkasında ABD Büyükelçisi ve Haham vardı. Bunların fotoğrafları mevcuttur.

  • Ürdün’de, Lübnan’da, Suriye’de bazı radikal dinci örgütleri destekleyen İran bu bölgelerin İsrail tarafından ele geçirilmesini sağladı.

  • İsrail’in nükleer silah sahibi olmasının yolunu İran açtı.

Zamanımızda artık bilginin saklanma olasılığı yoktur. Zamanımızda bilgi, bilgi kirliliği ve dezenformasyon sayesinde saklanıyor.

City of London aklının Ortadoğu’daki savaşı körüklemesini B52 ağır bombardıman uçakları ile sonlandıran Amerika Rusya-Ukrayna savaşında da istediği barış görüşmelerini başlatamadı. Bu bölgede taktiksel bir değişikliğe giden Pentagon Rusya üzerinden Avrupa’yı sindirecek, kontrol altına alacaktır. Önümüzdeki süreçte Rusya’nın Ukrayna savaşını büyüttüğünü ve başka ülkelere de yaydığını görebiliriz. Bu Amerika’nın yararına bir gelişme olacaktır. Asya-Pasifik’e indiğinde Avrupa kendisi için bir tehdit teşkil etmeyecektir.

Pentagon planı ile City of London planının çarpıştığı bir süreçteyiz. Kanımca bu süreç 2026 yılının ikinci çeyreğinde 3. Dünya Savaşı biçimini alacaktır. 3. Dünya Savaşı Asya-Pasifikte olacak savaşa müdahil olan Hindistan ve Çin’de çok büyük insan kayıpları yaşanacaktır. Bu savaş sonrası büyük bir olasılıkla Çin’de Tibet, Uygur gibi bölgelerde bölünmeler yaşanacaktır. Türkiye ve Rusya’nın Asya-Pasifikte yaşanacak olan bu savaşa top yekûn katılmayacaklarını ön görüyorum.

Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bu süreçte çok akıllı az duygusal olma zamanıdır. Zaman Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerine sıkı sıkıya sarılma zamanıdır. Yüreğimizden vicdan, aklımızdan aydınlık eksik olmasın.

Aydınlık bir ay dileği ile,

Bunları da sevebilirsiniz