Mühendisliğin insan ve toplum alanında, toplumları örgütleme ve biçimlendirme konularında yapılan çalışmalara toplum mühendisliği adı verilmektedir.
Bu alanda görev yapan toplum mühendisleri, genellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri biçimlendirmeye çalışırlar.
Bu hususta uygulanan yöntem, önce hedef ülkeye, fiziksel altyapı için ödeyemeyeceği büyüklükte krediler açmak ve onun tüketime koşut ekonomik darboğaza sürüklenmesi ardından, siyasi istekleri gündeme getirmekten ibarettir.
Bu istekler, hedef ülkeyi kredi sağlayıcılarının hedefleri doğrultusunda yeniden organize etmek hususunda, siyasi istekleri gündeme getirmekte ve işbirlikçi bir yönetim kadrosunun kurulmasına yol açmaktadır.
Özellikle hedef ülkede doğan bunalımın ardından, iç ve dış medya desteğiyle iktidara getirilen bu kadronun, beklenen ve istenen görevleri yapamaz durumuna düşmesi halinde, değiştirilmesi gündeme gelmektedir.
Bu durumda ise, önceki iktidar dönemindeki işbirlikçiler harekete geçirilerek halk, kurum ve kültürünü bilmediği ‘’demokrasi’’ sloganları ile manipüle edilmekte ve işbirlikçi medya desteğiyle iktidar değiştirilmektedir.
Bu iktidarın, kendini getiren iç ve dış unsurların isteklerine açık olması işin doğası gereğidir.
İşbirlikçilerin sonuç alamadığı hallerde, çeşitli biçimde askeri müdahaleler gündeme gelmektedir.
Büyük çaplı örgüt ve eşgüdüm sahibi toplum mühendisliğinin, Türkiye’ de başarıyla yürüttüğü operasyonun geçmişten bugüne süregelmesi, M. Kemal Atatürk’ ün kazandığı savaşların ardından kurduğu eğitim, bürokrasi, askerlik, siyaset, ekonomi ve kültür altyapısındaki çağdaş kurum ve insanlarının direncinden kaynaklanmaktadır.
ABD’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık belgesi olan Lozan antlaşmasını onaylamamasının ardından, ülkemizin II. Dünya Savaşı sonunda kurulan Birleşmiş Milletler’ e üyelik başvurusu da, Köy Enstitülerinin kapatılması ön koşuluna bağlanmıştı.
Marshall yardımıyla yerli üretimin terk edilmesi ve süreç içersinde de mevcut kurumların özelleştirme adı altında yandaşlarınca yağmalanması sağlanmıştır.
Cumhuriyet’ in kanaat önderleri olan bilim ve medya insanlarını, ordumuza mensup komutanlarımızı anormal biçimde suçlayıp, anormal sürelerde tutuklatacak sistemlerin kurulmasının yolları açılmıştır.
Böylece din eğitimi almış olanların akıl edemeyeceği yollar üretilmiş ve oluşturulan getto zihniyetli kindar bir kadroyla ülke kaosa batırılarak, Sevr örneği parçalanmanın eşiğine getirilmiştir.
Ayrıca ileri demokrasi adı verilen bu gidiş ve kadroyu uzun vadede güvence altına alabilmek için 4+4+4 eğitim yasası çıkarılmıştır.
Bu derecede ayrıntılı planlama ve uygulamanın, ABD toplum mühendisliğinin eseri olduğu Wikileaks belgelerinde belirtilmektedir.
Böylece, toplum mühendisliği alanından habersiz olan toplum korkutulup sindirilmiş, Cumhuriyet ve Atatürk sevgisi törpülenmeye çalışılmıştır.
Fakat bu toplum mühendisliği operasyonunu, Türk insanının Cumhuriyet birikimi ve Atatürk’ ün Cumhuriyet’ i emanet ettiği gençlik durduracaktır.
Bugün, istiklal savaşı ve kültür devrimindeki başarılarıyla kendini kanıtlayan Atatürk toplum mühendisliğinin, ABD’ninkiyle karşılaşmasında görülen yerel gerilemeler, savaşı kaybetme anlamına gelmemektedir.
Aydınlık bir ay dileklerimle,