bu çok eski bir mağaradır ateşi içinde
gizli yürü,
sana uzakların adamı dendi
yolculuğun durduğunda bir bıçaktı ardında,
topal yolları öp
yürü ve sevişmelere dön,
bir ateş atıp kaleden denize
gizli dehlizleri vur.
kırmızı surların içinde
yüzyıllar öncesinden bir şövalye gölgesi,
bir erkek ve kadının birlikte uzanıp birlikte ölümü.
bir deniz kasabasında henüz havaların terlemediği
sevgililerin üşüdüğü bir mevsimde,
yani boş sokaklarda öpüşmeye duran
iki yok insan.
kitaplar sayfalar kağıt ve ateş
ateşin yüzlerine vuran sıcaklığında
balık ve rakı bardakları,
alışılmışın dışında bir düşle
söz verilmedi, konuşulmadı, sadece yaşandı.
etin ve terin birlikte soluk alıp verişiydi,
belki de kışın orta yerinde
karlı ve isli bir kentin girişiydi,
yani kıyısı olmayan bir kalabalık.
ortaçağdayız,
yeni seferler düzenledik bilinmez kıyılara,
ormanlara giriyor dağları kemiriyor
ve nehirlere akıyor bir şeyler.
gözlerimizde kapanmış göz kapaklarının ağırlığı
utanmış bir sevgili.
yollarca gidildi, dönüldü.
sarıldı otlar böcekler dans etti
güneşe vurdu ayıplar kentler lekelendi.
acılar vardır hayatın girdilerinde,
son sohbetler sabahlarda tükendi
uyuduk,
uyuduk ve bugüne uyandı yalnızlıklar,
yalnızlığımızla da seviştik.
odalar çoğalttık
odalardan geçti ortaçağ şövalyeleri.
Tırabzanlara da ölüm kokan merdivenlere
asıldı yıldızlar,
akdenizde bir yerlerdeydi
adını koyduğu bir kıyıda,
ölümü ışığına sardık
çığlıklar tüketildi.
çağ yargıçları kırbaçlarıyla geldiler
etlerimiz dağlandı,
kırmızı izleri kırbaçların sırtımızda öylecesine
ejderha boyunlu komşular.
deniz kıyıya vurdu,
dalgası elinden alınmış bir sessizlik
gecenin çığlığına sarındı.
akdenizde bir yerlerdeydi,
yaşandı mı
yaşadı mı,
meçhul bir odada
iki ölü bulundu,
iki sıcak akdenizliydiler
tenleri birbirini yeni tanımış iki güneyli.
ölümü kucakladığın gecelerde
denize düşmesini yaşadın yıldızların,
sen eski bir akdenizlisin
yani acıyı yaşamayı bilen yok insan
yok insanlar metnine kıyısız kalabalıklardan giren
bir büyük kent yoksunu,
ama ben eylül sinayım
yalnızlığını kalabalıklaştıran eski bir ortaçağlı.