ne yarası vardı kanayacak,
ne paylaşacak acısı,
kapına gelmişti,
esrik ve bungun,
dün gece konuk etmedi bir ev
hüznü bir geceliğine,
üşüdüm.
camda kırılan damlanın bütün parçalarında
düştüm geceye,
yorgun düşmüş rüzgarı taradım,
saçlarım ıslandı
gürdüm,
kanıyordu düşümün kırılan bir parçası,
birden ısındım yüzünde, buzda kayan
bir çocuğun
dün gece
en çok sevdiğim şarkıyı anımsamaya çalışırken,
nerden takıldın aklıma
yakamdan düşürdüğün gül,
dün geceydi,
soğuk, yorgun
kapına gelmişti
esrik ve bungun
konuk etmedi bir ev
hüznü bir geceliğine
irkildim.
anısı buğulu bir camın arka yüzü
tadı,
pişmanlıkların en acısıydı,
adı neydi
bahar mı güz mü
ne yarası kalmıştı sağalacak
ne paylaşacak acısı,
kapına gelmişti.