İnsanca: Türkiye Hümanizmi

(Karaburun’da gerçekleşecek olan 21.Ütopyalar Toplantısı’nda 4 Temmuz 2015 günü Saat: 14.00’te «İnsanca” başlığı altında Yaşar Aksoy’un yapacağı konuşma metnidir. Bu metne, Türk Hümanizmi’ne karşı çıkan sağ ve sol (!) liberal itirazlar da eklenmiştir.)

GİRİŞ:

Öncelikli soru şudur:

Anadolu’da Karacaoğlan ile İzmirli Homeros’u, Yunus Emre ile Efesli Heraklitos’u, kimler özgün bir sentezde buluşturabilme ışığını yakaladılar?

Bu ışık, aydınlanma ışığı mıydı?

Aydınlanmacılar, aynı zamanda Türkiye Hümanistleri miydi?

Bu sorulara yanıt arayacağız.

Türkiye Hümanizmi’nin en önemli savunucusu Azra Erhat’ın 40.vefat yıldönümüne denk gelen bu sunumumda, 21.Ütopyalar Toplantısı’na emeği geçen herkese teşekkür ederek, kısa bir yazı okuyarak konuşmama başlamak istiyorum:

«Cevat Şakir, Azra Erhat ve Eyüboğlu kardeşlerin ortak dünya görüşü, her nedense çok sık tekrarlanmış olan insancılık veya hümanizma iddialarına karşın, evrenselliği yadsıyan aşırı milliyetçi ve ulusçudur. Dünyaya bakış açıları insancıl veya evrensel değil, ulus-merkezcidir.

Osmanlının da katkıda bulunduğu ve tarih içinde karşılaştığımız sertliğe ve acılara karşı tek bir yermeleri yoktur. Yerilen yalnız «ötekiler” dir. Bir bütün olarak Avrupa’ya ve Avrupa uygarlığına karşı çıkılmaktadır. Arka çıkılmak istenen Avrupa’dan yabancılaştırılan bir Anadolu uygarlığıdır. Örneğin Halikarnas Balıkçısı’nın Turgut reis romanı faşist Türk milliyetçiliğinin uç bir örneği gibidir. Yazar, milli gururu, savaş ve kan dökme alanındaki başarılarda bulmaktadır.

Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat ve onun gibi düşünenler, hümanizmi, ulus olarak antik hümanist kültürün benimsenmesinde görürler. Ancak ulus olarak hümanizmanın mirasçısı olduğumuzu ilan etme, insancılık değildir; insancılık kendini ve belki ulusunu, kişisel (ulusal) farklara rağmen insanlığın içinde ve onun ayrılmaz bir parçası olarak görmek, böyle hissetmek ve sanat yapıtı yaratırken ya da roman yazarken de bu tür bir dünyayı yeniden yaratmaktır.

Kişi benimsediğini ileri sürdüğü insancılıktan ulusal kıvanç duyuyorsa, artık o kıvanç duygusu insancıl değil, ulusaldır.

Ne yazık ki hem ulusal hem de hümanist kıvancın aynı anda duymak olanaklı değildir. Gençlerimiz Avrupa düşmanı Halikarnas Balıkçısı ve yoldaşlarına yakın bir anlayışla yetiştirilmemedir, kitaplarının sobada yakılmasında fayda vardır.

Bu son cümleye dikkat…

Bu lafları kim söylüyor?

Şimdinin bir Zaman gazetesi yazarı söylüyor…

İslami duyarlığı olan F tipi bir yazar mı?

Hayır…

Bunları, şimdinin Zaman gazetesi yazarı Herkül Millas yazıyor. Ne zaman yazmış? Toplumsal Tarih dergisinde Mayıs 1996 tarihli makalesinden.

Yani Ortodoks Yunanlı, 1940 Ankara doğumlu bu yazarımız, Türkiye Hümanistleri’ne faşist Türk milliyetçi kafalı demekte ve gençlerin Anadolu Uygarlığı’nı savunan ve Hümanizmi öneren bu yazarları okumaması hatta kitaplarının yakılmasını öneriyor.

………………………………………………

Zamanında 22 Mayıs 1996 tarihli Yeni Asır’da çıkan «Türk Hümanistlerine Cepheden saldırı” başlıklı yazımla bu içinden pazarlıklı yazara karşı çıkmıştım. Benden başka da karşı çıkan olmamıştı.

………………………………………………..

Yani Türk İnsancıllığını, Türkiye Hümanizmasını savunan belli bir yazarlar gurubu gerçekte Türk milliyetçileri imiş!

Şimdi kendi kendimize soralım:

Yani bu tarifin içine giren, Eren hanım ile evli olduğu halde atölyesine resim yapmak için gelen Ermeni Mari Gerekmezyan’a delicesine aşık olan ve aniden ölen bu Ermeni kızın ardından «Karadut” tablolarını yapan, «Karadut” şiirlerini yazan ve «Ben yaşadığım kadar o da benimle, hem de bana hiç yük olmadan köşeciğinde yaşayacak. Ben öldükten sonra da yaşaması gerek. Bir kitapta, bir şiirde ve bir resimde…” diye not düşen Bedri Rahmi Eyüboğlu faşist Türk milliyetçisi, öyle mi?…

Anadolu’nun kavimler, uygarlıklar ve ırklar karmaşasından bir Anadolu Hümanizması yaratan düşün adamı Sabahattin Eyüboğlu, faşist Türk milliyetçisi imiş, öyle mi?

«İşte İnsan (Ecco Homo)” isimli dev yapıtıyla evrensel düşünce akımlarının Anadolucu yorumunu yapan ve «Mavi Anadolu” diye isimlendirdiği topraklarımızın hoşgörülü ve insancıl mayasını ortaya seren Azra Erhat, bir faşist Türk milliyetçisi, öyle mi? Mavi Anadolu, Mavi Yolculuk kitaplarını yazan, Mitoloji Sözlüğü’nü kütüphanemize armağan eden, İlyada ve Odesa destanlarını A.Kadir ile birlikte dilimize çeviren, En Hakiki Mürşit kitabını yazan Azra Erhat, faşist öyle mi?…

Anadolu Uygarlıkları’nın batının emperyalist kültür saldırılarından bağımsız bir yerli gerçek ve bu gerçekten fışkıran sentezin, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanmacı ideolojisine eklemlenmiş en önemli bir kültür verisi olduğunu tekrar tekrar yazan Halikarnas Balıkçısı Cevak Şakir, faşist bir Türk milliyetçisi, öyle mi?

Her darbede ve kıyımda tutuklanmış, sürgün edilmiş, hapsedilmiş bu ilerici insanlar gerçekte, faşist Türk milliyetçileri, öyle mi?

Bu kültür gurubun içine giren Vedat Günyol, Nusret Hızır, Mavit Gökberk, Ekrem Akurgal, Orhan Burian, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, Nurullah Ataç da aşırı milliyetçi, ırkçı kişiler öyle mi?


YAZARIMIZIN YAZISININ TAMAMI UZUN OLDUĞU İÇİN VE DAHA RAHAT OKUMANIZ İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKTEN PDF HALİYLE OKUYABİLİR, DİLERSENİZ İNDİREBİLİRSİNİZ.

YAZININ PDF HALİ İÇİN TIKLAYINIZ

Bunları da sevebilirsiniz