İliç

İliç

Gündem her zamanki gibi ayrıntılara giremeyecek ve olanların özüne inemeyecek kadar yoğun. Ülkede yaşanan olaylar; tıpkı lunaparktaki roller coaster (hız treni) gibi akıp gidiyor. Bir olaya vakıf olamadan; nedenini niçinini tartışamadan kendimizi bambaşka bir felaketin içinde buluyoruz.

Sıradan vatandaş bin bir zorlukla cebelleşirken onların dertlerini çözmek için var olan fakat gerçekte hiç de böyle bir derdi olmayan siyasilerin tek amacı ise koltuğumu nasıl korurum veya yeni bir koltuk nasıl elde ederim? Ülke siyasilerin müsamere alanına dönmüşken asıl olaylar görmezden geliniyor ve unutturulmaya çalışılıyor. 

Erzincan İliç’te 13 Şubat’ta meydana gelen felaket ne kadar kaza gibi lanse edilsede aslında göz göre göre yaşanan bir felaketti.(1) Yaşananlara ve söylenenlere bakıldığında aslında böyle bir felaketin yaşanacağı rahatlıkla tahmin edilebiliyordu. Felaketin boyutunun nereye varacağı belli olmamakla birlikte etkisinin ise yıllara yayılacağı aşikar. Milyonlarca metreküp siyanürlü toprak altında kalan 9 işçinin yaşama ihtimallerinin olmadığı gibi cenazelerine bile ulaşmak imkansız gibi duruyor. Üstelik heyelan nedeniyle en son arama kurtarma çalışmalarına da ara verilmişken.

Ülkemizde bulunan binlerce madenden biri olan Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan Çöpler Altın Madeni, birden bire felakete sebep olmuş değil. Madenin geçmişi de çok parlak sayılmaz. Tema Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç’ın madene dair verdiği bilgiler ise bu noktaya nasıl gelindiğine dair açıklayıcı oluyor: “Bilindiği üzere Çöpler Altın Madeni’nde inşaat çalışmaları 2009 yılında başlamış ve işletmeye geçtiği 2010 yılından bugüne kadar 4 kez kapasite artırımına gidilmiştir. 07.10.2021 tarihinde ‘Çöpler Kompleks Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi’ projesi hakkında ÇED Olumlu, 16.08.2023 tarihinde ise ‘Çöpler Kompleks Açık Ocak Genişleme’ projesi için ÇED Gerekli Değildir kararları verilmiştir. Vahşi madencilik faaliyetinin bitmeyen büyüme taleplerine, yeterli incelemeler yapılmadan verilen bu izinler, Fırat Havzası’nın karşı karşıya kaldığı tehlikenin ve ekosistem üzerindeki baskının artırılmasına verilen onaylar olup yaşadığımız felaketin davetiyesidir. Bu izinler verilirken göz ardı edilen önemli gerçeklerden birisi de Erzincan’ın deprem bölgesi olmasıdır. Meydana gelecek depremler, atık barajı, yığın liçi ve diğer madencilik sebepli büyük çevre felaketlerine neden olacaktır.”(2)

Ataç’ın dikkat çektiği en önemli noktalardan biri de madenin deprem bölgesinde olması. Her ne kadar verilen izinlerle kapasitenin üzerinde oluşturulan toprak yığınları, depreme gerek kalmadan heyelan oluştursada herhangi bir depremde nasıl bir felaket oluşacağı ise bilinmiyor. Fakat tüm bu felaket yaşanırken başka bir gerçek daha ortaya çıkıyor. Vatan topraklarını şirketlere peşkeş çekenler; onlar bizim topraklarımızdaki altını alıp geriye bize bir cehennem bıraksın diye ellerinden geleni artlarına koymamışlar.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz’ın x hesabından yaptığı paylaşım; yok artık bu kadarı da olmamıştır denecek türden. Fakat unutulmamadır ki gerçekler önünde sonunda ortaya çıkar. Maden ile ilgili gerçeği ortaya çıkaran Deniz Yavuzyılmaz’ın paylaşımı ise şu şekilde: “MTA’nın, Erzincan İliç’teki Anagold maden sahasının tam altından geçen Ovacık fay hattı-Munzur segmentini resmi fay haritasından sildiğini tespit ettik. 2013 yılı MTA haritasında bulunan fay hattı, 2023 yılında yayınlanan haritada yok! Kaynak: Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü 2013 ve 2023 yıllarına ait Resmi Diri Fay Haritaları”(3)

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’ye “İliç’teki madenin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın direkt üzerinde olduğu doğru mu?” diye sorulduğunda ise Bakan Özhaseki’nin:”İlk defa duyuyorum bunu ama ihbar kabul edip araştıracağım” demesi bürokrasinin ne durumda olduğunu bize gösteriyor.(4)

Yapılanlar bu kadarla da sınırlı değil. Şirket devlet yoluyla kendini rahatlattığı gibi oradaki köylülere para karşılığı imzalattığı sözleşmelerle içerden gelecek tepkileri de susturmuş. TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın bölgeden aktardıklarına göre: “2016’da buradaki köylüler ile maden şirketi arasında bir protokol yapılmış. Protokolun adı şu; ekonomik yer değiştirme ve geçim kaynaklarını destek protokolü. Her köylüyle yapılmış. O günün 2016’nın parasıyla 130 bin lira verilmiş. Yaklaşık bugünkü parayla 1,5 milyon TL ediyor. Döviz üzerinden bir değerleme yapıldığı zaman. Maddelerden biri şu; protokol Anagold tarafından destek alanlara tek bir ödeme olarak ve bir defaya mahsus olmak üzere 40 bin lira yakacak yardımı, 50 bin lira hayvancılık desteği, 40 bin lira da yem desteği olmak üzere toplam 130 bin lira yardım yapılmasını kapsamaktadır diyor. İşte bu para. Bu parayı vererek canlarını ve kanlarını almışlar. Bu para bu civardaki köylülere dağıtılmış ama başka maddeler var. Bağlayıcı cezai maddeler var. Deniyor ki bir yerinde bunun; ‘Alacer Gold Madencilik Anonim Şirketi’nin ortağı olduğu grup ve bağlı şirketlerin sürdürdüğü ve sürdüreceği tüm madencilikle bağlantılı projelere ilişkin muvaffakat verdiklerini, herhangi bir özel, idari veya adli başvuruda bulunmayacaklarını kabul, taahhüt ve beyan ederler.’Eğer herhangi bir özel, idari veya adli başvuruda bulunmayacaklarını taahhüt ettikleri halde bu anlaşmayı bozmaları halinde kapılarına haciz memurları dayanabilir. Ya para kesilir ya da para verilmişse geri alınmaya çalışılır.”(5)

Parayla gözleri boyanan köylülerin söyledikleri ise gerçekten içler acısı.  Gazete Oksijen’den Mine Şenocaklı’nın haberinden öğrendiğimize göre madenin yamacındaki Çöpler Köyü tüm sakinleri, madeni işleten Kanada merkezli Anagold’un inşa ettirdiği iki katlı bahçeli villalarda oturuyor. Şimdi ise o villalardan ikisinde acı bir bekleyiş var. Toprak altındaki Adnan Keklik’in kız kardeşinin sözleri ise çarpıcı: “Güzel güzel evlerle bizi kandırdılar. Şimdi bu evlerde acı içinde oturuyoruz.” (6)

Erzincan’da yaşanan felaket ilk değildi ve verilen maden ruhsatlarına bakıldığında son olmayacağı da gayet açık. Ne yazık ki yapılan işlemler sonucu zehirlenen toprak ve sular ile nesiller boyu sürecek bir felaket ile karşı karşıyayız. Altın madenciliğinde sülfürik asit ve siyanür gibi çeşitli zehirli maddelerin kullanımıyla uygulanan liçleme yönteminin etkilerine dair açıklamalarda bulunan Tema Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç kullanılan yöntemin zararlarını şöyle açıklıyor: “Liçleme sırasında kullanılan kimyasal, toprak içinde bulunan arsenik, antimon, kadmiyum, kurşun, civa, çinko gibi ağır metalleri de serbestleştirip zararlı formlara dönüştürüyor. Toksik özellik taşıyan bu metaller soluma, beslenme yoluyla canlı bedeninde birikerek ölümcül vakalar dahil birçok hastalığa neden olabiliyor. Soluma, su ve gıdanın tüketilmesi yoluyla vücuda alınan siyanür ve diğer ağır metaller nedeniyle tüm canlılarda akut ve kronik zehirlenme, kansızlık, kalp yetmezliği, kanser, böbrek yetmezliği, akıl hastalıkları, anormal doğumlar görülebiliyor” diyerek nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor.(7)

Sadece kendi çıkarını düşünen doyumsuz kursak sahibi siyasilerin tek derdi ise günlerini kurtarıp rant peşinde koşmak. Sonunda gelecek nesillere bir cehennem bırakmak. Felaketin bu aşamaya gelmesinin diğer büyük sebeplerinden biri de çok büyük bir kesimin olanları sessizlik içinde izlemesi ve bana yanaşmayan yılan bin yaşasın tavrı. Köylüler kolluk güçlerine karşı günlerce eylem yaptığında kaçımız yanlarında oluyoruz. Oturduğumuz yerden sosyal medya hesaplarından yapılan bir paylaşım ne yazık ki o köylerin zehirlenip yok olmasının önüne geçmiyor. Lokal olarak verilen tepkiler en sonunda sessizce son buluyor. Karşısında toplu ve güçlü bir direniş görmeyen siyasiler ise ant içmişcesine ülkeyi cehenneme çevirmeye devam ediyorlar. Bugün bize belki çok uzak olan İliç’te meydana gelen felaket şimdilik bize dokunmuyor. Fakat bu gidişle yarın burnumuzun dibinde olacak başka bir felaketle karşı karşıya kalmak sürpriz olmayacak… Büyük ustanın dediği gibi: Kabahatin çoğu senin canım kardeşim…”

  1. https://medyascope.tv/2024/02/13/ozel-haber-erzincan-ilicteki-maden-ocaginda-calisan-isci-anlatti-amirlere-devasa-yariklarin-fotograflari-atildi-ama-saha-bosaltilmadi/

  2. https://www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/tema-vakfindan-ilic-aciklamasi-ulkemizde-vahsi-madencilik-yapilmasini-istemiyoruz

  3. https://www.gazeteduvar.com.tr/ilicteki-anagold-madeninin-altindan-gecen-fayi-haritadan-silmisler-2013te-var-2023te-yok-haber-1671318

  4. https://sputniknews.com.tr/20240222/bakan-ozhasekiye-ilicteki-maden-fay-hatti-uzerinde-mi-diye-soruldu-ilk-defa-duyuyorum-1080982030.html

  5. https://tele1.com.tr/yanardag-ilicte-130-bin-tl-dagitarak-koylulerin-canlarini-ve-kanlarini-almislar-1009689/

  6. https://gazeteoksijen.com/yazarlar/mine-senocakli/eslerimiz-soguk-topragin-altinda-203783

  7. https://www.tema.org.tr/basin-odasi/basin-bultenleri/tema-vakfindan-ilic-aciklamasi-ulkemizde-vahsi-madencilik-yapilmasini-istemiyoruz

Bunları da sevebilirsiniz