Neden Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’e hep “Amiral” diyorum biliyor musunuz?
Çünkü o, Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri iken, O’nun verdiği “ilk hedefiniz Akdeniz” emrini tüm damarlarında duyarken ve denize, deniz kuvvetlerine tam anlamıyla aşık iken, FETÖ’cü/NATO’cu vatan hainlerinin kumpası ve entrikalarıyla en sevdiği görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Ama bu yeterli bir sebep mi “Amiral” payesini kazanmak için?
Hayır, Cem Gürdeniz tüm bu olanlardan sonra ülkesine, devletine ve denize asla küsmedi, engin bilgilerini ve analiz yeteneğini halkının hizmetine sundu.
Her Pazar VeryansınTV.com’daki yazılarını heyecanla bekliyoruz, bakalım ne yazmış diye.
Her bir yazısı adeta doktora tezi, bir üniversite eğitimi gibi.
Onun ufuk ötesinde gördüklerini ne yazık ki hala toplumun çok büyük bir kesimi göremiyor.
Ama o yılmadan, bıkmadan ve hep yüzünde bir gülümseme ile 7’den 70’e herkese anlatıyor ve anlatıyor.
Amirallikten emekli olmak diye bir kavram yok onda!
Mavi Vatan kavramının yaratıcısı hiç emekli olabilir mi?
“İstiklali tam” bir ülke olmadan Türkiye’nin büyük ülke olamayacağını, denizlere dönmeden bu büyüklüğü yakalayamayacağını her davet edildiği yerde söylüyor, bir daha söylüyor.
İşte Türkiye’de jeopolitik düşüncenin öncülerinden olan Amiralimiz değerli eşiyle birlikte, son olarak Dağarcık Türkiye topluluğunun İzmir Karaburun’daki 2 günlük Ütopyalar toplantısındaydı.
Toplantıların ana teması Cumhuriyetimizin 100. Yılı idi.
Konuşmacı olarak pek çok değerli isim vardı.
Zülal Kalkandelen, Barış Doster, Mehmet Ali Güller, Yaşar Aksoy, Mustafa Kaymakçı, Serdar Kızık, Suat Çağlayan, Tayfun Özkaya ve pek çok genç ve değerli isim daha.
Ben de hasbelkader izleyiciler arasındaydım!
Amiral Cem Gürdeniz’in yaptığı konuşmanın başlığı, “Cumhuriyetin 100. Yılında Denizci Türkiye Vizyonu” idi.
Gürdeniz, öncelikle küresel jeopolitikte okyanus ve denizlerin ne denli önemli olduğunu tarihsel örneklerle izah etti.
Daha sonra Türkiye’nin muhteşem coğrafyası ile küresel güç mücadelesinde boğazlar üzerinden oynadığı rolün önemini (Montrö elbette) anlattı.
Türkiye’nin kendisine eşsiz coğrafi güç sağlayan bu durumunu artık Avrupa Atlantik Jeopolitiğin bir aracı olarak değil, kendi milli menfaatleri için kullanmasının zamanı geldiğini vurguladı.
“Türkiye’nin denizcileşmesi için önce devlet, ardından da halkın denizcileşmesi kaçınılmazdır” dedi.
Amiral, Soğuk Savaş sonrası Türkiye’nin donanmasını geliştirmesinin, Ege ve Doğu Akdeniz’de çıkarlarını savunmasının Avrupa Atlantik hegemonya tarafından tehdit olarak algılanması üzerine Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında Türk Deniz Kuvvetleri’nin hedef alındığının altını çizdi.
Türkiye’nin ikinci yüzyılında mutlak surette denizcileşmesi ve bunun için de devletin çok ciddi bir paradigma değişikliğine gitmesi gerektiğini vurgulayan Gürdeniz, bunun için kurumsal yapı değişiminin şart olduğunu anlattı.
Gürdeniz şöyle devam etti; “Türk denizcilik gücünü oluşturan 14 alt alan, dağınık eşgüdümsüz ve ben merkezlidir. Bütün dünyanın okyanuslara yöneldiği deniz diplerinin karalardan daha kıymetli hale geldiği bir ortamda şüphesiz Türkiye’nin mavi vatan üzerinden dünya okyanuslarına açılması, denizden daha çok yararlanması ama hepsinden öte devletini denizci yapması kaçınılmazdır.”
TÜRK DENİZ JEOPOLİTİĞİNİN 4 ANA EKSENİ
Amiral Gürdeniz, Türk deniz jeopolitiğinin dört ana eksene yönelik olmasının önemine dikkat çekti:
-
Türk Boğazları ve Montrö Sözleşmesi’nin Deniz jeopolitiğimizdeki tunç kanunu yerini koruması.
-
Mavi Vatan’ın, yani deniz etki alanlarımızın herhangi bir çıkar kaybına neden olmayacak şekilde korunması.
-
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin adadaki Türk askeri varlığı ile sonsuza kadar yaşamını sürdürebilmesi.
-
İskenderun Körfezi ve Doğu Akdeniz’deki jeopolitik çıkarlarımızı boğmaya yönelik, denize çıkışı olan kukla bir Kürt devletinin önlenmesi.
Bu muhteşem sunumun yapıldığı Dağarcık Türkiye’nin Ütopyalar Toplantıları 29 yıldır Karaburun’da sürüyor.
Bu oluşumun mimarı Enis Musluoğlu, Atasından aldığı görevle Cumhuriyet’e hizmetini karşılıksız olarak sürdürüyor.
Hala böyle insanlar var ülkemizde, bunu bilmek güzel!
30 Eylül – 1 Ekim tarihlerindeki toplantılarda Cem Gürdeniz Amiral’e Dağarcık Türkiye Cumhuriyet 100. Yıl ödülü verildi.
Cumhuriyet’teki yazılarıyla Kemalizme ve laikliğe sahip çıkan Barış Doster, Mehmet Ali Güller, Zülal Kalkandelen ve anti emperyalist halkçı tarım yazılarıyla tanınan Prof. Mustafa Kaymakçı da Cumhuriyet’in 100. Yılı ödüllerine layık görüldü.
Savaş Emek Ütopya ödülleri ise Serdar Kızık, Kamil Masaracı, Ender Helvacıoğlu’nun oldu.
Dağarcık Türkiye Onur Ödülleri de Suat Çağlayan ve Yaşar Aksoy’a verildi.
Şu iç sıkıcı dönemlerde başta Amiral olmak üzere böyle insanların etrafta olduğunu bilmek içimi ferahlatıyor.