Tecrübeli Hintli eski Diplomat M.K. Bhadrakumar, bir batıya bir doğuya yönelen Türkiye’yi “Salıncak Devlet” olarak niteliyor.
21 yıldır Erdoğan’ın yönetimindeki “salıncak”, şimdi anlaşılan Batı’ya meylediyor.
Kissinger’e atfedilen meşhur darbı meseldir: ABD’nin düşmanı olmak tehlikelidir ama dostu olmak ölümcüldür!”
İşte şimdi o mayın tarlasına yeniden girdik.
Esasen o mayın tarlası bize çoktan girmiş durumda.
Ülkemizde serseri mayın gibi dolaşan en az 13 milyon kaçak göçek var.
Erdoğan’ın tabiriyle onlar “Ensar Muhacir”.
Anladığım kadarıyla kardeşimiz filan demek istiyor.
1400 yıl önce bir kaç yüz kişinin yaptığı göçü bugün milyonlarcasının işgaliyle aynı kefeye koymak ancak siyasal İslamcı’nın işi olur zaten.
Siyasal İslamcıların ülkemizde şöyle bir takıntısı var: Araplar ve Arapça kuran bağlantılı olduğu için kutsaldır!
Bunu Afganistan’dan Afrika ve Asya’ya kadar tüm Müslümanlara kadar genişletebilirler de.
Ancak şimdi olan bitenler bize tehlikenin giderek büyüdüğünü gösteriyor.
AKP yönetimindeki Türkiye, ABD’ye şirin gözüküp para bulmak için NATO’ya ve küresel batıya bağlılıklarını gösterme gayretine girdi.
Bunun en tehlikeli bölgesi Ukrayna ve Karadeniz havzası.
Rusya ile NATO’nun savaşmasına ramak var.
ABD ve İngiltere Ukrayna’ya misket bombaları gönderdi, kullanılmaya başlandı.
Ayrıca Karadeniz’de yeni bir cephe açmak için özellikle iptal ettirdikleri tahıl anlaşmasını bahane edip, Romanya üzerinden yeni bir gerilim hattı kurmayı planlıyorlar.
Bunun için de Türkiye’yi kullanacaklar hesapta.
Emekli ABD’li Amiral James Stavridis, Bloomberg’de “NATO devriyeleri Ukrayna’nın tahılını Putin’den koruyabilir” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bu yazıda, “Kırım’daki limanlar dışında faaliyet gösteren Rus Karadeniz Filosu’nun yerini takip eden devriyeler oluşturmak” gerektiğini ve “tahıl gemilerine yönelik olası Rus hava saldırılarına karşılık vermek için önemli bir hava bileşenine” ihtiyaç olduğunu vurgulayan Stavridis, “Birkaç savaş uçağı filosu Türkiye’deki NATO üslerine ya da daha büyük olasılıkla Romanya ve Bulgaristan’da görevlendirilebilir. Uydu komuta ve kontrolü gerekli olacaktır; hava ve deniz insansız hava araçları entegre edilebilir” dedi.
Rum kökenli bu İstavrit çok uyanık yani anlayacağınız.
Ukrayna’nın pili bitince (Polonya ve Baltık cüceleriyle birlikte) Romanya, Bulgaristan ve en önemlisi Türkiye’yi öne sürecek, Montrö’yü delecek, Rusya’ya karşı bizi kullanacak.
Ama iş o kadar basit değil.
Tehlike sadece Karadeniz’de artmıyor.
Güneyimizde de artıyor.
Rusya ve Suriye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden Biden’a dönmesi üzerine İdlib ve çevresindeki operasyonlarını arttırdılar.
Rus uçakları bombardıman yapıyor aralıklı olarak.
Suriye ordusu da karadan bastırıyor.
İdlib’deki teröristler şimdi Türkiye’ye kaçmak için kanserli çocukları bahane ediyor.
Oysa Suriye’nin yüzde 70’i artık güvenli ve Suriye devleti ücretsiz sağlık hizmeti sunuyor.
Bunların derdi çocuklar filan değil, bunlar çocuk katilleri; Lazkiye’deki Alevi köylerinde katlettikleri çocukları Esad katletti diye günlerce İngiliz gizli servisiyle propaganda yaptılar, TRT’deki Fetöcüler de saatlerce yayınladı.
Türkiye’de İdlib’deki teröristlerden zaten çok var.
Bunların TV ve internet kanalları da var ve Türkiye’de Türkleri tehdit edebilme noktasına geldiler.
Ne de olsa iktidar onları tutuyor: Ensar sansar filan.
Türkler Türkiye’de Arap’tan değersiz konumda.
En önemlisi de ABD’nin BOP (Büyük Ortadoğu veya gerçek adıyla Büyük Kürdistan) projesi hala geçerli.
Eski asker ve şimdi uzman akademisyen yazar olan Dr. Naim Babüroğlu’nun yeni resimli twit paylaşımını buraya alırsam daha açıklayıcı olur:
“-İlk harita, 1919 yılına ait. İngiliz İstihbarat Binbaşı Noel’in Londra’ya gönderdiği. -İkinci harita, PKK terör örgütünün sözde haritası. -Üçüncü harita, Kuzey Irak’ı 2021’de ziyaret eden Papa anısına bastırılan puldaki harita. -ABD’nin BOP haritası da benzer. -Bu haritalar efsane değil… ABD, bu haritalar için 10 bin km’den geldi, Irak-Suriye’yi parçaladı. SORU ŞU: Sığınmacılar/yasa dışı göçmenler, neden ülkelerine gönderilmiyor? ABD ve diğerleri, projeyi durdurmuyor. -Bu harita sahiplerinin, işbirlikçilerinin ve destekçilerinin ortak sevdası/hayali SEVR; ortak düşmanı LOZAN ve Atatürk…”
Anglo sakson liderliğindeki Batı emperyalizminin gündemi bir iki günlük değildir.
Bir asırdan fazladır bu proje yürürlükte ve sabırla ilerliyorlar.
Ekonomiyle, diplomasiyle, tehdit ve şantajla, rüşvet ve satın almayla adım adım yürüyorlar menzile.
Bizim salıncak devlet veya dış politika anlayışımız ise Batılı emperyalistlerin elini güçlendirmekten başka işe yaramıyor.
Mazlum milletlerden Batı’ya, Atatürk’ten Osmanlı’ya, Türk’ten Araba geri dönüşün faturası her geçen gün ağırlaşıyor.