Tıpkı çocuk, kadın, engelli ya da korunmadan yoksun birisi gibi dünya da kötüye kullanılabiliyor. Başka şekilde söylemek gerekirse kötüye kullanılan dünya aracılığıyla canlılık ve doğadır.
Yirminci yüzyılın ortalarında İNSAN ÇAĞI’na geçildiğini savlayan İNSAN ÜSTÜNLÜKÇÜLÜK üç çeyrek yüzyıl sonra doğanın ve çevrenin duvarına çarptı. Bu çevrelerin dillerine doladığı söylemlerin pek çoğunun olaya geniş açıdan bakması engellenen kitlelerin gururunu okşadığı tartışmasızdır. Bilimsel ve teknolojik gelişmelerle birlikte kendisi dışında kalan her canlıya ve doğaya egemen olacağı izlenimini her geçen yıl pekiştiren İNSAN bir yılı aşkın süredir yaşamakta olduğumuz KÜRESEL SALGIN’la bir dönemin sonuna gelmiş oldu.
İnsanın canlılar dünyasında kendisini ayrı yere koyması hiç kuşkusuz bilime de aykırıydı. Dünyaya egemen olan güçlerin de zorlamasıyla sokaktaki insana hoş görünen İNSAN ÜSTÜNLÜKÇÜLÜĞÜ’nün ürünü olan ANTROPOSEN (İnsan Çağı) gözle göremediğimiz, elle tutamadığımız bir canlı tarafından yerle bir edildi. Salgın ortamının ürkü ve korkusuyla şu günlerde yeterince odaklanılamayan ve değerlendirilemeyen bu tarihsel gelişme ilerleyen yıllarda ayrıntısıyla mercek altına alınacaktır.
Kuşkusuz insan, içinde yaşadığımız dönemde pek çok özelliğiyle yerküreye egemen konumdadır.
Elbette şimdilik!
Bilimsel devrimler zincirinin önemli halkası olan ve biyolojiyle ilgili hemen her şeyi kökünden değiştirmiş olan Darwin Kuramı’nın kuram olmaktan çıktığı yaşamın gerçeğine dönüştüğü kuşkuya yer bırakmayacak denli ortada olduğuna göre kendisi dışındaki her şeye ayrıntı olarak bakan insanın her şeyden önce akıl ve bilim çizgisine gelmesi kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Sanayi Devrimi’yle birlikte kendisini gösteren ve hızla dünyaya egemen olan kapitalizmin de insan üstünlükçülüğü anlayışından yararlandığı gözlenmiştir.
“Her şey insan için!”
“İnsan her şeyin en iyisine lâyıktır!” türünden özlü (!) sözlerin insanlığın kendisinden geçmesindeki etkisi kuşkusuzdur.
Uyuşturucuya eşdeğer bu söylemlerin en üstün varlık insan imgesine yaptığı katkı sınır tanımayan, çevre ve başka türler kaygısı taşımayan bir insan tipi yaratması İNSAN ÇAĞI’nı daha başlangıçta kısa ömürlü kılmıştır.
Henüz belleklerimizdedir.
Salgının başında yoğunlukla tartışılmıştı. Bu tartışmanın sürdüğünü söylemek de olasıdır. Küresel salgına neden olan virüsü insana bulaştıran canlılarla ilgili pek çok olasılığa göndermede bulunan saptamalar okuduk, izledik ve işittik.
İnsan çağıyla birlikte sınır tanımazlık duygusu depreşen insanın yaptıklarını kısaca özetleyelim!
Bilimsel ve teknolojik buluşlarla utku sarhoşu olan insan çoğalma ve yerkürenin hemen her yerine yayılma konusunda da sınırları zorlar oldu. Dünyanın kuş uçmaz kervan geçmez yerleri insanın yerleşim alanına dönüştü.
Otlaklar, çöller, ormanlar, tarım alanları ve aklınıza getirebileceğiniz pek çok doğal alan insanın yerleşimine açıldı. Buraların gerçek sahibi olan canlıların bir bölümü tükenirken bir diğer bölümü de varlığını sürdürdü. Bu da gündelik yaşamda diğer yaban türlerle yakınlık anlamına geldi. Yaban türlerden, evcil olanlara atlayan virüsler buradan da insanlara geçme olanağı yakalamış oldu.
1914-1918 yılları arasında dünyayı etkisi altına alan ve küresel ölçekte 50 milyon can aldığı kestirilen İspanyol gribi Kansas’ta domuzdan insana ve oradan da dünyanın her yerine yayıldı. Dünya savaşının da etkisiyle PANDEMİ’ye dönüştü.
Güncel salgında insanlığın kaynak tür arayışı içinde olduğuna az önce değinmiştik. Hiç kuşkusuz bir yaban türden geçiş söz konusudur. Ancak, bu geçişte insanın rolünün yeterince irdelenmediği de kesindir. Sınır tanımayan insanın bu yaban tür(ler)le yakınlaşması her nedense hak ettiği ilgiyi görmeyen önemli ayrıntıdır. Doğaya ve canlılığa saygısını yitiren insanlık bir bakıma aymazlığının ve duyarsızlığının bedelini ödemektedir patlayan salgınlarla.
Bir diğer örneğe 1997-1998’de rastlanmıştır. Malezya’da tarım alanı açmak amacıyla kesilen meyve ağaçları çok sayıda meyve yarasasını yersiz yurtsuz bırakınca bu yarasalar yaşama tutunmak için insanların yetiştirdiği meyve ağaçlarına yerleşirler. Elbette, bu yakınlaşma yarasaların Nipah virüsünü insanlara aktarma fırsatı yaratmış olur.
Bundan 10 yıl önce şimdiki salgından sorumlu virüsün yakın akrabası sayabileceğimiz MERS hastalığının etkeni develer aracılığıyla insanlara geçmiştir. Bu geçişten de Kuzey Afrika ve Arap yarımadasındaki deve sayısındaki insan eliyle ortaya çıkan artış ve deve-insan yakınlaşması sorumlu tutulmuştur.
“İnsan eşsiz becerisiyle dünyayı büyük bir köye dönüştürdü!” Son yıllarda bu tümceyi okumayan ya da işitmeyen kalmadı. Güncel salgın belki de insanın bu eşsiz becerisi (!) üzerinden insanın karabasanına dönüştü desek yanılmış olur muyuz?
Dr. Anthony Fauci’nin şu sözlerini göz ardı etmemeliyiz :
“Güncel Covid 19 salgını, tarihe düşülmüş birçok nota eklenen bir diğeri olmuştur. Doğaya yönelik dengesiz, saldırgan ve yıkıcı eylemlerin öne çıktığı İNSAN EGEMEN dünyada bu yaklaşımdan vazgeçmediğimiz sürece başka salgınların ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. Öngörülebilir gelecekte risk artarak var olmayı sürdürecektir. Bu durum bizi doğayla dengeli bir yaşam kurma doğrultusunda düşündürmelidir.”
Fauci’nin sözlerini daha anlaşılabilir şekilde algılamak gerekirse bugüne kadarki hoyrat yaşam anlayışımızı gözden geçirmemiz gereği ortadadır.
Bu arada, bir kötü haber daha!
Korona virüs ailesinden başka türlerin de insanlara bulaşma potansiyelinin yüksek olasılık olduğu bilim insanlarının çalışmalarıyla ortaya konmuş durumdadır. Kısaca vurgulamak gerekirse çevre için iyi olan insan sağlığı için de iyidir. Çevrenin, bitkinin ve hayvanın sağlığı insanın sağlığını doğrudan etkileme gücüne sahiptir.
Yazıyı aynayla bağlayalım!
Ayna basit ama bir o kadar da yararlı bir gereçtir. Yüzümüzü, gözümüzü, boyumuzu, bosumuzu gösterir.
Aynanın bir işlevi daha vardır ki, çok üzerinde durulmaz, değinilmez.
Şimdi insan olarak aynaya bakmanın zamanıdır!
Aynaya baktığımızda doğayı ve canlılığı hiçe sayarak başta kendisi olmak üzere hemen tüm türlerin başını derde sokan ve dünyayı kötüye kullananı görmüş olacağız.
Şimdi aynaya bakma zamanıdır!
Son Söz :
DÜNYAYI KÖTÜYE KULANMAKTAN VAZGEÇMELİYİZ!
İnsan : Kirlilik kaynağı1
1 https://www.counterpunch.org/2021/04/21/earth-abuse-and-the-next-pandemic/