Çin Halk Cumhuriyeti’nin güneybatısında yer alan Sichuan eyaletinin başkenti Chengdu, 16 milyon nüfuslu büyük bir metropol. Chengdu ile ilgili öne çıkan konuların başında pandalar geliyor. Şehrin içinde ve çevresinde dört adet dev panda koruma merkezi bulunuyor. Bunların arasında şehir merkezine en yakın olan Chengdu Dev Panda Yetiştirme ve Araştırma Merkezi, Birleşmiş Milletler çevre programının 500 önemli küresel çevre koruma kurumundan biridir. Toplam 2000’den az sayıda kalan dev pandaların büyük kısmı Sichuan eyaleti sınırları içinde yaşamaktadır.
Şehrin öne çıkan bir başka özelliği yemek kültürüdür. Unesco tarafından gastronomi şehri olarak kabul edilen Chengdu’da 3000 yemek türü, 300 meze türü yapıldığını öğreniyoruz, hepsini tadabilmek için burada altı ay kalmak gerektiği söyleniyor. Yemekleri bol baharatlı ve acılı yapıyorlar. Birçok restoran gece saat üçe kadar açık, günün her saatinde yemek yenebiliyor. En popüler yemek, sıcak tencereye yağ, çeşitli baharatlar, sebze, et konarak hazırlanan hot pot.
Chengdu, çay kültürü ve çay bahçeleri ile de ünlü. Buranın en önemli kültürel buluşma noktası çay evleridir. Çay kültürü, sosyal hayatın törensel bir parçasıdır; Çay evlerinde yeşil çay içerken masaj yaptırılır, kulak temizletilir, gösteri izlenir. Kulak temizlenmesinin, kulak içindeki sinirler yoluyla, masaj gibi vücuda iyi geldiği söyleniyor. Büyük bir açık hava tiyatrosu şeklinde, bambu sandalyelerin sıralandığı halk çay evleri her gün doludur. Sanatçılar, parlak, canlı renkli kostümleri ve gösterişli başlıkları ile parodiler, müzik, dans, kukla gösterileri, gölge oyunları sergiliyor, program en son yüz değiştirme performansı ile bitiyor. Sichuan operasının önemli özelliklerinden biri olan Bianlian yani yüz değiştirme gösterisinde, sanatçılar sahnede gong ve davul sesleri arasında, izleyicilerin fark edemeyeceği bir hızla yüzlerindeki maskeleri defalarca değiştiriyorlar. Bu ünlü gelenek, en eski yerel opera kültürünün bir parçasıdır.
Chengdu şehir merkezindeki Tianfu Meydanı, 88.000 metrekare alanı ile Güneybatı Çin’deki en büyük meydan. Tianfu: bereketli topraklar anlamına geliyor. Bu geniş meydanda, Mao heykeli, Sichuan Bilim ve Teknoloji Müzesi, Sichuan sanat galerisi, Chengdu Müzesi, Jincheng sanat sarayı, İmparatorluk camii, eyalet kütüphanesi ve alışveriş merkezleri yer alıyor.
Yine şehir merkezinde, Budist Zen manastırlarının önde gelenlerinden biri olan Wenshu Manastırı ziyaret edilebilir. İlk yapımı 605’e tarihlenen manastır, savaşta yıkılınca 1697’de yeniden yapılmış.
Arka arkaya sıralanmış altı salonu bulunan manastır, 200.000 metrekare alana yayılıyor. Salonların içinde fotoğraf çekilmiyor. Buda ve Bodhisattva’nın demir, bakır, kil, ağaç ve taş oyma 200 heykeli bulunan manastırdaki heykellerin arasında en ünlüsü, Burma’ya giden bir rahibin 1922’de getirdiği yeşim Buda heykeli. Chengdu’da kuzey ve güney hanedanlığı döneminde yapılan Buda heykelleri, hem geleneksel Çin ve hem de Hint Gupta tarzının özelliklerini taşıyor. Manastırda ayrıca, nadir kitaplar, yazılar, resimler, kaligrafik çalışmaları bulunuyor. Bu tapınak aynı zamanda Taoist bir tapınak, Chengdu Taoizm’ in çıkış noktası olarak da önemli. Tapınağın girişinde iki tarafta koruyucu heykeller, kuzey-güney-doğu-batı şeklinde her biri bir yönü yöneten dört kralların suretleri bulunuyor. Tapınağın ikinci salonunun (Mahavira salonu) ortasında, oturan Sakyamuni heykeli yer alıyor. Budizmin kurucusu Buda Sakyamuni’nin 2.64 m boyundaki bronz heykeli 1829’a tarihleniyor. Arkadaki salonda, kutsal emanet heykellerden biri olan yeşim Buda heykeli ile mutlu Buda heykelini görüyoruz.
Şehrin geleneksel ticari sokaklarından biri olan Jinli Sokağı, ilk kez brokar tüccarları için organize edilmiş ve 2004’de eski haline uygun restore edilmiş olan 550 metre uzunluğunda bir sokak. Burası Qin hanedanı döneminde (M.Ö. 206-221) brokar üretilen yermiş. Shu krallığı döneminde (221-263) en yoğun ticari bölgelerden biri haline gelmiş. Shu brokarı, Çin’deki dört ünlü brokardan biridir ve Chengdu’nun parlayan kartviziti olarak tanımlanır. İpek yoluyla batıya tanıtılmış ve rahipler tarafından Japonya’ya götürülmüş olan Shu brokarının değişim öyküsü, Antik Çin’in dış dünya ile ekonomik ve kültürel iletişimini yansıtıyor.
Yayaların yürüdüğü Jinli Sokağının iki tarafında dükkanlar, çay evleri, barlar, restoranlar sıralanıyor ve yol bir noktada ikiye ayrılıyor. Sol taraftan devam eden sokakta sadece yiyecekler satılıyor. Ayrılan sokaklar küçük bir meydanda tekrar birleşiyor. Gölet ve küçük taş köprülerle süslenen bu turistik sokak çok renkli ve çok kalabalık, hırsızlık yönünden dikkatli olunması öneriliyor.
Sokağın diğer ucunda, üzerinde Çin karakterleriyle “Jinli Sokağı” oyulmuş kemer şeklinde kapı yer alıyor.
Chengdu Dev Panda Yetiştirme ve Araştırma Merkezi, Chengdu’nun 10 kilometre kuzeyinde yer alıyor. Sevimli pandaları görmek için, sabah saat 07:30’da açılan bu merkezi ziyaret edebilirsiniz. Günde 40.000 civarında kişinin ziyaret ettiği merkez, günün ilerleyen saatlerinde oldukça kalabalık hale gelip pandaları görmek zorlaştığı için erken gitmekte fayda var.
Pandanın Çincesi xiongmao; xiong: ayı, mao:kedi anlamına gelir. Pandalar Sichuan eyaletinde bulunan, bu bölgeye has endemik ayı türü ve 7-8 milyon yıldır süren varlığı tehlikede. Çin’in simge hayvanı ejderha olmakla birlikte, resmi olmasa da simge olarak panda daha çok kullanılıyor. Etobur olan pandalar, iki milyon yıl önce evrim geçirerek otobur hale dönmüş, besinlerinin %99’unu bambu oluşturuyor. Pandalar tek başına yaşarlar, bir bölgede uzun süre kalmaz, yer değiştirirler. Bu nedenle hamile kalmaları zor olur. Genellikle tek yavrusu olur, ikiz yavru olursa anne birini büyütebilir, zayıf olanı bırakır. Panda yavrusu doğduğunda 100-150 gram ve pembe renklidir, 1.5 yıl annesinin yanında kalır. Beş yaşındayken erişkin hale gelir, yavrulayabilir. Doğal ortamda pandaların yaşam süresi 25 yıldır, korunmuş ortamlarda 30 yıl yaşar. En uzun yaşayan, 37 yaşında ölen Panpan adlı pandaymış. Boyları 1.5-2 metre, erkek pandalar ortalama 100 kg, dişiler 50-60 kg ağırlığındadır.
Chengdu Dev Panda Yetiştirme ve Araştırma Merkezi 1987’de kurulmuş. Merkezi ziyaret ettiğim 2018 yılına dek burada toplam 158 dev panda yaşamış. Merkezin içinde bambu ormanlarıyla çevrili yollarda yürüyerek dolaşıyoruz. Bakıcılar, çit ve bariyerle çevrili alanlara bambu köklerini getirip bırakıyor. Dev pandaların gelip oturarak, iştahlı ve sevimli bir şekilde bambu köklerini kıtır kıtır yemesini izliyoruz. Merkezdeki pandalar günde 20-40 kg bambu yiyor.
Bambunun besin değeri ve verdiği enerji çok düşük olduğu için dev pandalar günün yarısını yemekle, kalan zamanı da sindirim ve dinlenmeyle geçiriyor. Bir alanda annesini emen, başka bir yerde annesinin üzerine atlayıp oyunlar yapan yavrular, bir başka yerde düşe kalka, bazen ters dönerek ağaca tırmanan 8 aylık yavruları görüyoruz. Çok sevimli ve oyuncu hayvanlar bunlar. Pandaların çok iyi tırmanıcı olduğunu öğreniyoruz, uyumak, oynamak, güneşlenmek, çiftleşmek, tehlikeden kaçmak için ağaçları kullanıyorlar.
Merkezde daha küçük, rakun boyutunda kırmızı pandalar da var, fakat onları görmek başka bir sefere kalıyor. Güneybatı Çin dağlarında 1800-4800metre arasındaki yüksekliklerde ve Himalayalar’ın eteklerindeki ormanlarda yaşayan, nesli tükenmekte olan kırmızı pandaların yaban ortamda sayısı 5000 civarında kalmış.
Chengdu’ya 168 kilometre mesafede Leshan şehrindeki dünyanın en büyük taş oyma Buda heykeli olan Büyük Leshan Buda’sı da görülecek yerler arasında. Dev Buda’nın yer aldığı bölgeyi içeren Emei Dağı Manzara Bölgesi 1996’da Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine alınmış.
Chengdu’dan Leshan’a giderken sağ tarafta, dünyanın en büyük tek binası olan Global Center’i görüyoruz. Ünlü mimar Zaha Hadid tarafından yapılan bu bina 2013’de açılmış. İçinde oteller, alışveriş merkezleri, ticaret merkezleri, ofisler bulunuyor. Şehirde plaj olmadığından yaz aylarında yüzmek için bu merkezin içinde plaj oluşturuluyormuş. Chengdu’dan 53 kilometre mesafede Peng Shan yol ayrımında, Çince “Uzun Yaşam” yazılı kırmızı yapıyı görüyoruz. Peng Shan, uzun ömürlü insanlarıyla ünlü bir yer, bin yıl önce 120 yıldan uzun yaşamış olan Ponk Zu adlı bir adamın köyü. İnsanlar, uzun yaşamın sırrını anlamak için orayı ziyaret eder, araştırma yaparmış. Yol boyunca çay bahçelerini, kanola bitkisini, portakal türlerini, üzüm bağlarını görüyoruz. Japonya’da ve Avrupa’da bahçeleri süsleyen Hatmi (Alcea), Sichuan’ın yerel bitkisi.
Leshan, Minjiang Nehri kenarında kurulmuş, 3.5 milyon nüfuslu bir şehir. Le: mutlu, Shan: dağ anlamına geliyor. Minjiang Nehri kıyısında tekneye binerek, nehirde on dakika ilerledikten sonra, karşı sahilde sarp kayalıklar arasında oyulmuş, dünyanın en büyük dev Buda heykelini görüyoruz.
1300 yıl öncesine tarihlenen Leshan Dev Buda’sı, Yangtze’nin kolları olan Minjiang, Dadu, Qingyi nehirlerinin buluştuğu yerde, 713-803 yılları arasında Tang hanedanlığı döneminde yapılmış. Heykelin yapılma öyküsü şöyle anlatılıyor; haziran-temmuz aylarında yağmurlar artınca bölgede su taşmaları olurmuş. Yangtze Nehrinin en büyük kolu olan Minjiang ve suyu son derece tehlikeliymiş. Balıkçılık yapan köylüler burada ölümlü kazalara kurban gitmiş, geride birçok yetim çocuk ve dul kalmış. Rahip Haitong, burada köylülerin çektiği ızdırabı görünce bir şeyler yapmak gerektiğini düşünmüş. Koruyucu olarak büyük bir Buda heykeli yapılması kararlaştırılmış. Dünyanın en büyük oturan Buda heykelinin yapımı 90 yıl sürmüş. Molozlar, Buda’nın yapımında kullanıldığı için nehrin yolu ve akış hızı da değişmiş, böylelikle ölümler önlenmiş.
71 metre uzunluğundaki Buda heykelinin büyüklüğü şöyle ifade ediliyor: ayağa kalkmış bir 747 uçağı yüksekliğinde, omzunda otobüs park edebilir, bir dizinde 50 asker oturabilir. Elleri dizlerinde oturan, Hintli görünüşlü gülümseyen ifadeli Maitreya Buda (Gelecek Buda) heykeli kırmızı taştan yapılmış, siyah renkli burun kısmı İkinci Dünya Savaşında Japonlar tarafından bombalandığı için yenilenmiş. Heykelin önündeki terasta insanlar görüyoruz, yan tarafında kayalıklardaki merdivenlerden inerek Buda heykelini yakından görmek mümkün. Fakat heykeli karşıdan yani nehirden görmek, fotoğraf açısından çok daha uygun ve zahmetsiz. 1989’da bir turist tarafından, oradaki dağın yatan Buda gibi bir şekli olduğu, dev Buda heykelinin de yatan Buda’nın göğüs bölgesinde inşa edilmiş olduğu fark edilmiş. Fakat bizim gördüğümüz açıdan böyle bir benzetme yapmak zordu.