İzmir, yaşadığı acı depremin ardından; halkıyla, Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri ve devletin de yaptığı katkılarla yaralarını sarmaya çalıştı.
Depremin hemen ardından Ankara, Muğla, Aydın, Adana, Hatay ve Ardahan belediye başkanları yanlarına yardımlarını alarak İzmir’e koştular. Hastalığı nedeniyle gelemeyen İmamoğlu’nun cankurtaran ekipleri de çok insanımızın yüzünü güldürdü. O sırada covid-19 nedeniyle hasta izolasyon altında bulunan İmamoğlu, ilk fırsatta İzmir’e koşarak geldi ve Başkan Soyer’e başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
İzmir’in, Başkan’ı, belediyeleri ve halkıyla gösterdiği olağanüstü ‘kurtarma ve yaşatma’ çabalarını tüm Türkiye yakından görmek isterdi ama ne yazık ki yandaş medya çoğunlukla vermedi bu haberleri.
HER ŞEYİ GAVURLUĞUNDAN YAPIYOR
İzmir halkı, bütün bu felaketlerin ‘gavur’ olduğu için başına geldiğini iddia edenlere karşı, bu felaketin yaralarını sarmak için olağanüstü çalışmalar yürüttü. Hatta denebilir ki, İzmirlinin sahip olduğu tüm özellikleri onun ‘gavurluğuna’ bağlayanlara inat, – gavurluğundan olacak- tüm olanaklarıyla felaketzedelerin yardımına koştu.
Bu gavurluktan olacak;
Büyükşehir Belediyesi, her felakete hazır uzman kadrosuyla ve deprem bölgesinde hızla çadırlar ve mobil tuvaletler kurabilir, çamaşırhane ve aşevlerini bu kadar hızla kurabilir, felaket sonrası yağmaya başlayan yardımları böylesine beceriyle yönetebilir miydi?
Eğer İzmirli ‘gavur’ olmasaydı depremden hemen sonra yapılan ‘kan’ çağrısına bu kadar hızla yetişir ve birkaç saat içinde yeterli kanı sağlayabilir miydi?
Ya da İzmirli yazlık sahipleri hemen organize olarak yazlıklarını depremzedelere açar, gitmek isteyenleri taşımak için servis aracı firmaları bile hemen organize olarak hazır olduklarını bildirirler miydi?
BAŞKAN SOYER’DEN DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, bu depremde vermekte olduğu başarılı sınavın arkasında, kendi özverili çalışmaları yanı sıra bir başka büyük öngörüsü de rol oynadı;
Göreve gelir gelmez, her an deprem olabilir kaygısıyla bir Deprem Daire Başkanlığı kurdu ve hemen başlattığı çalışmalar ile İzmir’i depreme hazır hale getirdi.
YANDAŞ BASININ KÖRLÜĞÜ
İzmirlinin yardımseverlik duyguları ile onların seçtiği belediyelerin vizyonu birleşince ortaya çıkan başarı tablosunu kıskananlar çok elbette!
Ancak;
Bu başarıyı görmezlikten gelseler de, çamur atabilmek için açık aramayı sürdürseler de, herkes gördü ki İzmirli, çekmekte olduğu acıya rağmen ‘gavur inadını’ bırakmadı; bilinçli bir şekilde ve büyük bir özveriyle depremzedelerin yardımına koştu, koşmayı da sürdürüyor!
Varsın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından başarıyla organize edilen bu hizmetler yandaş televizyon ve gazeteler tarafından göz ardı edilsin!
Varsın, bazı sıkılmaz kişiler deprem sonrası Tunç Soyer’i deprem bölgesinde göremediklerini söyleyecek kadar aşağılarda dolaşsınlar, kervan yürüdü, başta Tunç Soyer olmak üzere Büyükşehir Belediyesi’nin ilgili birimleri deprem sahasında canla başla çalışmayı sürdürdü, tehlike nedeniyle terkedilen belediye binasından başka yerlerde kurulan ofislerde çalışmak zorunda kalan belediye çalışanları gece gündüz depremzedelerin rahatı için emek verdi.
SÜREKLİ DEPREMZEDELERİN YANINDA OLANLAR
Sadece Tunç Soyer değil, ilçe belediyelerin başkanları, meclis üyeleri, CHP’li milletvekilleri ve parti meclisi üyeleri de depremzedelerle birlikte uykusuz geceler geçirdiler, yıkıntılar arasından çıkacak canları beklerken hemşerilerimizin acı, korku ve kaygılarını onlarla paylaştılar.
İzmir’e ‘Gavur’ damgası vuranların emrinde olan ‘yandaş basın’ elbette Tunç Soyer’in yaptıklarını görmezlikten gelecektir. Onlar bu deprem sırasında ya – insan değerlerini zorlayan- sansasyonel haberlerin peşinde koştular ya da gelip giden bakanların -bazıları gösteri ağırlıklı- haberlerini vermek için yarıştılar.
CAN KURTARAN KAHRAMANLAR VAR
Depremde yitirdiklerimizin acısını içimizde duyumsarken unutulmaması gereken kahramanlar var elbette. Başta İzmir Büyükşehir Arama Kurtarma ekibi olmak üzere Afad ile diğer kentlerden gelen kurtarma ekipleri bunların başında geliyor.
Onlar, gece gündüz canlarını tehlikeye atarak depremin yıkıntılarını tırnaklarıyla temizlediler, altından kimi zaman umudu çıkardılar, kimi zaman da umutsuzluk acısı ve düş kırıklığı yaşadılar.
KORONA VE DEPREM BİRLİKTE VURMASIN!
Ve her zaman olduğu gibi sağlık personelimiz yine canla başla yaralıları yaşatmanın gayreti içinde oldu! Herkes gözünü yıkılan binalara çevirmişken ve yıkıntılardan kurtarılacak canlara yönelmişken, sağlıkçılarımız bir yandan Covid-19 olguları ile uğraştılar diğer yandan da depremde yaralananların yaralarını sağaltmaya çalıştılar. Bunun ne zor bir görev olduğunu ancak sağlık emekçileri bilir!
Normal koşullarda bile herkesten en az on beş kat fazla covid-19 hastalığına yakalanan sağlık kahramanları, dileriz bu deprem sırasında almış oldukları corona virüs yüzünden daha büyük bir yıkım yaşamazlar!
Çok canımız yandı! Ama İzmir Büyükşehir Belediyesi ile el ele veren İzmir halkı, gavurluğunun doruğunda, bütün olanaklarını kullanarak canları kurtarmak, kurtarılanları yaşatmak ve yıkımdan nasibini almış diğer depremzedelerin yaralarını sarmak için elinden geleni yaptı.
İzmirlilere ve başta Tunç Soyer olmak üzere İzmir’i yöneten belediye başkanlarına binlerce teşekkür!