Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ‘Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın 2018 yılı sonuçlarında eğitim durumuna göre mutluluk düzeyine bakıldığında herhangi bir okul bitirmeyenlerin mutlu olma oranı, eğitimli insanlara oranla daha yüksekmiş. (1) İngilizce, “ignorance is bliss” yani “cehalet mutluluktur” anlamına gelen deyim, bu durumu ifade etmede bize yardımcı olmaktadır. “Ignore” un kelime anlamı “görmezden gelmek, göz ardı etmek”. Yani cehalete giden yol, görmezden gelip yok saymakla başlıyor. Sonra bu cehaletin arkasında sahte bir mutluluk inşa ediliyor.
Ortada kalamıyorsun; ya olan biteni doğru yerlerden doğru bir şekilde öğrenip çaresizlik içinde kıvranacaksın, ya da yukarıda bahsedilen mutlu kişilerin yaptığı gibi görmezlikten gelip kendine sahte bir dünya yaratacaksın. İlkini yapmak gerçekçi ve zor olduğu gibi, ikincisini yapmak da bir o kadar sahte ve kolay. Tam da insanoğlunun istediği gibi. Aslına bakıldığında kolaycılığın, insanoğlunun yapısına aykırı bir durum olması gerekiyor. Çünkü geçmişten günümüze hayat macerasını mücadele ile sürdüren ve bu doğrultuda evrimleşen bir canlı için kolaya kaçmak aykırı bir davranış. Geçmişinde mücadele etmeyi öğrenen insanoğlu, zamanla pasif kalmayı da öğrendi ne yazık ki. Fiziksel olarak eskisi kadar bedenini kullanmadığı gibi, beraberinde, kimileri için düşünme yetisini kullanmamak da kaçınılmaz oldu.
Günümüz teknolojisi de bu durumu kolaylaştırıcı olanakları sağladı. Birçok şeyin şu an için makinelerle yapıldığı ve ileriki dönemlerde de robotlarla yapılacağı düşünüldüğü zaman, insanın içine düştüğü boşluğu ve artı zamanı değerlendirme konusunda nasıl bir yol izleyeceği dünyanın da aslında nasıl bir şekil alacağının ve ne gibi değişikliklerin meydana geleceğinin emarelerini bize verecektir. Teknolojinin sağladığı avantaj aslında insanların düşünme yetilerini geliştirmeleri konusunda tatminkar imkanlar sunarken, insanlar bunu tercih etmeyebiliyorlar. Hem zaman olarak verdiği boşluk hem de bilgiye ulaşmadaki kolaylık avantaj sağlıyor. Kimi zaman bilgi kirliliğine maruz kalınsa da zamanla seçici oluyorsun ve kaliteli bilginin kaynağını bulabiliyorsun.
Teknoloji çağının içinde doğan ve “dijital yerliler” olarak adlandırılan Y ve Z kuşağı için bilginin bu kadar ulaşılabilir olması onları bir şeyleri görmezden gelmeye iterken “dijital göçmen” olarak adlandırılan Z kuşağı için ise bu çağa ayak uydurmak zor olduğundan bir takım şeyler önemsenmiyor.
Yine de gündemi ve ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel olmak üzere her anlamda içine girmiş olduğu karmaşayı görmezden gelmenin mümkün olmadığının farkında olan insanlarda var. Bu insanlar TÜİK tarafından yapılan çalışmada mutsuzluk oranı içinde yer alan grup. Medyayı işgal eden yandaş ve yalaka basının yaptığı haberlerin gerçek dışılığının farkında olup meydanlardaki eyyy diye başlayan nidaların arkasından gelen ve göz boyayan cümlelere inanmayan gerçekçi insanlar.
Şu an kendileri mutlu olmasa da ülkeyi gelecekte mutlu edecek olanlar bu insanlar aslında. Yolunda gitmeyen şeylerin farkında olup bunların değişmesi için sesini yükselten ve çaba sarf eden insanlar. Fakat onlara yapılan haksızlıkları görüp de sessiz kalanlar ise haksızlık yapanların değirmenine su taşımaktadır.
Ayyuka çıkan yolsuzluklar, tanzim satış noktaları ile katmerlenen ekonomik çıkmaz, imam hatip okullarındaki hızlı artış ile eğitim sistemindeki çarpıklıklar, talimatla karar veren hakimlerin barındığı hukuk sistemi, ilaçların ve tıbbi malzemelerin temininin zorlaştığı sağlık sistemi ve daha sıralanabilecek daha nice sorunlar yığını. Bütün bunlara sebep olan iktidarın karşısında yer alan ve iktidarın kılığına bürünmeye çalışarak onu alt edebileceğini düşünebilen muhalefet partileri. Ülkeye bakıldığında görülen ise çözülmeyi bekleyen çok bilinmeyenli bir denklem…
(1) http://www.diken.com.tr/tuik-okumayanlar-daha-mutlu-mutsuzluk-artti-ama-insanlar-umutlu/