Anayasa değişikliği görüşmeleri yakında bizleri neler beklediğinin kısa bir özetidir. Önce CHP Kocaeli Milletvekili Fatma Kaplan ardından Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka mecliste şiddete uğramışlardır. Dahası mecliste erk bir dilin hakim olması eleştirilirken; kendisine “hayır” denilmesini kabullenemeyen erk egemen yapı yine şiddete başvurmuştur.
Halkın geleceğini belirleyen böylesine önemli bir süreçte anayasa değişikliğinden bir haber olan kitleler mevcut. Egemen gücün tam da istediği bu iken; bu oyunu bozmaya çalışarak, çeşitli eylemler yapan ve meclisten canlı yayın ile halkı uyandırmaya çalışan milletvekilleri de vardır. Öncelikle Fatma Kaplan gizli oylama kuralını ihlal ettikleri gerekçesiyle görüntülediği AKP milletvekilleri tarafından fiziksel müdahaleye maruz kalmıştır.
Diğer bir en tartışmalı nokta ise söz hakkı verilmeyen milletvekili görüşmeleri ve meclis canlı yayınına getirilen yasaktır. Bu duruma tepki çekmek için Aylin Nazlıaka kendisini meclis kürsüsüne kelepçelemiştir. Talebi ise hükümete değişiklik oylamalarında destek veren MHP Genel Başkanı ile görüşmekti. Ancak kendileri gibi düşünmeyene karşı duydukları nefret ile erk yönetimin direktifiyle harekete geçirtilen AKP kadın milletvekilleri tarafından Aylin Nazlıaka ve onu korumak isteyen birçok kadın mecliste saldırıya uğramıştır. AKP kadın milletvekillerinin Nazlıaka’nın bileğindeki kelepçeye tornavidayla müdahale etmesi, kameralara yansıyan kaba kuvvet kabul edilemez noktadadır. Müdahale yalnız bu kadarla da kalmamış, Nazlıaka’nın yanında durarak duruma müdahale etmeye çalışan Şafak Pavey, Pervin Puldan da fiziksel müdahaleye maruz kalmışlardır.
Yaşanan olaydan sonra hastaneye kaldırılan Şafak Pavey’in açıklamasında da dediği gibi “Hayatımda hiçbir canlıya şiddet uygulamadım en ufak bir fiske vurmadım, vurmayacağım. Savunma amaçlı olarak bile nasıl vurulacağını bilmem. Karşımızdakilerle aramızdaki fark bu kadar basittir. Bu şiddeti anlatabilmem mümkün değil. İnsanı dehşete düşüren bir nefretle, aynı görüşte olmadıklarına, fiziki güç kullananlara uluslararası sözlükte milletvekili değil, haydut deniyor.” “Bütün ülkeye kim olduklarını anlattılar. Kontrol edilemeyen güç daha tam olarak ellerine geçmemişken bunu yapanların, sonrasında neye dönüşeceklerini varın siz düşünün.”
Medya, şiddeti meşrulaştırmak adına çıkan görüntülere ‘mecliste kadın kavgası’ başlığıyla yer vermiştir. Ancak bu durumun çarpıtılması kesinlikle kabul edilemez. Yaşanan olaylar Türkiye’de ifade özgürlüğünün, eylem ve protesto hakkının, beden bütünlüğünün korunması hakkının ortadan kalktığının göstergesidir. Dahası bu durum, birlik içinde ve hak mücadelesi içerisinde olması gereken kadın gücünü kırmak için erkek tahakkümünü sürdüren yapının uygulamalarıdır.