Aşağıdaki söyleşiyi gözümüzün önüne getirdiğimizde tehlikenin büyüklüğünü ve hala devam ettiğini, başta emperyalist güçlerin destekleriyle ülkenin bölünmesi için yeni senaryoların da yolda olduğunu unutmayalım.
Şimdi eski Milli Birlikçi ve Kontenjan Senatörü Osman Köksal’la, Mustafa Coşturoğlu’nun yaptığı söyleşiyi birlikte okuyarak kafamızda canlandıralım.
“1970 yılında devrimci gençlere yapılan hukuksuz saldırılar karşısında Sayın İsmet İnönü haber göndermiş, benimle gizlice görüşmek istediğini söylemiş.”
Dediği saatte gittim. Beni her zamanki inceliği ile karşıladı.
“Bak dedi; bilirim senin ağzın pektir. Sana bir sır tevdi edeceğim.”
Bunu grubumdaki en yakın arkadaşlarıma bile açmadım…
Bir süredir, laik okullar üzerinde kuşku yaratılmak, laik eğitime gölge düşürülmek isteniyor.
Bununla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı hazretleri üzerinde birtakım haksız telkinlerin yapıldığına dair şüphem vardır.
Senin Cumhurbaşkanı hazretleriyle ilişkilerin çok iyidir, bunu biliyorum.
Gerçekten, bu konuda Sayın Cumhurbaşkanına bir telkin yapılıyor mu? Bu yolda bir telkin söz konusu ise etkisi nedir, öğrenmeni istiyorum” dedi.
-Bunun üzerine, doğru Cumhurbaşkanı Sayın Sunay’a gittim.
Konuşma sırasında konuyu laik okullara getirerek bu okullar üzerinde birtakım kuşkular yaratıldığını ve bu okullarda yetişen gençlere çok haksız olarak gölge düşürülmeye çalışıldığını… Anlatırken; Cumhurbaşkanı Sunay, hemen sözümü kesti.
“Ne haksızlığı Osman Bey” dedi ve anlatmaya başladı:
“Bugünkü okullar birer anarşi yuvası haline geldi. Bu okullarda yetişen gençlere, memleketin idaresi teslim edilemez.
On yıl sonra bunlar işbaşına geçecekler. Onlara nasıl güvenebiliriz?
“Hem de biz laik okullara karşı, İmam Hatip Okullarını alternatif olarak düşünüyoruz.”
”Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri bu okullarda yetiştireceğiz” dedi.
-Bu hava içinde geçen görüşmemizi İsmet Paşa’ya ilettiğim zaman, İnönü:
“Eyvah bu adamdan da hayır yok” dedi ve düşünmeye başladı.
(Mustafa Coşturoğlu – Toplumsal Çözülme- Gündoğan Yayınları)
Sonuç olarak, aynı zamanda İlim Yayma Cemiyeti’nin de fahri başkanı olan, zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın alternatif olarak düşündüğü okullarda yetiştirilen gençler, başta
TSK olmak üzere;
Milli Eğitim, Yargı, Maliye, Mülkiye, Güvenlik ve buna benzer devlet kurumlarının başına geçirilerek,
toplumsal gericileştirmenin önünü açarak, 15 Temmuz 2016 günü, bu karanlık güçler kanlı bir kalkışmaya geçmişlerdir.
Kaynaklar
1- www.68dayanisma.org