Dış politikası iflas etmiş, kavgasız komşusu
kalmamış, Ortadoğu bataklığına adım adım
gömülen, Güneydoğu’da iç savaş manzaralarına tanık
olduğumuz, özgürlük alanları daralan, sansür ve artan
baskılarla demokrasisi çatırdayan bir ülkede
yarınımız herkes için soru işaretidir…
Kendi derdimizle
yanıp tutuşurken dünyanın, tüm canlıların
sürüklendiği devasa boyuttaki iklim felaketi,
doğrusu ne yönetenlerin ne de yönetilenlerin umrunda.
Oysa,
üretimi ve tüketimi sürekli tetikleyen sömürü sisteminin, yani
kapitalizmin giderek çoğalan karbon salımı,
artan kirlilik ve küresel ısınmayla bizi de kapsayan büyük
bir kaos kapımızda.
Kimileri bunun gelecek
kuşaklar için bir sorun olduğunu sanıyor!
Büyük
bir yanılgıdır; bilimsel veriler bugün yaşamını sürdüren
bütün canlılar için tehlikenin kapıda olduğunu
gösteriyor.
Nitekim dünyada iklim değişikliğine
bağlı felaketlerin sonuçları ortada…
***
İnsanlığın toplu intiharına karşı dünya
ölçeğinde yükselen iklim hareketi bugün kan ve acıya, teröre,
göçlere, ölümlere bürünmüş coğrafyamızda
gerektiği biçimde ciddiye alınmıyor.
Çağımızın en
utanç verici insanlık dramlarının yaşandığı,
doğanın bozguna uğratıldığı coğrafyamızda, yaşama
hakkı böylesine güncel ve can alıcı bir sorunken
küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin getireceği felaketi
önemsememek mazeret sayılamaz.
Geçen hafta
Paris’te 200’e yakın ülkenin katılımıyla sonuçlanan iklim
zirvesi ve kararları, ne basın organları, ne sosyal medya
ne de kamuoyunda hak ettiği ölçüde yansıdı.
Özetle
zirveden küresel ısınmadaki artışın 2 derecenin altına düşmesi
ve 1.5 derecenin hedeflenmesi, 21. yüzyılın
ortasına dek fosil yakıtların kullanım dışı kalması
kararlaştırıldı.
Bu insanlığın felaketini önlemek için
yeterli mi?
Ne yazık ki hayır, fosil yakıtlardan
vazgeçilmiyor.
Olsa olsa iyi niyetli birkaç
adım.
Küresel ısınmanın baş sorumlusu egemen
ülkeler, çokuluslu şirketler ayak sürüyor.
Son
çeyrek asırda küresel ısınmanın yüzde 60’ından 90
küresel fosil yakıt şirketi sorumlu.
Bilimsel
verilere göre eğer sera gazı salımı devam ederse gezegeni
gelecek 30 yıl içinde 2 derece ısıtacak kadar
karbon kullanılmış olacak…
***
NASA Uzay Bilimleri Enstitüsü’nün eski başkanı
J.
Hansen, şu anda bir eşikte bulunulduğunu vurgulayarak, 4
derecelik bir artışla dünyamızın tanınmaz, çok farklı
bir gezegen olacağını belirtiyor.
Gerçek şu:
İklim değişikliğinin, ekolojik krizin sebebi
kapitalist sistemdir. Eğer küresel ısınmaya karşı önlem
alınacaksa kapitalizmle mücadele edilmelidir.
Bu yaşam
biçimi sürdükçe hepimizin geleceği karanlık.
Felaket en çok yine yoksulları, sömürülenleri vuracak.
Endüstriyel gelişme denilen saçmalığa, büyüme
safsatasına gem vurulmazsa, başka bir yaşam biçimi ve
sistem kurulmazsa kriz bitmeyecek.
Açıktır, tüm canlılara
ve doğaya düşman bu sistem, artık
sürdürülemiyor…