Bu yazıi Dursun Güzel’in 5 Temmuz 2012 tarihinde Yeni Vatan Turkish Nevvsaper (yenivatan.com.au) gazetesi gün ışığı köşesinde yazılmıştır.
*
Çok yakın bir tarihte Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığına gönderilen çok özel bir notu (KRİPTO) VVikile-aks aracılığı ile sızdırılmış. Şok belgede Adalet ve Kalkınma Partisinin 2015 seçimlerinde elde edeceği büyük çoğunlukla Türkiye dini esaslara dayalı bir yönetime geçeceği iddia edilmiş.
ABD Büyükelçisi FRANCIS RICCI-ARDONE´NIN imzasıyla (ABD´nin stratejik çıkarlarına uygun, Kürt sorunu konusunda uzlaşmaya vardığınız anlaşmaya sadık. “Islami bir Türkiye” yorumuyla gönderilen şok belgede, dönüştürme sürecinin yol haritasını şöyle açıklandığı belirtiliyor.
Önce yeni bir Anayasa süreci başlatılacak. Bu paket en fazla 10 maddeden oluşacak. Paketin esasını” Cumhuriyetin temel ve değiştirilmez” ilkelerinin yeniden yapımı, başta laikliğin temel dayanağı olan 24 madde olmak üzere laikliğe atıf yapan maddelerin değiştirilmesi, vatandaşlık tanımının yeniden yapılması, ülkenin gevşek bir Islami Türk-Kürt federasyonuna dönüştürülmesi paketin ana konusunu oluşturacak. Anayasa değişikliği içinde Başkanlık Rejimi´ne geçilecek. Başkana her türlü konuda karar alıp uygulama yetkisi verilecek. Islami amaçları olmayan siyasi parti kurulmayacak.
Bugünkü ordu yapısı tamamen değişecek, yeni düzen ve küresel amaçlara uygun yeni bir ordu kurulacak.
Yargıda büyük reformlara girişilecek. Dini kural ve esaslar sosyal esaslara üstün kabul edilecek. Bütün okullarda türban serbest bırakılacak. Başını açana bir şey denilmeyecek, ancak kapatmanın dini bir zorunluluk olduğu vurgulanarak ikna yöntemi uygulanacak.
Bütün kamu kurumlarında kadınların başını kapatması istenecek. Kapatmayanlar önce ikna edilmeye çalışılacak, yine de kapatmıyorsa kamusal alan dışındaki işlere gönderilecek. Kamusal alanda kadınların başını açması ve genel ahlaka ve Islami kurallara uygun olmayan tarzda giysi ile dolaşmaları yasaklanacak. Uymayanlara önce para, sonra hapis cezası öngörülecek.
Ülke çapında bütün içkili mekânlar dönüştürülecek. Uymayanlara kapatılacak. İçki satanlara ağır cezalar getirilecek. Kamu çalışma saatleri dini ibadet ve saatlere göre düzenlenecek. Cuma yine çalışma günü olacak, ancak Cuma namazı dolayısıyla 2 saat tatil ilan edilecek.
İş yerlerinde vakit namazı kılınması özendirilecek. Namaz kılan personele gereken özen gösterilecek.
Ülkeye gelen yabancılar da kurala uyacak. Ancak turizm merkezlerinde belirlenen sınırlar içinde her şey serbest olacak. Atatürk´ün resmi tüm resmi dairelerden kaldırılacak. Anıtkabir müzeye dönüştürülecek. Anıtkabir bahçesi ve Atatürk Orman Çiftliği merkezi kurulması için imara açılacak.
Açık alandaki heykeller kaldırılacak. Bütün resmi daireler ve okullara Cumhurbaşkanı ile din büyükleri ve üstatların fotoğrafları asılacak. İslam ülkeleriyle çok yoğun bir iş birliğine girilecek. Dış politikada ABD ile stratejik ortaklık daha ileri düzeylere götürülecek. ABD´ye stratejik amaçlı her türlü kolaylık sağlanacak. Kadınların çalışma yaşamına girmesini zorlayan koşullar uzun vadede düzeltilecek. Kadın çalışmaya gerek kalmadan devletten maaş alacak. Böylece ortaya çıkan iş boşluğu erkekler tarafından doldurulacak büyük bir istihdam yaratılmış olacak. Kadınlar yalnız hemcinslerinin bulunduğu yerlerde özel izinle çalışabilecek.
Kız çocuklar, okula gönderilmeye gerek olmadan evde uzaktan eğitim görecek. Ekonomik durumu iyi olmayan ailelerin çocuklarına iş sağlanacak, onlar da okula gitmeden iş yaşamına girebilecek, uzaktan eğitimle yetiştirilecek. Eğlence yerleri meskûn mahallin dışına çıkarılacak ve belirli kurallara bağlanacak. Okullar cemaat ya da özel j sektöre devredilecek. Kuran´ı Kerim öğrenilmesi zorunlu olacak. İlkokul birden itibaren zorunlu Arapça dersleri konulacak. İlkokul bittiğinde Arapça öğrenmesi sağlanacak, Ülkenin bütün kaynak ve i zenginlikleri küresel dostların kullanımına ve yatırımına açılacak. Böylece işsize iş sağlanacak, yeni sermayeye geniş alanlar yaratılmış olacak. Yeni düzenlemeye karşı çıkanlar hakkında adli takibat yapılacak. Gösteriler en sert biçimde cezalandırılacak.
HALA TEHLİKENİN FARKINDA OLMAYAN AYMAZLAR HDP’Yİ DESTEKLEME KARARI ALIRKEN BU PROJEYİ BİLMİYORLAR MI?
Yukarıdaki projenin hayata geçirilmesi için AKP’ye yandaş yeni bir partinin dizayn edilmesi gerekiyordu. Bunun için her konuda AKP ile dayanışma halinde olan, şanlı gezi direnişi dahil 17 – 25 Aralık Yolsuzluk, rüşvet dosyalarının TBMM de aklanması, TBMM de AKP hükümeti ve bakanları için verilen gensoru önergelerinde, AKP ile birlikte hareket eden BDP içinden HDP dizayn edilerek yukarıdaki projenin hayata geçirilmesi gerekiyordu.
Yukarıda ki işbirliğini en somut örneği ise GEZİ DİRENİŞİNDE kendisini göstermiştir. Selahattin Demirtaş’ın 1 Haziran 2013 tarihinde GEZİ DİRENİŞİ hakkında değerlendirmesi şöyledir.
1 Haziran 2013
BDP/ (HDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da Kayapınar Belediyesi Kültür Merkezi açılışında henüz başlayan Gezi Direnişi’yle ilgili şöyle konuşuyor;
«Bu eylemle birlikte şu an bazı ulusalcı, ırkçı ve milliyetçi kesimler Kürt sorununu nasıl baltalayabilirizin içindeler…
Biz Gezi Parkı’nda yaşananları müzakere karşıtlığına çevrilmesine izin vermeyeceğiz.
Çünkü biz onlarla hareket etmiyoruz. Bunu yapmalarına izin vermeyiz.
Tabanımız kesinlikle ırkçı ve faşistlerle aynı etkinlikler içinde olmaz.
*
68´in vazgeçilmez ve temel belgilerinden olan, «Tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” idealine sıkı sıkıya bağlı 68’liler nasıl ki emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı savaşımı sürdürmeyi kendine ertelenmez bir görev olarak seçmişse, bugün emperyalizme göbekten bağlı AKP iktidarı ve her alanda destekçisi HDP’nin sol söylem aldatmacasına 68´lilik etiketini kullanarak destek verme çığırtkanlığı yapanlara karşı da aynı kararlılıkla savaşımını sürdürecektir.
Bizde ve dünyanın birçok yerinde geçmişte 68´i yaşamış ama bugün makas değiştirmiş ya da düzenin dümen suyunda politika üretir duruma gelmiş isimler, 68 mirasını halen bir etiket olarak kullanıyor olsalar da artık 68´i temsil edemezler.
Sonuç olarak DENİZ’LERİN ARKADAŞLARI adı altında PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’yi desteklediklerini açıklayan, HDP’ye MARABALIK yapan bu kişilere
“TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN MUSTAFA KEMAL YÜRÜYÜŞÜ”nü hatırlatmak lazım.
Bu yürüyüş sonunda DEVRİMCİ GENÇLİK ANITKABİR’DE
Şimdi Yürüyüş günlüğünü birlikte okuyalım.
10 Kasım 1968: Öğleden evvel, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde toplandık. Yürüyüşün sonunu bağlamamız gerekiyordu.
Biz, Anıtkabir’e varmak ve Ata’nın huzurunda ona bağlılığımızı, hiç değilse saygı duruşunda bulunarak göstermek istiyorduk.
Dağınık halde, çeşitli yollardan Anıtkabir’e doğru gittik.
Saat 13:30’da Anıtkabir’in önünde toplandık.
Her türlü tertiplere, azgınlıklara rağmen yılmayan üç yüz bilinçli kafa.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir subayı, bize, gereken, en mükemmel kolaylığı sağladı.
O sırada çelengimiz getirildi.
Çelengin üzerine, «Amerikan emperyalizmine karşı milli kurtuluş yolunda izindeyiz Samsun Yürüyüşçüleri” yazmıştık.
Önde çelengi taşıyan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iki eri, arkasında altışar sıra olmuş üç yüz Kemalist gençlik temsilcileri, Ata’nın huzuruna çıktık.
Saygı duruşunda bulunduk ve deftere: Deniz Gezmiş tarafından «Amerikan emperyalizmine karşı ikinci milli kurtuluş savaşımızda gerçekten izindeyiz. Milli Kurtuluş Savaşımız yok edilemez.
Onu yok etmek için bütün Türk milletini yok etmek gerekir.
Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşçüleri” diye yazıldı.
Mahir Çayan’a gelince ;
16 Ağustos 1971 pazartesi günü 26 arkadaşı ile birlikte İstanbul 3 No’lu Askeri Mahkemede yargılanmaya başlanan THKPC üyeleri kendilerini Mahir Çayan’ la birlikte «27Mayıs Anayasını savunan Milli Kurtuluşçu Sosyalist aydınlar” olarak tanımlarlar.
Özet olarak Mahir Çayan KEMALİZMİ şöyle tanımlamaktadır.
‘Kemalizm emperyalizmin işgali altındaki bir ülkenin devrimci – milliyetçilerinin bir milli kurtuluş bayrağıdır.
Kemalizmin özü, emperyalizme karşı tavır alıştır.
Kemalizm bir burjuva idolojisi veya bütün küçük – burjuvazinin yahut asker – sivil bütün aydın zümrenin idolojisi saymak kesin olarak yanlıştır.
Kemalizm, küçük burjuvazinin en sol, en radikal kesimlerinin milliyetçilik tabanında anti emperyaliast bir tavır alışıdır. Bu yüzden Kemalizm «Kemalizm soldur, Milli Kurtuluşçuluktur.
Kemalizm devrimci – milliyetçilerin emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur…
«…bizim yolumuz hayatı da dahil olmak üzere her şeyini ortaya koyarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün Ya İstiklal Ya Ölüm parolasını kendisine şiar edip, Tam Bağımsız Türkiye için bitmemiş olan Anadolu ihtilali için savaşanların yoludur
Sonuç olarak Deniz’lerin Mahir’lerin Tam Bağımsızlık, Mustafa Kemal’e bağlılıkları ortada iken, Biz 68’lileriz diyerek etnik kökenli bir siyasi oluşumu desteklemek aymazlıktır. Utanmazlıktır.