Suriye’de iç savaş henüz başlamamış, Suriye’ye dışarıdan gelen terör örgütleri yer yer olaylar çıkarıyor. Yerli halkı çeşitli şekilde tehdit edip, kendi öz topraklarından göçe zorluyor.
Evsiz ve yurtsuz kalan Suriye’lilere yurdumuzun bir çok bölgesinde kamplar kuruluyor ülkelerinden kaçan bu insanlar HATAY, GAZİANTEP, KİLİS, ŞANLIURFA’daki kamplara yerleştiriliyor, Daha sonra başka yerleşim yerlerinde de buna benzer birçok kamplar açılıyor.
Bu kamplardan Ceylanpınar Mülteci Kampına 9 Nisan 2012 Tarihinde CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, Şanlıurfa CHP İl yöneticileri, Ceylanpınar ilçe yöneticileri ile birlikte Ceylanpınar Mülteci Kampındayız.
Kampa girişte ekibimizi bir albay ve bir yüzbaşı karşıladı. Hep birlikte Kaymakamın çalıştığı çadıra girdik. Kaymakam kamp çalışmaları hakkında bilgilendirme yaptı. İlk kafilenin 6 Nisan 2012 Cuma günü geldiklerini, iki minibüs dolusu mültecinin cumartesi tekrar Suriye’ye döndüğünü belirtti.
Çay ikramından sonra Yanımıza yüzbaşıyı vererek birlikte kampa girdik.
İlk gözümüze çarpan kampın, çocuklar ve gençlerle dolu olduğunu gördük. Kamp sokağında (Öyle söylüyorlar) salatalık, domates, ve diğer sebzeler dağıtılıyordu. Yüzbaşı bizi TV izleme odasına götürdü. TV de Suriye kanalı bir film gösteriyordu. TV çadırındaki gençler hallerinden çok memnun bir şekilde filimi izliyordu.
Geldiğimizi gören kamp sakinleri etrafımıza toplanarak hep bir ağızdan konuşmaya başladı. Resmi tercüman, Milletvekili Nurettin Demir aracılığı ile; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinden sizlere hoş geldiniz demeye ve sorunlarınızı dinlemeye geldiğini söyledi. Hep birlikte ehlen ve sehlen dediler. Yani hoş geldiniz demekmiş, başımız üstünde yeriniz var anlamına geliyormuş.
Yukarıda da belirttiğim gibi kampta 30 yaşında kimse yok hepsi gençlerden ve çocuklarda oluşmakta. İçlerinde avukat olan da var. Avukat ’ben neden ve nasıl geldiğimi anlamadım’ diyor.
Kampta bulunanlarla tercüman aracılığı ile konuşmalarımızda, bu insanlara vatandaşlık, iş, ev maaş sözü verilerek getirildiklerini söylediler. Ayrıca yine tercüman aracılığı ile bizim Beşar Esad’la bir sorunumuz yok diyorlar.
Suriye’de bir iç savaş yok. Dış ülkelerin kışkırtması ile isyancılar var. Bugün seçim olsa Beşar Esad %90 oyla yeniden iktidar olur diyorlar.
Kaymakamın ricası üzerine resim çekmedik.
Emperyalist ülkeler dünya kamuoyu oluşturmak için bu kampların oluşumunu sağlamış, milyonlarca insanı savaş çığırtkanlığı ile kendi topraklarından göç etmeye zorlamış.
Şimdi yıl 2014, şu anda iç şavaş hala devam ediyor, Kampta bulunanların dışında bir milyondan fazla Suriyeli tüm yurda yayılmış,
Türkiye’de istediklerini bulamayan Suriyeliler kendilerini çok açıkgöz sanan bazı işverenler tarafından siğortasız ve kaçak olarak karın tokluğuna çalıştırmakta, yine bazı açıkgöz ev sahipleri evlerini çok yüksek paralara kiraya vermektedir.
Ülkede huzursuzluk, işsizlik, uyuşturucu alışkanlığı, fuhuş başını almış gidiyor.
Şimdiye kadar hiç olay olmayan Ceylanpınar’da üç şehit verdik. Bunlardan İzmirli Yiğit ŞAHAN, Niğdeli Berat SAĞIRKAYA ve Hataylı Adem DÖVÜŞKEN toprağa verildi. Şehitler ışık içinde uyusun, ailelerine de baş sağlığı dilemekten başka bir şey yapamıyoruz. Ama AKP Hükümeti hala PKK’nın eli kanlı katili Abdullah Öçalan’dan yardım bekliyor ödün üstüne ödün veriyor.
İşte bu nedenle her zaman olduğu gibi önce halktan gizleyerek kaçakçılarla çatışma dediler. Böyle olmadığını kendileri de biliyordu.
Nihayet sonunda açıklamak zorunda kaldılar Askerlerimizi şehit edenler PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD terör örgütüdür diyerek.
Şimdi nerede Suriyeli varsa içlerine karışmış olan IŞİD Terör Örgütüde var olup hücre evlerinde barınmaktadırlar.
Suriye’deki savaşın ne zaman biteceği nasıl biteceği belli değil, savaş bitse bile Türkiye’deki mülteciler Suriye’ye dönecekler m? yoksa ekmek elden su gölden nasıl olsa yardım da alıyoruz diyerek Türkiye’nin başına bela olmaya devam edecekler mi?