Almanya’da yaklaşık 2,5 milyon kişi Türk kökenli var ve onlara soruluyor; ‘’Zwickaur Neo-Nazi hücre cinayetleri hakkında hangi duygu ve düşünceye sahipsiniz?’’
Bu sorunun cevabını bulabilmek için Ankara’da Hacettepe Üniversitesi ve Berlin araştırma enstitüsü SEK-POL/Data4U Göç ve Politika Araştırmaları Enstitüsü tarafından ortak bir çalışma girişiminde bulunuldu. Buna göre, Türk göçmenlerin büyük ölçüde Alman devletine güveni kaybolmuştur.
Bu çalışma için 1058 yazar ve 15 yıldır Almanya’da yaşayan Türk göçmenler temsilci olarak seçilmiştir. Anket 5-15 Aralıkta yapılmıştır. Katılanların yarısından fazlası, yaklaşık yüzde 55’i, sağcı teröristlerin Alman hükümeti tarafından korunduğuna, hatta teşvik edildiğine inanmaktadır. Bunların yaklaşık üçte biri Neo-Nazilerin hükümet tarafından desteklendiğine inanmaktadır. Ankete katılanların sadece yüzde 21’i devletin, Neo-Nazilere destek vermeyeceğine inanmaktadır.
Göçmenlerin, Alman hükümetine karşı duydukları bu büyük güvensizliğin başlıca nedeni, hükümetin gerçekleştirilen cinayetlere uzun süre sessiz kalmasıdır. Hacettepe Üniversitesi – Göç ve Politika Araştırmaları Merkezi direktörü, Murat Erdoğan’a göre ; “Türkler için Almanya aslında düzen, organizasyon ve iyi işleyen bir güvenlik ülkesi’’, anlamına gelmektedir. Bu nedenle de, Türkler, bu cinayetlerin on yıl geçmesine rağmen çözülememesine anlam verememektedir.
Radikal Bir Azınlığın Aşırılıkları
Katılımcıların yüzde 87’si aşırı sağcılarla ilgili cinayeti takip etmektedir. Özellikle de Türk medyası bu takipte başı çekmektedir. Türk göçmenlerin yüzde 78’i, Alman toplumunun hepsini radikal sağcılarla bir tutmamaktadır; yüzde 7’si “Alman nüfusunun büyük bir kesimini”, cinayetten kısmen sorumlu tutmaktadır. Bu gerçekten de büyük bir orandır.
4 Kasım’da ölü bulunan Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt Zwickaur terör hücresinin ana faili olarak kabul ediliyor. Gözaltında bulunan Beate Zschäpe’nin onlar ile birlikte “Nazi yeraltı” (NSU) örgütünü kurduğu ileri sürülmektedir. NSU 2000-2006 yılında Türk ve Yunan kökenli genç girişimcilerin dokuz cinayet işledikleri ve Heilbronnda 25 Nisan 2007 yılında bir polisinin ölümüne sebebiyet verdikleri ileri sürülmektedir.
Büyük Belirsizlik
Devlet Neo-Nazi Cinayetleri ili ilgili birkaç kez Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe’ yi doksanlı yıllarda gözaltına alındı – ama üçü de bir süre sonra, gözden kayboldu. Yaklaşık 14 yıldır, nerede olduklarına dair kanıt olmasına rağmen, bir türlü yakalanamadılar.
Türk kökenli göçmenler arasında, belirsizlik derecesi değerlendirilirken, ankete katılanların yaklaşık üçte ikisi Alman politikacıların cinayetleri örtbas etmek istediklerini söylemektedir. Onlara göre, Alman liderleri, Meclis pişmanlık ve üzüntü gibi türlü bahanelerin altına saklanmaktadır.
Ankete katılanların dörtte üçü Almanya’da daha ırkçı cinayetlerin fazla olduğunu inanıyor. Ve yaklaşık yüzde 40’ı Neo-Naziler tarafından benzer cinayetlere kendilerinin, arkadaş ve tanıdıkların da kurban olabileceğini düşünüyor ve korkuyor. Ankete dahil olan yazarlar 1058 yazarın yüzde 8’i korkmadıklarını, yüzde 74’ü ise yaşanan durumların üzücü olduğunu belirtiyor.
Anket sonuçları,Türkler’in gerçekleşen aşırı sağcı cinayetlerinden dolayı hayat planlarını, yaşam stillerini değiştirmediklerini gösteriyor: Katılımcıların dörtte üçünden fazlası uzun süredir yaşadıkları ve artık alıştıkları yere alışmış olduklarını ve Almanya’da kalmak istediklerini söylüyor. Ankete katılanların sadece yüzde 4’ü, cinayetler nedeniyle Türkiye’ye güvenli bir şekilde dönmek istediklerini söylüyor.
Sonuç olarak her ne olursa olsun şu bir gerçektir ki; “Türkler, Almanya’nın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.’’, Murat Erdoğan.
İnternet Erişim: http://www.spiegel.de/panorama/gesellschaft/0,1518,808815,00.html