Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı tarafından «yeni bir çağın başlangıcı « diye ifade edilen Fatih ( Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesi Bugün eğitim sistemimizin öncelikli ihtiyacı değildir. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı, gerekse Başbakanlık bu proje için, ne sendikalarla, ne velilerle ne de öğrencilerle hiçbir çalışma yapmamıştır. Sadece şirketlerle sözleşmeler yapmıştır.
Bu projenin alt yapısının hazırlama süreci,
AKP, 3.12.2003 günlü, 5005 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda Değişiklik yapılması Hakkında Yasanın 2. maddesiyle 1739 sayılı Yasanın 55. maddesinde değişiklik yapmıştır. Değişiklikle ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okutulacak yardımcı eğitim araçlarının Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenmesi uygulanmasına son verilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı sadece ders kitapları açısından yetkili kılınmak istenmiştir. İlgili yasa hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmuştur. Söz konusu başvuruyu görüşen Anayasa Mahkemesi 15.5.2008 gün ve E.2004/1, K.2008/106 sayılı kararıyla iptal kararı vermiştir. Bunun üstüne Milli Eğitim Bakanlığı 11.06.2011 gün ve 27961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik aracılığıyla, eğitim araç ve gereçleri kapsamında «herhangi bir değerlendirme ve seçime gerek görülmeden” ibaresi yürürlüğe konulmuştur. İşte bu ibare «ben istediğimi yaparım” anlayışı ile Fatih projesini gündeme getirdi.
Yasalar gereği,
Eğitim araç ve gereçlerin, Eğitim hizmetinin niteliğine katkısı,· İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesine ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesinde yer alan ilkelere uygunluğu, gibi çeşitli kriterler üzerinden denetlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla eğitim araç ve gereçlerinin, Talim Ve Terbiye Kurulu Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi ve ASO Müdürlüğü’nün denetiminden geçmesi gerekirdi. 11.06.2011 gün ve 27961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik aracılığıyla,. Bu yasal hüküm yerine getirilmediği için Eğitim Sen, eğitim araç ve gereçleri kapsamında «herhangi bir değerlendirme ve seçime gerek görülmeden” ibaresini gerekçe göstererek, Danıştay’a dava açmış, Danıştay 8. Dairesi de 29.11.2011 gün ve E: 2011/6965 sayılı kararı ile bu ibaretinin uygulanmasına durdurma kararı verilmiştir.
Fatih Projesi kapsamındaki eğitim araç ve gereçlerinin, yani tablet bilgisayar, elektronik tahta ve dizüstü bilgisayar gibi materyaller incelenmemiştir. Talim ve Terbiye Kurulu Öğretim Materyallerini Geliştirme, İnceleme Merkezi ve ASO Müdürlüğü inceleme yapılmadığını belirtmiştir. Yani bu projenin eğitimin niteliği ve çocuklarımıza yararı açısından bir değerlendirme bilgisi yoktur.
AKP hükümeti, gerek Anayasa Mahkemesi’nin gerek Danıştay’ın ilgili kararlarını hiçe saymakta, Fatih Projesi kapsamındaki eğitim araç ve gereçlerinin, yani tablet bilgisayar, elektronik tahta ve dizüstü bilgisayar gibi materyalleri inceletme gereği dahi duymamıştır.
2004-2005 yıllarında Talim Ve Terbiye Kurulunca reddedilen ve belli çevrelerce çıkartılan Vitamin CD’lerindeki çeşitli film, animasyon, grafik gibi unsurların bugün Z (zenginleştirilmiş) kitap olarak öğrencilerin önüne konulmak istenmesi, bu projenin kimler hizmet ettiğinin belirtilerini vermektedir.
Eğitim sistemimizin temel sorunları öncelikle çözüm beklemektedir.
-Öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına yaklaşık 60 bin ücretli öğretmen görevlendirilmesi yapılmıştır. Üstelik Milli Eğitim Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre 150 bin öğretmen açığı bulunmaktadır.
-İlköğretimde ikili ve taşımalı eğitim sorunu halen çözülmeyi beklemektedir.
-İller, semtler, okullar hatta aynı okulda sınıflar arasında eğitim uygulamaları ve mali kaynaklar açısından uçurumlar günden güne artmaktadır.
-İşsizlik ve yoksulluğun arttığı, çocuklarına harçlık veremeyen, dişinden tırnağından artırarak dershanelere para yetiştirmeye çalışan velilerimiz her gün ayrı bir stres yaşamaktadır.
-Okullara yeterli ödenek göndermeyip, eğitimi velilerimizin sırtına yıkan bir anlayış eğitimde niteliğinin artmasını ister mi?
-Birkaç yıl sonra tablet ve yardımcı tablet adı altında satışlarla veliler ne kadar para ödeyecekler?
-40 kişilik bir sınıfta, 2000 kişilik bir okulda tablet bilgisayarlarının, sınıfa ve okula yayılan radyasyon miktarının ölçümü yapıldı mı?
-MEB her sınıfı baz istasyonuna çevirebilecek bir projenin, çocuklarımızın sağlığı üzerinde yaratacağı olası etkileri araştırmış mıdır?
Bunların hiç birisi cevaplanmamıştır. Ancak belli olan bir gerçek var ki, o da bugün için 8 milyar dolarlık bir kaynak yandaş şirketlere aktarılmaktadır.
Biz öğrenci velileri olarak, bu kaynağın eğitime aktarılmasının, okulların ihtiyaçları için kullanılmasını istiyoruz.