‘ÜÇ F’nin, faşit diktatörlerin beslenme kaynağı olduğu söylenir.
Her ne kadar İspanyol diktatör Franco’ya mal edenler varsa da, ‘3F’nin Portekiz diktatörü Salazar’ın yöntemi olduğu biliniyor…
Çünkü bilindiği gibi Fado, Portekizlilerin ulusal müziği ve sazıdır. Fatıma da yine Portekiz’de bulunmaktadır (Tüm Katolikler için kutsal kabul edilen Fatıma’da, Meryem Ana’nın bir mucize olarak 13 Mayıs 1917’de üç çocuğa göründüğüne inanılmaktadır. Her yıl 13 Mayıs’ta, Katolikler oraya bir tür hac ziyareti yapmaktadırlar).
Salazar bu üç uyuşturucu ile yönetmiş Portekiz’i…
Fado ile kendini eğlenceye veren Portekizliler, Fatıma ile ‘dindar mantığı ve biat kültürü’ içinde Salazar’ın yaptıklarına ‘eyvallah’ demiş, futbola aşırı düşkünlükleri nedeniyle de bütün tepkilerini Salazar yönetimine değil, karşı takım taraftarlarına göstermiş…
Ve ünlü diktatör ülkesini gül bahçesi gibi yönetmiş…
****
Ne dersiniz, bugünkü Türkiye’nin durumu ile o günkü Portekiz’in durumu arasında bir benzerlik var mı?
Belki içinizde, ‘Hayır bir benzerlik yok. Türkiye’de demokrasi var!’ diyenleriniz olacaktır… Durun, acele etmeyin…
Türkiye’de Salazar’ın, halkını uyuşturmak için kullandığı ‘ÜÇ F’yi andıran şeyler yok mu?
AKP’nin İslam dinini kullanarak halkımızın kutsal duygularını sömürmesinden söz edelim önce.
İnançlı insanımızı kendi saflarına çekmek için Allah’ın adını ve İslam’ın değerlerini kullanan AKP iktidarı, aynı değerleri sömüren faşist Salazar’dan daha farklı sayılabilir mi?
Ya bu iktidarın Türk halkını uyutmak için kullandığı eğlence yöntemine ne buyurursunuz?
Tüm televizyon ekranlarını ele geçirmiş olan televizyon dizileri ve müzik eğlence programları, halkımızı gerçeklerden uzaklaştıran bir uyuşturucudan farklı mı sizce?
Buraya kadar AKP’nin kullandığı yöntem, Salazar’ın uyguladığı yöntem kadar başarılı. AKP dikta oyununu en az Salazar kadar iyi oynadı bugüne kadar…
Gelelim futbola…
İşte Recep Tayyip Bey, burada çuvallamış görünüyor…
Çünkü duygularına egemen olamadı ve bir Fenerbahçe fanatiği olarak çıktı ortaya…
Oysa, Salazar abisini iyi okusaydı, milli takım hariç hiçbir takımı tutmaması gerektiğini öğrenecekti.
Açık açık Fenerbahçe’yi tutması sonucu hem Futbol Federasyonu ve hem de hakemler etkilendi. Üstelik bunlar herkesin gözünün önünde oldu.
Sonuçta da Fenerbahçe elbirliğiyle şampiyon oldu…
Tayyip Bey kendini burada ele verdi. İktidarını sürdürmek için Salazar’ın ‘futbol’ uyuşturucusundan iyi yararlanamadı…
Tümden de kaybetmiş sayılmaz elbette…Çünkü tüm Fenerbahçeliler şükran duyuyorlar Tayyip Bey’e…
Ama diğerleri?
Başta Trabzonlular olmak üzere yürekleri kan ağlayan Karadenizliler?
Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar, Bursalılar, Antepliler, Kayserililer…
Evet hele de Trabzonlular…
Ben, Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu son maçı Trabzonlular arasında izledim… Çoğunluğu, daha önce AKP’ye oy vermiş insanlardı…
Şampiyonluk, Tayyip Bey eliyle Fenerbahçe’ye verilince görmeliydiniz neler yaptıklarını, neler söylediklerini…
****
Fado, Fatıma ve Futbol, Portekiz diktatörü Salazar’ın üç büyük uyuşturucusuydu… Bu üçü şu anlamlara geliyordu…
Fado: Halkın kendini eğlenceye vermesi…
Fatıma: Halkın kendini dine vermesi…
Futbol: Halkın, gerilimlerini futbol sahasında atması…
İşte ünlü Salazar, bunlarla halkını uyutmuş ve yönetmişti yıllarca…
AKP’nin lideri Recep Tayyip Erdoğan da Salazar’dan alıntı bir yöntemle yönetmek istiyordu Türkiye’yi…
Çünkü o tür faşizmin Türkiye için uygun bir yöntem olduğuna inanıyordu…
Başardı da…
AKP yönetiminde, yazarlar, aydınlar, yurtseverler, askerler zindanlara atıldı, orada çürümeye terkedildi…
Tıpkı Salazar’ın Portekizinde olduğu gibi…
Tayyip Bey dini de iyi kullanmayı başardı, halkı eğlenceye ve televizyon dizilerine boğmayı da…
Ancak Salazar’dan bir farkı oldu ki, o da ayağına dolandı…
Futbolda tarafsız olması gerekirken, olamadı. Duygularına kapıldı…
Fenerbahçeli oluşu nedeniyle başka kulüplerin canını yaktı. Bu da ona ummadığı kadar zarar verdi…