Ölen Özdemir Asaf Değildi

«Yeni sözler demeye geldim yeni seslerle
Bağırmalarla değil canımdan nefeslerle
Sana kalacak ne var dersen, anlamı derim;
Susmalarında bile bulur seni seslerle.”


Bize sözcüklerden bir hayat kurmaya geldi o. Ardı ardına sıralamak değil, sözcüklerle oynamaktır yaptığı. Değil mi ki sözcükler söylesek de yaşar söylemesek de, biziz onlar olmadan yaşayamayan… Özdemir Asaf da sözcüklerden bir hayat kurmaya geldi bize. Sadece yaşayalım diye değil, yaşadığımızı bilelim diye.
Biz onu Özdemir Asaf diye tanır severiz. Ama asıl adı Halit Özdemir Arun’dur. Hayata gözlerini Ankara’da 1923 yılının 11 Haziran’ında açmıştır. 1930 yılında kaybettiği babası Mehmet Asaf Şura-ı Devlet’in ( Danıştay) kurucularındandır. Şairimizin İstanbul yaşantısı da aynı yıl başlamıştır, Galatasaray Lise’sinin ilk kısmında… 1941’de geçtiği Kabataş Erkek Lisesi’nde son bulmuştur lise eğitimi. İstanbul Üniversitesi’nde üçüncü sınıfa kadar Hukuk Fakültesi’ne ve İktisat Fakültesine devam etmiştir. Ayrıca bir sene de Gazetecilik Enstitüsü’nde yüksek öğrenim görmüştür.
Özdemir Asaf henüz eğitimi devam ederken Tanin ve Zaman gazetelerinde çalışmış çeviriler yapmıştır. İlk yazısı Servet-i Fünun, Uyanış dergisinde yayımlanmıştır. Şair önce 1951’de kendi şiir kitaplarını yayınladığı basım evini kurmuştur: «Sanat Basımevi”. Sonra da 1955’te «Yuvarlak Masa Yayınları.” Yaşamı boyunca birçok eseri yayınlanmıştır şairin. Şiirleri arasında « Şakacı” «Dünya Kaçtı Gözüme” «Çiçekleri Yemeyin” «Ben Değildim” bunlardan yalnızca birkaçıdır. Oscar Wilde’ın Reading Zindanı Baladı’nın çevirisini yaparak dilimize kazandırmıştır. Ancak, Özdemir Asaf’ın aramızdan ayrıldıktan sonra yayınlanmış birçok eseri de bulunmaktadır: «Dün Yağmur Yağacak” (öykü) ve «Özdemir Asaf’ça” (deneme) bunların arasında sayılabilir. Asaf her ne kadar farklı türlerde eserler vermiş olsa da o bir şairdir aslında. Hayatı şiir gibi yaşayan, şiiri şiir gibi yazan…


«Son kadeh içilmiş
Son söz edilmişti
Bir düşünce sardı hepsini..
Bir hatıra, bir hırs
Bir kıskançlık bir yanıltı
Bir kardeşlik, bir yanlışlık
Bir kin, bir ümit
Bir şey insana ait…”


Asaf’ın şiirleri de böyledir işte… İnsana ait. İnsanca… Şiiri hakkında söylenecek ne çok şey vardır. Şiirlerinin yalınlığı ve saflığı, güzelliğinin vazgeçilmez unsurudur. Asaf’ı okudukça insan, insan olduğunu hatırlar. İnsan olduğunu ve dünya üzerindeki tek insan olmadığını, yalnız olmadığını hatırlar. Ama bir taraftan da fark eder ne kadar özel olduğunu. Bir çocuk masumluğuyla sözcüklerle oynayan şair, bilge bir kişi edasıyla duyguları giydirir sözcüklere. Hayata dair ne varsa, insana dair ne varsa o vardır Asaf’ın şiirlerinde. Aşk, korku, özlem, umut, yalnızlık, hayal kırıklıkları, bekleyişler, yaşamak ve ölmek elbette…
Özdemir Asaf’ın bir Ankara yazında başlayan hayatı İstanbul kışında son bulmuştur. Değil mi ki ölmek de yaşamaya dair… Özdemir Asaf 28 Ocak 1981’de aramızdan ayrılmıştır ama biz okudukça, şarkılara konu olmuş şiirleriyle yaşadıkça, onunla insanlığımızı taçlandırdıkça bileceğiz ki o ölen o değildi. Yazdığı gibi…


«Bir kitap okuyordun dalgın
İçinde insanlar seviyor ya da ölüyorlardı
Genç bir adamı öldürdüler romanda
Korktun, bütün yininle ağlamaya başladın
O ölen ben değildim.”

Bunları da sevebilirsiniz