Ateşli Bir Hatip, İnanmış Bir Laik, Kararlı Bir Atatürkçü

Muammer Aksoy 1917 yılında Antalya’nın İbradı ilçesinde doğdu. İkiz gibi büyüdüğü kendisinden iki yaş büyük abisi Muzaffer Aksoy ilkokula başlayınca, Muammer evde sıkılmasın diye onu da ilkokula gönderdiler. Çok akıllı ve başarılı bir öğrenci olduğu için ilkokulu birlikte bitirdiler. Ardından Antalya Ortaokulunda öğrenimlerini sürdürdüler. 1931’de Lise öğrenimleri için ise İstanbul Erkek Lisesine gittiler. O zaman gurbet günleri başlamıştı ailede. Babaları Numan Bey, CHP Antalya milletvekili olarak Ankara’da bir otelde, Muammer ve Muzaffer öğrenimleri için İstanbul’da, diğer üç kardeşleri ve anneleri ise Antalya’da yaşıyordu bu yıllarda.
İstanbul Erkek Lisesi’nde de daha ilk yıllardan kendilerini gösterirler. İki kardeşin okul içi faaliyetlerinin yanı sıra, önemli günlerde sınıf adına yaptıkları konuşmalar, özellikle de büyük bir sevgi ile bağlı oldukları Atatürk’e, Cumhuriyete ve aydınlanmaya ilişkin konuşmaları arkadaşlarının hafızalarında hala izini korumaktadır. Lise yıllarında köklü bir kültür aldılar. Bunda iyi bir okulda eğitim görmenin yanı sıra kendi çabalarının da büyük bir yeri bulunmaktadır. Edebiyattan, siyaset bilimine, müzikten, resme kadar sürekli okumalarıyla kendilerini beslemişlerdir. Bir diğer uğraşları ise yabancı dil. Almancalarını ilerletmek için özel ders alıp harçlıklarından ayırdıkları parayı kitaplara, yabancı dergilere yatırırlardı.
İbradı’da yaygın olarak söylenen’İbradı’dan ya doktor çıkar ya avukat’ sözünde Aksoy ailesinin büyük payı olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Aksoy’un dedesi Osmanlı’nın son yıllarında Kadılık yapmıştı; ayrıca babası da bir avukattı. 1912 senesinde hukuk fakültesini bitirmiş ve ardından hakimlik, kaymakamlık beş dönem CHP milletvekilliği yapmıştır. Muammer Aksoy’un avukat olmasına da şaşırmamak gerek.
Muammer Aksoy, 1937 yılında İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 1939 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde ticaret hukuk kürsüsünde asistanlık yapmaya başladı. 1950 yılında Zürih Hukuk Fakültesinde doktorasını tamamladı.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde medeni hukukta öğretim üyesi oldu. 1952 senesinde doçent, 1963 yılında profesör olan Aksoy, 27 Mayıs ihtilalı sonrasında, 1961 anayasasının hazırlanmasında önemli katkılarda bulunmuş ve Kurucu Mecliste Anayasa Komisyonu üyeliği ve sözcülüğü yapmıştır.
Babası gibi gördüğü Hıfzı Velved Velidedeoğlu’nun Muammer Aksoy ile ilgili sözleri onu çok güzel açıklar nitelikte;


«Muammer Aksoy Atatürk Devriminin ülkemize getirdiği ışığın özellikle laiklik ilkesinin o denli bilincinde ve bu değerleri korumak, yaşatmak için o denli etkin ve kendini harcarcasına çırpınır, çalışırdı ki bitmez tükenmez enerjisinin bir gün sağlığına zarar vereceğinden korkardım. İstanbul Hukuk Fakültesi’nde daha birinci sınıfta sınıf arkadaşları arasında hayranlık ve büyük saygı uyandırmıştı. 17 yaşında genç bir lider özelliği taşıyordu. Her yıl sınıf birincisi oldu ve fakülteyi de birincilikle bitirdi. Muammer Aksoy’un Zürih Hukuk Fakültesinde doktora öğrenciliği sırasında karşılaşmıştık onunla. İki büyük cilt tutan Almanca doktora tezi (Evlilik Dışı Çocukların Hukuku ve Miras Hakkı) evlilik dışı çocukların durumunu düzeltilmesi konusunda hemen hemen bütün dünyanın uygar ülkelerinin hukuksal çözümlere yer veren karşılaştırmalı bir karakter taşıyordu. Bu iki ciltlik büyük kitap bugün bile yalnız İsviçre’de değil bütün dünya hukuk aleminde kaynak kitap olarak değerini korumaktadır. ”

Muammer Aksoy, bir süre avukatlık da yapmıştır. Fikir ve görüşlerini sonuna kadar savunan, ülkesi için sanki zamana karşı yarışıyormuşçasına çalışan Muammer Aksoy, 1960’lı yıllarda mili petrol ve maden hareketinin öncülüğünü ve davalarının avukatlığını yapmıştır. Bu davalardan hiçbir zaman para almamıştır. Ayrıca kendi bürosuna gelen mağdur durumdaki insanların davalarına ücretsiz bakar ve gereğinde masrafları kendi cebinden karşılardı. Devrimci Öğretmenin Kıyımı ve Mücadelesi adlı 2 ciltlik 1300 sayfalık kitabının basılması için dairesini satmış, üstelik öğretmenlerin parası yoktur diye tanıdığı öğretmenlere bu kitabı hediye etmiştir.
1957 yılından başlayarak Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı yapmıştır. 1977 yılında CHP İstanbul milletvekili seçilmiş ve 12 Eylül 1980’e kadar bu görevini sürdürmüştür. Ayrıca Avrupa Konseyi üyeliği de yapmıştır.
1989 yılında Hıfzı Velved Velidedoğlu, Bahri Savcı, Münci Kapani ve Bahriye Üçok gibi aydınlarla birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği’ni kurdu ve kurucu başkanlığını yaptı.
Kendi tabiriyle üç cilt evlilik yapmış olan Muammer Aksoy’un, ilk ve üçüncü cilt evliliklerden iki çocuğu bulunmaktadır.
Halk adamı olan Muammer Aksoy her zaman toplu taşıma aracı kullanmış ve arabası hiç olmamıştır. Avrupa Konseyi üyeliği yaptığı sırada, devletin verdiği harcırahları her zaman arttırmış ve iade etmiştir.
Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990’da Ankara Bahçelievler’de uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti. Muammer Aksoy, hayatı boyunca, hukuk, siyaset ve mücadele kulvarlarının ön sırasında koşan enerjik ve yorulmak bilmeyen bir atlet gibiydi. Onu öldürenlerin asıl hedefi de belki de kişiliğinin bu azalmayacak inancıydı.
Muammer Aksoy’un adına, bu sene «Adalet ve Demokrasi Haftası” etkinlikleri çerçevesinde 29-30 Ocak tarihlerinde memleketi Antalya’da, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Eğitim-İş Antalya Şubesi ve İbradı İlçesi Yardımlaşma Derneği´nce Muammer Aksoy Sempozyumu düzenlenmiştir. Üç oturumda gerçekleşen bu sempozyumda Atatürk ve tam bağımsızlık, hukuk, siyaset ve ulusal yönetim, ulusal ekonomi konularında Türkiye’nin önde gelen isimleri değerlendirmelerde bulunmuş ve Muammer Aksoy’un mücadelesini anlatmıştır.

Muammer Aksoy Sempozyumu’nda oğlu Işık Aksoy’un konuşmalarından derlenmiştir.

Bunları da sevebilirsiniz