OXFAM Raporu

Kasım ayında OXFAM “Climate Equality: A Planet For The 99%” adında bir rapor yayımladı. Raporda yaşayan bütün canlılar olarak karşı karşıya olduğumuz iklim krizinin yaşadığımız bir diğer kriz olan eşitsizlikten bağımsız düşünülemeyeceği anlatılıyor. Dolayısıyla iklim krizinden sadece bazı ulusların ve şirketlerin sorumlu tutulmasının yeterli olmayacağının, en zenginlerin Dünya’yı bu hale getirebilecek ekonomik ve siyasi güce nasıl sahip olabildiğinin de sorgulanması gerektiğinin altı çiziliyor. Eşitsizliğin azaltılmasının iklim krizinden çıkmak için bir önkoşul olduğu iddia ediliyor.

Sayısal değerlerle iklim eşitsizliği:

  • 2019 yılında zengin %1’lik kesim karbon emisyonunun %16’sından sorumlu. Bu oran alttaki %66’lık (5 milyar insan) kesiminkiyle aynı.

  • %1’lik kesim 90’lı yıllardan bu yana alttaki %50’lik kesimin karbon bütçesinin iki katını tüketti.

  • 2030 yılında gezegenimiz için kritik değer olan %1,5 C° lik sıcaklık artışını geçmemek için aşmamamız gereken karbon emisyonu miktarı belirlenmişti. %1’lik kesimin planladıkları karbon emisyonu miktarı belirlenen miktarın 22 katı.

  • %1’lik kesimin sorumlu olduğu emisyon miktarı 2019 yılında 1,3 milyon insanın ısıdan dolayı ölmesine neden olan emisyon miktarıyla aynı.

  • %1’lik kesime uygulanabilecek %60’lık gelir vergisi; Birleşik Krallık’ın karbon emisyonundan daha fazla miktarda karbon emisyonun önüne geçerdi ve yenilenebilir enerjiye geçmek için 6.4 trilyon dolarlık fon oluşturulmasını sağlayabilirdi.

Bunca kampanyaya rağmen halen devan eden yüksek miktarda karbon emisyonlarının sınırı aşmasına ve iklim krizini tetikleyecek miktarı ulaşmamıza 5 yıl kaldı. Bu seviyeye gelmemizden %92 oranda Küresel Kuzey Ülkeleri sorumlu. En zengin %10’luk kesim, toplam karbon emisyonu miktarının yarısından sorumlu. Bu %10’luk kesimin %60’ı yüksek gelirli ülkelerde yaşıyor.

İklim krizinin dağılımında da büyük bir eşitsizlik var. İklim krizinin neden olduğu doğal afetlerden, kuraklıktan ve felaketlerden en çok etkilenenler krizden en az sorumlu tutulabilecek kesimken, krize neden olan kesim krizden en az etkilenen kesim.

%1’lik kesimin karbon emisyonunda bu kadar çok etkilerinin olmasının nedeni yatırım tercihlerinden kaynaklanıyor. Bu kesimin yatırımlarının, kesimin karbon emisyonlarının %50’si ile %70’i arasında bir miktara neden olduğu tahmin ediliyor. 2022 yılında OXFAM 125 milyarderi inceledi ve ancak birinin yenilenebilir enerjiye yatırım yaptığı ortaya çıktı. Ancak çevreyi kirleten şirketlere yapılan milyarder yatırımının payı, ortalama bir yatırımcının payının 2 katıydı. Bu yatırımlar milyarderlerin büyük şirketler üzerinde güç elde etmelerini sağlıyor.

%1’lik kesimin politika üzerinde de gücü oldukça yüksek. ABD adına küresel iklim anlaşmalarını onaylayan tüm ABD senatörleri, Avrupa Komisyonu üyeleri, Avustralyalı Milletvekilleri kendilerini küresel karbon salımı yapanlar arasında ilk %1’lik dilime sokan maaşlara sahipler. Pek çok Amerikan kanun koyucunun fosil yakıt endüstrisinde kayda değer ölçüde yatırımları var. %1’lik kesim iklim için hazırlanan kongreleri de domine ediyor. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) için fosil yakıt endüstrisine 500’den fazla delege verildi. Bu kesim FOX News gibi iklim krizini küçümseyen medya kanalları aracılığıyla kendi çıkarlarını korumakta ve insanları daha fazla tüketime yönlendirerek krizi körüklemeye devam ediyor.

OXFAM bu sorunları çözmek için eşitsizliği radikal olarak azaltılmasını, yenilenebilir enerji kaynaklarına bir an önce geçmeyi ve ekonomik büyümeyi her şeyden önceleyen perspektifin sorgulanmasını öneriyor.

Bunları da sevebilirsiniz