Değişen/Değiştirilen CHP

CHP Sözcüsü ve Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı basın toplantısında, “ABD’nin PKK’nın Suriye kolu SGD’nin öldürülen teröristi için taziye mesajı yayınlaması büyük tepki çekti. Sizin bu taziye mesajıyla ilgili bir değerlendirmeniz olacak mı?” sorusuna verdiği yanıt, iktidara aday CHP’nin dış politika çizgisini ortaya koyması açısından büyük önem taşıyor.

Öztrak’ın açıklaması şu şekilde: Ülkemizde teröre bulaşmış bir terörist için Amerika Birleşik Devletleri Merkez Komutanlığının taziye mesajı yayınlanmasını kabul etmemiz mümkün değildir, kınıyoruz. Müttefiklerimizden bu konularda daha özenli olmalarını bekliyoruz.

Türkiye’de karakollara baskınlar yaptıklarını açıkça beyan eden bir teröristle ilgili olarak yapılan bu açıklamanın zamanlaması içeriği ve yapılma biçimi/nedeni, CHP’nin, özellikle dört önemli/hayati konudaki tutumunu net bir şekilde ortaya koyuyor.

Birinci önemli/hayati konu, CHP’nin, ta ki, basın toplantısında bu soru soruluncaya kadar geçen neredeyse bir günü aşan sürede, bu konuda herhangi bir açıklama yapmamış, herhangi bir tepki göstermemiş olması.

İkinci önemli/hayati konu, söz konusu açıklamayı yapan Öztrak’ın, PYD’yi -ABD Suriye Demokratik Güçleri diyerek meşrulaştırmaya çalışıyor- “kara gücü” olarak gören ve silahlandıran ABD’yi, “müttefikimiz” diyerek niteleme konusunda gösterdiği “enteresan” bağlılık.

Üçüncü önemli/hayati konu ise kınamanın tekil olarak yani sadece öldürülen terörist’in kimliği üzerinden yapılıp, ABD’nin kara gücüm diye nitelediği PYD’nin kınama kapsamı dışında tutulması.

Dördüncü ve son önemli/hayati konu ise Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye karşı harekat amacıyla gerek duyulan meclis kararına, ülkede demokrasinin gelişmesi için APO siyasi muhatap alınmalı diyen, PKK ve PYD’yi özgürlük mücadelesi veren güçler olarak değerlendiren HDP ile birlikte muhalefet etmiş olması.

Bu açıdan bakıldığında, CHP’nin Türkiye’nin Suriye politikası ve PKK terörüne ilişkin her üç önemli/hayati konudaki tutumunun/söyleminin, Kuzey Irak’ta başına çuval geçirilen Türk askerleri ile ilgili olarak, zamanın (4 Temmuz 2003) AKP Hükümetinin takındığı tutuma/söyleme benzer olduğunu söylemek mümkün.

Bu iddianın ya da varsayımın çok aceleci veya aşırı olduğunu söyleyenler olabileceğinin farkındayım.

Önerim, bu şekilde düşünenlerin 2003 yılında ABD’nin Irak işgali öncesinde ve sonrasında yaşananları bir kez daha anımsamaları.

O dönem AKP Genel Başkanının Tayyip Erdoğan, Başbakanın Abdullah Gül olduğunu, bağımsızlığın garantisinin piyasalardan -yapancı para satıcılarından- özgürce borçlanabilmek olduğunu söyleyen 6+ Masasının ortağı Babacan’ın, ekonomiden sorumlu bakan olarak, aynı dönemde (Şubat 2003) ABD’yle para karşılığı asker pazarlığı yaptığını, Türk askerinin başına “müttefikimiz ABD” askerleri tarafından çuval geçirilmesi olayının, 3 Mart 2003 tezkere oylaması “cezası” olarak gerçekleştiğini, o dönemdeki CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, Anberin Zaman ve benzeri -şimdilerde Halk TV ve benzeri sözde muhalif medyada yuvalanmış olan- “batı severlerce”, “kötü kişi” ilan edilmesinin, bu tezkere öncesi mecliste yaptığı konuşmada, ABD gemileri için düşman gemileri” demiş olması olduğunu da, özellikle yaşı 30’un altında olup, o dönemi hatırlamayan gençler için de ben kısaca özetlemiş olayım.

AKP açısından değişen bir şey olmadığını, ancak CHP açısından, Kılıçdaroğlu’nun da övünerek söylediği gibi pek çok şeyin değiştiğini de söyleyerek bitireyim.

Ahmet Müfit

Kaynakça:

https://www.veryansintv.com/abdnin-taziye-mesaji-paylastigi-teroristin-itiraflari-ortaya-cikti/

https://www.veryansintv.com/abdnin-taziye-mesaji-paylastigi-teroristle-ilgili-chpden-aciklama/

https://tr.wikipedia.org/wiki/1_Mart_tezkeresi

https://www.youtube.com/watch?v=hqd8g9Ap-2k&ab_channel=birbilen1881

Bunları da sevebilirsiniz