2011 yılı açıklanan düşük enflasyon oranlarının aksine, ülkemizde herkesin alım gücünün düştüğü bir sene oldu yine. Asgari ücret yine dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının altındaydı. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler sürdü.
Siyaset kürsülerinde siyaset dışında gayriahlaki birçok şey konuşuldu. Siyasetçiler birbirlerinin mezheplerini kürsülerde yuhalanma vesilesi olarak kullandılar. Birbirlerinin etnik kökenlerini, birbirlerini kötülemek için kullandılar. Kasetlerle; türbanlarla, pantolonlarla, eteklerle uğraştılar.Bakanlarımızın kötü esprileri ve Türkçe’den kötü çevrilmiş küfürleri boynumuzu büktü.
Sokaklar
Siyaset meydanlarında bunlar olurken, sokaklarda da kimse bunlardan aşağı kalmadı elbette.
Cinsel yönelimlerini beğenmedikleri insanlara bıçaklarla, satırlarla ve hatta kılıçlarla saldırdı, insanlar. Bu sene en çok kadın cinayetleri konuşuldu; zaten gençlerin çatışmalarda ölmesi çoktandır alışageldiğimiz bir durumdu. Zaten bu yüzden vicdani ret konusunu tartışamadık bile. E ölmedikten sonra bir şey için yeterince sevemiyoruz onu biz, çünkü. ‘Senin için ölürüm’ diyoruz, asıl yaşamanın ve ayakta kalıp mücadele etmenin bir meziyet olduğunu unutarak.
İşkence devam etti bu yıl. Yumurta atarak protesto yapan gençler, bildiri dağıtanlar dertop edildiler; HES’leri protesto edenlere orantısız güç kullanıldı. Gizli örgütlenmelerin ardı arkası kesilmedi; olmayan var edilirken, var olan yok sayıldı.
Vicdan
Depremde ölenler için ‘haber doğudan geliyor olsa bile’ dedik; vicdanlarımızı rafa kaldırdık bu yıl. Barışa ilişkin hayallerimizi kaldırdığımız gibi. Bu sene yine Ortadoğu’da lider olamadık, Avrupa’ya yaklaşamadık. Yerimizde de duramadık. Karikatürlerinden dolayı yine sanatçılar ceza aldı veya hedef haline getirildi. En sonunda bir bakan kendisini protesto eden gence müdahale edilmesini önledi; ama istisnaydı, kaideyi bozamadı. Yine bu sene hiç empati yapamadık.
Bu sene yine bilmediğimizden korktuk, korktukça da uzaklaştık. Yakın duranı ise garipsedik.
Bunlar da kim?
2012’de yeni bir şey olsun. Alternatif bir şeyler okuyalım mesela. Bilmediğimizi görelim; mutlaka o olmak zorunda değiliz ama anlamaya bir adım yaklaşalım. Mutlaka güncel olması gerekmiyor, geçmişte anlamadığımız bir olaya birilerine ilişkin de olabilir mesela.
Metis Yayınları’nın Siyah Beyaz dizisi biçilmiş kaftan, başlamak için. Dizi yayın yönetmenliğini Ruşen Çakır yapıyor. Kitaplardan bazıları: Azınlık Gençleri Anlatıyor, Batman’da Kadınlar Ölüyor, Eşcinsel Erkekler, Eşcinsel Kadınlar, Ne Şeriat Ne Demokrasi, Nereye Gitti Bu Ülkücüler, Melek Tavus’un Halkı Yezidiler, Peruk Takan Kadınlar. Toplamda kırktan fazla kitap.
Kitapların çoğunu bir dönem bu konularla ilgili araştırma yapmış haberciler, araştırmacılar yazıyor. Birçoğunda röportajlarla işlenmiş konular. Fotograflarla, yardımcı metinlerle okuyucuya konu daha iyi açıklanıyor. Birçoğunun kaynakçaları daha derin okumalar yapmak veya konularla ilgili araştırma yapmak isteyenler için rehber niteliğinde.