çalışma odamda denize karşı yine atıp tutuyorum. kapitalizmden, sömürüden, savaşlardan nefret ediyorum. tüm büyük güçlü zengin emperyalistler bir kere dokunabilseler küçük masum bir çocuğun
eylül sina
yaşam devingenliğinden notlar
ve sesin ellerime düştü… dinle, gökyüzü yırtıldı az önce ve sesin ellerime düştü. yitmiş bir coğrafyaydı aşkımızın yolları, pusular, ölümler, ihanetlerden geçtik gözler de
yaşam devingenliğinden notlar
kanlı bir boğayı gömdük bugün güneş hep tepemizdeydi, kırmızı bir günü gösteriyordu zaman öğle yemeği yenmedi,ikindi çayı da içilmedi. herşey, herşey uçar gibiydi. herkesin
yaşam devingenliğinden notlar
… isimsiz özlemin, gözlerimde uyur. ne yana dönsem eksiğim, rüyalarımı da yitirdim…
yaşam devingenliğinden notlar
…seni tüketen yalnızlığımla seviyorum seni, kimliksiz sokaklarda düşlerimin geçit törenini izliyorum, hep ismini koyamadığımız bir şey eksik düşlerimizde, yaşamımızda, ve o bir şey birçok
yaşam devingenliğinden notlar
düşsüzlüğe çare aranıyor… yaralı kuşun kanatlarından indim sana, burada sessizlik kımıldamaz. neydik biz, dokundukça zedelenen buz gibi zemin katları. yitik yarınla sevişme seansında acıya
yaşam devingenliğinden notlar
imgesi yalnızlık aşkın sabah güne bakan akşam vazoda çürüyen su, aşk da eskidi bit pazarı tezgahında. mektuplar afişler sinema salonları dağıtır yalnızlığı çağrısal reklam
yaşam devingenliğinden notlar
bekle dediğin yerde… geceme düştü üstü çiğ güzeli ebemkuşağı küçük göz odalara tıktığım küflü bunlarım bu gül yağı, silmeye yüzünü kapanmayan yaraların kaçıncı elden
yaşam devingenliğinden notlar
ne yarası vardı kanayacak, ne paylaşacak acısı, kapına gelmişti, esrik ve bungun, dün gece konuk etmedi bir ev hüznü bir geceliğine, üşüdüm. camda kırılan
yaşam devingenliğinden notlar
…kentler soğuyor ellerimizde, kırık bir nisan akıyor geceyeyorgun bir papatyanın iç çekişine benziyor gece,usumda uğultusu kalıyor seslerin ivedi koşuşlar arasında,yalnızlık oluyor kentin bütün sokakları,ve