Denizde Karada Halkı Sıkıştırmak…

Halkın kıyıları kullanma hakkı merkezi ve yerel yönetimlerin tutumu yüzünden her geçen yıl daraltılırken, denetimsiz deniz trafiği insanların can güvenliğini tehdit ediyor.

Anayasamız 43. maddesindeki “Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir” hükmüne karşın yaşanan gerçeklik tersini gösteriyor.

Her yıl artan biçimde kıyı kullanımı ve denizden yararlanma hakkı, halkın aleyhine kısıtlanıyor.

Beach Clup, restaurant, gazino, özel plaj, bar“ adıyla sermayeye tahsisler, plajların, kamu işletmelerinin bakanlık ve yerel yönetimlerce şirketlere kiralanması, ücretli şemsiye ve şezlong kurulumlarıyla sahiller halka sınırlanıyor.

Öte yandan artan deniz trafiği denetimsizlik, plansızlık ve kuralsızlık nedeniyle başta can ve mal güvenliği olmak üzere sorunlara yol açıyor.

Özellikle sürat tekneleri ve jet skiler nedeniyle turizmin yoğun yaşandığı tatil merkezlerinde deniz kullanım alanlarının belirlenmesi ve denetimsizlik sonucu çeşitli “kazalar” yaşanıyor.

Önemli bir soru, ölümle sonuçlanan ihmallere kaza denmesi ne ölçüde doğru?

Kuralsızlık, denetim eksikliği ya da belirlenen sınırlara uyulmaması da ayrı bir soru.

Her sezon benzer kaza haberleri medyada yer alıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve TÜİK verilerine göre 2020–2024 verilerine göre bu dönemde toplam 1.990 deniz aracı kazası yaşandı. 252 kişi öldü, 151 kişi kayboldu, 5 bin 302 kişi kurtarıldı.

Bu konuda ender akademik çalışmalar da var. Nuray Türker, Burak Uyanık ve Barış Barlas. (Karabük Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi iş birliğiyle) 1997–2019 dönemine ait su sporları kazalarına ilişkin internet ve gazete haberleri içerik analizine göre kazaların yüzde 42’si sürat teknesi, yüzde 44’ü jet ski kaynaklı.

Karaburun’da başvuru

Ülke genelinde bir sorun olarak karşımıza çıkan konunun çözümü doğrultusunda turizm merkezlerinden Karaburun’da, Çevre Bilim Ve Deniz Koruma Uzmanı Dr. Ozan Veryeri girişimde bulundu. Çok sayıda yüzücünün bulunduğu Adaboğazı’nda, deniz trafiği açısından gözlem yapıldı. Kaptanların bir bölümünün süratlerini belirlerken seyir emniyeti ve denizcilik görgü kurallarına uymadığı, rotaların dikkatli izlenmediği, hatta çatışma riski oluşturacak şekilde manevralar yaptıkları belirlendi.

Bunun üzerine kaymakamlığa dilekçeyle başvuran Veryeri, limanlar yönetmeliğine göre yüzme alanlarının belirlenmesi, bu bölgelere deniz araçlarının girmemesi ve liman başkanlıklarının  seyir güvenliği bakımından gerektiğinde kısıtlama yapma yetkisinin açıkça belirtildiğini vurguladı.

Mevcut durumda, İzmir Körfezi için hız limiti belirlenmiş olmasına karşın dilekçeye konu olan  alanda ve birçok yerde belirlenmiş bir hız limiti bulunmadığına dikkat çekti.

Bu nedenle ivedi önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen Veryeri dilekçesinde şu görüşlere yer verdi:

  1. Emniyet  Şeridİ: Adaboğazı’nda, anakara kıyısı boyunca uygun görülen deniz alanında yüzer şamandıralarla bir emniyet şeridi oluşturulması

  2. Hız Tahdidi: Bu alanda seyir yapan tekneler için 4-7 mil/saat gibi emniyetli bir hız limitinin uygulanmasınIn tavsiye edilmesi.

  3. Bilgilendiİme ve uyan Levhaları: Bölgenin riskleri ve alınacak tedbirler hakkında halkı bilgilendirmek amacıyla uyarı levhaları konulması.

  4. Uzun Vadeli Çözüm: izmir Bölge Liman Başkanlığı tarafından bu alanda resmi bir hız ve seyir kısıtlaması belirlenmesi için gerekli çalışmaların başlatılması.“

Veryeri, kaymakamlığa başvurusunun ardından harekete geçildiği, sahil güvenlik ekiplerinin uyarılara başladığını belirttti. Ayrıca yurttaşların bu ve benzeri konularda yakınmalar için dilekçeyle resmi başvurularda bulunmasını ve takipçi olmalarını önerdi.

Bunları da sevebilirsiniz