Ütopya ve Distopya : İkisi Bir Arada

Gazze trajedisi sürerken İsrail’in teknolojik saldırıları ses getirdi.

Kimileri bu saldırıları yenilerinin izleyebileceğinden hareketle “şeytani” sıfatını yakıştırdı. Bu yanlışı düzeltmekle başlamalı.

Şeytani” sıfatı ilahiliği çağrıştırıyor. Oysa, ilahi bir durum yok ortada.

Dünyanın yaklaşık 50 yıldır içinde bulunduğu bilişim çağının yeni bir evreye girerek bilgi toplumunu doğuracağını bilenler bilmeyenlere olabildiğince anlatmaktaydı. Şeytani etiketlemesinden anlaşıldığı kadarı ile dünyanın hızla yol aldığı yön ve çağ yeterince anlaşılmamıştır.

Burada bir başarı varsa İsrail’den çok karşıtlarının yetersizliğinde aranmalıdır.

Hizbullah’ın kullandığı teknoloji ürünlerinin içine üretim aşamasında patlayıcı yerleştirilmiş olduğu savlanıyor.

Olabilir.

Ama, bu bile eylemin teknolojik olanaklardan yararlanılarak yaşama geçirildiği gerçeğini değiştirmez.

İçinde bulunduğumuz çağda birkaç dakika önce yaşamımızı kolaylaştıran nesne az sonra yaşamımızı elimizden alan silah olabilecektir.

Ütopya ve distopya bu denli biri birine yaklaşmış mıdır diye sormuş olalım!

Hizbullah’ın başına gelen önemsenmeyecek gibi değildir.

Önce Hamas önderinin Tahran’da saf dışı edilmesi ve onu izleyerek Hizbullah’a yönelen teknolojik saldırılar her şeyin ötesinde bölgenin önemli güçlerinin kâğıttan kaplanlar gibi algılanması sonucunu doğurmuştur. Çoğumuzu şaşırtan bu durumun emperyalizmle savaşımda psikolojik yıkıma yol açtığı da kuşkusuzdur.

Burada irdelenmesi gereken en önemli nokta orta doğuda İsrail’in karşısında yer aldığı düşünülen Filistin ve önde gelen destekçilerinin dünyanın değişen dengelerini göz önüne almak yerine bu değişiklikleri yok sayarak ve çoğu zaman olduğu gibi dinselliği öne çıkartarak İsrail’le baş edebileceklerini sanmalarıdır.

Gelinen noktada İsrail’e karşı on yıllardır sürdürülen silahlı duruşun sonuç vermediği ortadadır. Bu duruş çok küçük sözde başarılara karşılık çok önemli yitimlere neden olmuştur, olmaktadır.

Bu durumda yapılması gereken aklını kullanmaktır.

Aklın kullanımı dünyanın ağırlık merkezinin doğuya ve güneye doğru kaydığını görmeyi sağlar.

İstatistik bilgisi olarak rastlamıştım.

Bugün çok önemli bir nesne olan yarı iletken üretiminde dünya ilk 10’unda yer alan şirketlerden birisi İsraillidir.

Yine günümüzün önemli başlıklarından birisi olan Yapay Zekâ ilk yatırımlarında da İsrail önde gelen ülkelerden biridir.

İsrail, hiç kuşkusuz emperyalizmin orta doğudaki uzantısıdır. Bu durum, İsrail’in aklını kullanmada eriştiği noktayı gözden kaçırmamızı gerektirmemelidir.

Teknolojiyi üretmek yerine onun müşterisi olma kolaycılığına sapmanın yaratabileceği sonuçlar görüldü Hizbullah’ın başına gelende.

Teknoloji, yaşamı kolaylaştırmasına karşılık kullanıcısının yetersizliğine ve bilgisizliğine bağlı olarak yaşamı karartabilen bir olgudur.

Ütopya ve distopya arasındaki sınır hiç olmadığı kadar incelmiştir.

Bu çağda toplumların ayakta kalması geçmişte yaptıkları gibi başkalarına öte beri satmakla olası gibi görünmüyor. Bilgi üretmek, üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürmek olmazsa olmaz koşul olarak boy gösteriyor.

Gönençli ve kalkınmış bir toplum olmanın günümüzde başka yolu yok!

Yazıyı soruyla bağlamak gerekirse!

Dünyanın hemen her bölgesinde geriletilen emperyalizm orta doğuda neden bir türlü geriletilemiyor?

Bunları da sevebilirsiniz