Prof.Dr.Erol Manisalı Hoca’yı 29 Ekim 2022 günü sonsuzluğa uğurladık.O,bilimini Türkiye’nin büyük çoğunluğu ve çıkarları için kullandı.Gazeteci Barış Doster’in yazdığı gibi “Bir Jön Türk” idi.
Yurtsever kamu oyu Erol Hoca’yı öne çıkarttığı üç konu ile tanıdı.
“Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri ve Gümrük Birliği” konusunda neler yazmıştı?
“Hayatım Avrupa”dizisi kitaplarında Türkiye-AB ilişkilerinde 1970-1982 arasındaki gelişmeleri bütün ayrıntılarıyla ele almıştı.
Türkiye’nin bugün AB ile içinde bulunduğu ilişki düzeninde; “Karşılıklılık ilkesi yoktur, sistem tek taraflı çalışmaktadır. – Bu bozuk yapı, ”giderek daha da kemikleşmekte, Türkiye’yi yarın içinden hiç çıkamayacağı bir noktaya sürüklemektedir.” – Ulusal sanayiden dış politikaya kadar her şey, yavaş yavaş AB’nin tekeline girmektedir. – Bu tek yanlı yapılanma, ”tamamen antidemokratiktir” . Diğer adayların bu tür bir ilişki düzeni olmamıştır. – Bu yapı sadece dış siyasi konularda değil, iç ekonomik yapıda da bir felaketi getirmektedir. İç ekonomi, çokuluslu şirketlerin tekeline girmektedir. İşsizlik artmakta, tarım çökmektedir; bütün bunlar, tek taraflı bağlanmanın bir sonucudur. Dar ama etkili bir çevre medyada, bürokraside, iç siyasette ”bu tek yanlı bağımlılığın misyonunu üstlenmiş bulunuyor” .Ve Esas mesele, ”ya Türkiye ya işbirlikçiler” meselesidir. 70 milyon insan dar bir işbirlikçi gruba teslim mi olacaktır? Yoksa, bunları tasfiye etme iradesini ve gücünü mü gösterecektir?” diyordu.Haklı çıkma dı mı?
Kıbrıs Türk Halkının varlığının korunmasında Erol Hoca nasıl işlev yüklenmişti?
Hoca:”Kıbrıs’taki Türk tarihinin ve varlığının korunması Türkiye açısından da zorunludur. Adada Rumların (ve Yunanistan’ın) ne kadar hakları varsa, Kıbrıs Türklerinin (ve Türkiye’nin) de o kadar hakkı vardır. Rum Devleti ne kadar meşru ise KKTC’de o kadar meşrudur.” diyordu.
Bu bağlamda Kıbrıs’taki Türk halkının mücadelesinde , yurtsever hocalarımız olan Mümtaz Soysal ve Şükrü Sina Gürel’le birlikte Rauf Denktaş’ın en yakın danışmanı ve eylemcisi oldu. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs’taki kimi yetmez evetçi ve Annan Planı’nı destekleyenlere karşı en dirençli savaşımı vermişti.
Günümüzde Doğu Akdeniz’de Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’yi kuşatmasına karşı KKTC’nin varlığını korunmasının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmadı mı? Tarih O’nu haklı çıkarmadı mı?
Erol Hoca,kamucu bir iktisatçı idi.
Erol Hoca,Cumhuriyetçi, Kemalist ve kamucu bir iktisatçı idi. Türkiye’nin bağımsızlığı, siyasal birliği ve egemenliğinin önde gelen savunucularında biri oldu. Bu kapsamda yazar,şair ve düşünür Attila İlhan’ın en yakın yoldaşlığını yaptı.
Planlı kalkınmada çoğunluğun çıkarlarını savundu. İktisadi dışsallık, sürdürülebilir üstünlükler kuramı ve iktisadi kalkınma gibi konularda yapıtlar üretti. Bu niteliklerini eyleme de dönüştürdü .
Din tacirlerinin, etnik ayrılıkçıların, numaracı Cumhuriyetçilerin, yetmez ama evetçilerin, NATO ve AB fonlamalarının saldırıları ile karşılaştı. Emperyalizm destekli casusluk, terör ve cinayet örgütü FETÖ’nün Ergenekon kumpasında da her yurtsever gibi bedelini ödedi. Yaşamının son dönemlerinde hapishane ile de tanıştı.
Yazımı yıllar öncesinde Erol Hoca ile ilgili bir anımı anımsatarak bitirmek isterim. İzmir’de üyesi ve başkanlığını yaptığım Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği için 15 Mayıs 1999 tarihinde “Türk-Yunan İlişkileri ve Avrupa Birliği “ adlı bir söyleşi yapması ricasında bulunmuştum. Bu nedenle O’nu tanıma onuruna ulaşmıştım.
Anım şu:2004 yılında Attila İlhan’a Ege Üniversitesi’nde fahri doktora verilmesi için bir grup akademisyen arkadaşım ile birlikte dönemin rektörü Ülkü Bayındır’a bir öneri götürmüştüm. Onay alınca Attila İlhan’ı aramıştım. Ancak kendisi bu öneriyi alçak gönüllülük göstererek kibarca kabul etmemişti.Daha sonra Erol Hoca’yı aramış ve aracı olmasını istemiştim.Erol Hoca’nın ricasıyla Attila İlhan Ege Üniversitesi’nin fahri doktora önerisini kabul etmişti.Çok görkemli bir törenle Attila İlhan’a fahri doktor ünvanı verilmişti. Olayın daha ayrıntısını arkadaşım yazar Hüseyin Yurttaş, “Onları Tanıtım” kitabında da kaleme almıştı.
Türkiye’nin büyük çoğunluğu ve Kıbrıs Türk Türkleri, Erol Hoca’yı saygı ve özlemle hep anımsayacak ve O’nun ülkemizin bağımsızlığı,siyasal birliği ve egemenliği doğrultusunda ürettiklerine sahip çıkacak.Işıklar içinde uyusun.
5 Aralık 2022