Toplumdaki Lümpenleşme ve Sağlıktaki Dönüşüm

Toplumsal bir yapının bozulmasındaki emarelerden biri de toplumda olumsuz giden şeylerin olağan hale gelmesidir. Siyasi ve ekonomik olarak havada salınan olumsuzlukların toplumun geneline sirayet ettiğini görüyoruz. Sokakta gezinirken insanların yüzlerinden ne halde olduklarını görebiliyoruz. Herkeste bir tahammülsüzlük, karşı tarafı suçlamaya hazır bir hal ve asabiyet söz konusu. Yaşanılan koşullara bakıldığında bu ruh halini anlamakta güçlük çekmiyoruz. Fakat bunun dışında farklı bir değişimi de görmekteyiz. Yapılan sokak röportajlarında bile bu suçlayıcı ve kaba dile tanık oluyoruz. Tüm bunların ötesinde tehlikeli olan bu kaba dilin sadece söylemde kalmaması aynı zamanda fiziki olarak da toplum içine yansıması.

Kadınlara ve çocuklara uygulanan şiddetle birlikte topluma hizmet eden kesime yönelik bir şiddet sarmalının da içerisine girmiş bulunmaktayız. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddet ölümlerle sonuçlanacak kadar kötü bir hal aldı. Yıllarını mesleğine vermiş, insanları yaşatabilmek için ant içmiş bir doktor, kolaylıkla yaşamdan koparılabilir olmuştur.(1) Ya da sadece işini kuralına göre yapan bir kadın şoför görevi başında rahatlıkla yumruklanabiliyor.(2) Buna benzer birçok haberi okuyabilir ya da sokakta tanık olabilirsiniz. Veya kendiniz bizzat yaşayabilirsiniz.

Tüm bunlara tanık olurken ve okurken içinde bulunduğumuz bu durumu çok güzel ifadelerle ve tespitlerle açıklayan bir röportaja denk geldim. “İşte tam anlamıyla yaşadığımız budur!” dedim içimden.

Sevgili Nilay Örnek’in her bölümünde farklı bakış açılarına ve hayatlara tanık olduğum Nasıl Olunur? adlı podcacst serisinin son röportajı. Bu röportaj alanında çok iyi bir uzman olduğu kadar toplum yararına birçok faaliyet içerisinde yer alan Prof. Cem Terzi’ye ait. Hem sosyolojik olarak tespitleri hem de sağlık alanındaki dönüşümü anlattığı bu röportajda ülkenin içinde bulunduğu süreci net ve nokta atışı tespitlerle açıklıyor. Ve bu gidişatın gelecekte tamir edilemez bir tahribat yarattığını da vurguluyor.

Prof. Cem Terzi toplumun içinde olduğu bu yozlaşma sonucunda önce kadına, çocuğa ve sonrasında sağlık çalışanlarına yönelen bu şiddetin nedenlerini açıklıyor. Gelenek çizgisinin yok edilmeye çalışıldığı bu dönemde ne yapmak gerekiyor? Sağlıktaki bu yıkım nasıl önlenebilir? Hekim ve hemşireliğin önemi ve anlamı nedir?

(Aşağıdaki satırları Prof. Cem Terzi’nin Nilay Örnek ile yaptığı podcast röportajından derledim.)

Sağlıkta Şiddetin Nedenleri-Doktorun Hastanın Hasmı Haline Gelmesi

Hekime ve sağlıkçılara yönelik şiddet toplumun lümpenleşmesiyle doğrudan alakalıdır. Lümpen; sınıfsız, işsiz, serseri grup olarak tanımlanmıştı, günümüzde ise iletişimsizlik, seviyesizlik, görgüsüzlük, nobranlık, bir tür yozlaşma olarak tanımlanabilir.

Son 20 yıldır popülist ve giderek otoriteryen bir hal ile yönetiliyoruz ve bu popülizm ile politik lümpenleşme arasında yakın bir ilişki var. Topluma yönelik çok retoriğe dayalı bilimdışı ve bilim düşmanlığı içeren bir dil iktidar tarafından kullanılıyor. Bu da iktidarın haleti ruhiyesiyle örtüşen bir şiddetin olağanlaşması, bir vasatın yüceltilmesi, vasatın hoyratlığı adeta gündelik hayatta, arsızlık, görgüsüzlük, adaletsizliğin normal karşılanması. Bunu nereden bildik ve konuştuk: kadına yönelik şiddetten, çocuklara yönelik taciz olayları şimdi de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle karşı karşıyayız ve öldürmeye kadar gidebiliyor.

Günlük dile rahatlıkla bulaşan hoyrat bir dil var. Tabi bu nereden kaynaklanıyor? Yalan söyleyen siyasetçi, usulsüzlük yapan bürokrat, intihal ile kolay yoldan doçent, profesör olan akademisyen, şiddet kullanan ve bundan zevk alan güvenlik görevlisi. Sokakta en ufak bir demokrat hak kullanıldığında karşınızda güvenlik görevlisini buluyorsunuz.

Bütün bunlar bu ülkedeki demokrasi yoksunluğu ve hukuk dışılık ile doğrudan ilişkili. Yeni Türkiye söylemiyle tarihsel kutuplaşma içinde, cumhuriyet geleneklerinden uzaklaşmak, eski cumhuriyetin tüm kazanımlarını yıkmak, onun yerine yepyeni şeyler yapmak; Atatürk havalimanını yıkıp çok daha büyük İstanbul havalimanını yapmak, numune hastanesi geleneklerini yok edip onun yerine devasa şehir hastaneleri yapmak. Bu gelenek yıkıcılığına kadar varmış durumda. Bu popülist davranış ve söylem sonucunda kendine benzemeyenden hoşlanmıyor onu ürkütüyor. Hekimi, hemşireyi kendine benzemeyen gördüğü andan itibaren onu korkutmak, kaçırtmayı hak olarak görüyor. Çünkü kural tanımazlık, zorbalık ve zalimlerin dünyası gündelik hayatta egemen olmuş.

Şehirlerde görülen bu talan, bu rant paylaşımı, çevre felaketlerine yol açan doğa talanı ile alakalı kara para, rant para üzerinden bir lümpen sermaye oluştu. Bu lümpen sermaye lümpen politikacıyla yani ilkesiz, yalancı politikacıyla birleşince kamu kaynakları ve kamu yararı halkın, toplumun gözü önünde talana dayalı bir ekonomik düzen oluştu. Bu da toplum tarafından şöyle addediliyor. Bu sermaye ve politikacı bu kadar lümpense bende bu adaletsizliği, bu kuraldışılığı, bu nobranlığı kendi gündelik hayatımda kullanır ve bundan faydalanırım. Sağlıkçıların gördüğü şiddetin bir kısmı bu.

Sağlıktaki Dönüşüm ve Günümüzde Sağlık Sistemi

2001’ de büyük bir ekonomik kriz yaşandı ve AKP(Adalet ve Kalkınma Partisi) iktidara geldi. Bu neoliberal dönüşüm dönemiydi, AKP de  bu dönüşümün üzerine oturdu. Kemal Derviş’in hazırladığı neoliberal ekonomik dönüşüm paketini hızlıca uygulamaya soktu. Sağlık alanında bunun karşılığı SSK(Sosyal Sigortalar Kurumu) hastanelerin kapatılması şehir hastanelerinin özel kamu ortaklığı ile devasa dehşet projelere dönmesi ki bugün müthiş bir borç batağına sürüklenmiş durumda  ve ülkenin geleceğini tehdit ediyor bu şehir hastanelerine yatırılan paralar. 

Sağlık bakanlığı hem kendi hastanelerinde hem de üniversite hastanelerinde giderek performansa dayalı döner sermaye uygulamasına geçti ve kamunun kendi içerisinde bir rekabet süreci başlattı. Bu hiç alışık olunmadık bir durumdu hekimler açısından. Bununla akılları sıra üretim artışını, özel sektör gibi çalışmayı hedefliyorlardı. Bu ne oldu, hasta hekim ilişkisini tamamen bozdu. Hekimin öncelikli motivasyonu, hastasını iyileştirmekten çok, daha çok hasta bakıp daha çok ameliyat yapıp daha çok para kazanmaya yöneldi. Endikasyonsuz tetkiklere ve müdahalelere açık hale geldi hastalar ve öte yandan daha tehlikelisi kötü durumda, ağır hastalardan kaçmaya başladılar.  Daha kolay para kazanacakları alanlara geçmeye çalıştı hekimler. Bütün bunlar ağır tahribatlar, tabi kolay kolay düzeltilmiyor. 

Bugün Türkiye’de sağlık sistemi; geçmişe göre çok daha özelleşmiş çok daha pahalılaşmış, tetkik ve tedavi de aşırılığa kaçmış, koruyucu hizmetlerden uzaklaşmış, maliyeti çok yüksek, sürdürülebilir olmayan  bu nedenle de sürekli hekim ve sağlık çalışanı üzerine baskı kuran onları 5 dakikada 1 hasta hasta bakmaya zorlayan bir ucube sisteme dönüşmüştür. (3)

Prof. Cem Terzi toplumun içinde olduğu bu yozlaşma sonucunda önce kadına, çocuğa ve sonrasında sağlık çalışanlarına yönelen bu şiddetin nedenlerini açıklıyor. Gelenek çizgisinin yok edilmeye çalışıldığı bu dönemde ne yapmak gerekiyor? Sağlıktaki bu yıkım nasıl önlenebilir? Hekim ve hemşireliğin önemi ve anlamı nedir? Toplumdaki ve sağlık sektöründeki bu değişimi anlamak isteyenler mutlaka bu röportajın tamamını dinlemeli ve ayrıca Prof. Cem Terzi’nin konuşmasını izlemelidir.(4)

  1. https://www.birgun.net/haber/doktoru-gorevinin-basinda-katlettiler-394645

  2. https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/izmirde-kadin-otobus-soforune-yumruklu-saldiri-1961993

  3. https://www.youtube.com/watch?v=TbgPdVsVNhU

  4. https://www.youtube.com/watch?v=ZMXQvU3AQ-k

Bunları da sevebilirsiniz