Bedelsiz Özgürlük Yok. ..

Nereye baksan akıl tutulması.

Gerçekten bazen izah edemiyor insan.

İşsizlik, enflasyon, yoksulluk, enerji sorunu, üretimin yer yer durması, ekmek kuyrukları, marketlerde sınırlı ürün satışı, akıl almaz zamlar ortadayken, gazete köşesinde, televizyonda, sokaktaki yandaş “ memleketin hali çok iyi “diyor ya !

Bütün dünyanın Türkiye’yi  kıskandırdığını söylüyor ya !

Başta zenginler dahil bir çok ülkede enflasyonun , akaryakıt fiyatlarının daha yüksek .olduğunu savunuyor ya !

Yalan, dolan…

Verdikleri örnekler tutarsız, gerçek dışı…

Enflasyon daha yüksek dedikleri ülkelerdeki yıllık artış toplamı, Türkiye’deki aylık enflasyondan daha düşük.

Akaryakıt fiyatlarına gelince işaret ettikleri ülkelerde bir asgari ücretli aylık geliriyle kaç depo dolduruyor, sen kaç depoya razı oluyorsun ona bak a cahil !

Ücretli ve emekli gelirlerinde dünyada hangi sıradasın ki “ her şey yolunda” diyorsun, şaşkın !

***

Haksız, hukuksuz, çok ciddi, aynı zamanda çok komik ve gülünç, saçma sapan, aciz, baskıcı, ötekileştirici ve zavallı düzeniniz! 

Ülke öyle bir ayrıştı ki, öyle bir karıştı ki sorma gitsin! 

Ne diyelim? 

Bahaneleriniz, açıklamalarınız karşısında “Güldürmeyin bizi” dedik olmadı. 

Aklımızla alay etmeyin” dedik, kesmedi… 

Çuvalladınız… 

Ekonomi, terör, hukuk, dış ilişkiler; tepeden tırnağa tel tel dökülüyor düzen. 

İnandırıcılığınız kalmadı, güven desen hikâye… 

Bir öyle, bir böyle, dün başka, bugün başka; “çevir kazı yanmasın çevir, devir bu devir.” 

Her birinde yeni ekonomik program dediklerinizi üç beş ayda, hatta üç beş günde değiştirip, kendinizi yalanlamanız.

Sürekli çark, sürekli “kandırıldık” bahaneleri. 

Yönetememe sancılarıdır bunlar. 

Kendi söylediğine bile inanmadığını yansıtan yüz ifadeleri, beden dili… 

Senden olur körebe… Önün arkan, sağın solun sobe…

***

Kendinizden olmayanları terörist ilan etmeye kadar varırken… 

Gazetelere saldırılar, hedef gösterdiğiniz gazetecilere dayak, vurma ve kırmalar, açılan davalar, susturma, gözdağı, korkutma çabaları gün gibi ortadayken… 

Batı”daki her buluşmada, sorularla karşılaşınca “Türkiye’de basın özgürlüğü sorunu yok” derken… 

Önce sizinle tartıştılar. Sonra, şaşkınlığın ardından, aval aval baktılar. 

Ya şimdi? 

Acı acı gülümsemeler! 

İtibar yerlerde.

***

Bugün basına yönelik saldırılar, sorumluları ve hedef gösterenler apaçık ortadayken mağdurlardan bazıları, hâlâ karnından konuşuyor! 

Zulmün adını dillendirmiyor. 

İktidar, cemaat işbirliğiyle oluşturulan dünkü kumpaslarda, akıl almaz hukuksuzluklarda, zırva davalarda, insanlar sabah yataklarından kaldırılıp tutuklanırken, hapiste çürütülürken, yaratılan korku imparatorluğuna boyun eğersen, susup, seyredersen bugün karnından konuşursun. 

Mücadele etmeden, bedelsiz özgürlük yok.

Bunları da sevebilirsiniz