Türk Tabipleri Birliği (TTB) –korona ile uğraşan hekimlerin katılmamasından yararlanarak – çok dar katılım ile yaptığı seçimlerle bir Merkez Konseyi (MK)seçti. Başkanlığına da Şebnem Korur Fincancı’yı getirdi.
Yapılma zamanının yanlışlığı kadar, TTB MK’nin başına getirilen Şebnem Korur Fincancı da hekimlerin büyük bir bölümünün canını sıktı.
Çünkü onun başkanlığındaki TTB MK’nin, hem hekimlerin özlük hakları ile halk sağlığını yeterince koruyamayacağı, hem de ülkemizin ulusal duyarlıklarına uzak kalacağı yönünde korkuları var.
Bir başka büyük tehlike de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TTB’ye karşı var olan olumsuz tavrının, Başkan Fincancı nedeniyle daha da sertleşmesi!
Barolardan sonra hedef tahtasına hekimlerin tek örgütü olan TTB’yi oturtmuş bulunan Sayın Erdoğan’ın, hekimleri bölmek için Fincancı’nın geçmişte yaptıklarını kullanması işten bile değil.
BUNLARI NASIL SÖYLER?
Şebnem Korur Fincancı’nın TTB MK Başkanı olarak seçilmesi ile birlikte, geçmişte söyledikleri yeniden ortalığa dökülmeye başladı. Söylediği iddia edilen- ve yalanlamadığı- sözler, Türkiye Cumhuriyeti’nin duyarlıklarını paylaşan hekimler tarafından kabul edilir gibi değil!
Davet edildiği bir yurtdışı toplantısında söylediği iddia edilen sözler şunlar;
“Ermeni soykırımını lanetliyoruz! Eğer bu soykırımı Ermeni anne babalarımız kabul ediyorsa, o soykırım var demektir! Kahrolsun Faşist Türkiye Cumhuriyeti.”
Sayın Fincancı, sadece Ermeni iddialarına destek vermekle kalmamış, yazılanlara göre, Kürt halkımızı da işin içine katarak ;
“Türkiye Cumhuriyeti paranoya ve histeriyle Kürt halkına soykırım yapıyor!” iddiasında da bulunmuş.
Ayrıca, Öcalan’a Özgürlük Platformu’na da üyeliği varmış…
Ancak…
HEKİMLER İKİ KORKU ARASINA SIKIŞTI
Çok sayıda hekim ve hekim örgütünün korkusu sadece Fincancı’nın oraya seçilmiş olması değil…
Zaten tabip odalarına karşı niyeti bozuk olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Fincancı’nın kişiliğini kullanarak hekimlere ‘çoklu tabip odası’ dayatmasında bulunarak hekimleri bölmesinden de korkuluyor.
Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı aradığı fırsatı bulmuş olmanın heyecanıyla bu seçeneği dile getirdi bile!
İki olumsuzluk arasına sıkışan hekimlere ait 21 tabip odası ile 7 hekim platformu, hem tepkilerini hem de önerilerini dile getirmek için önemli bir ortak bildiri yayınladılar.
Bildiri şöyle;
ÇOK BÜYÜK HEKİM KİTLESİ ‘TEK ve BAĞIMSIZ’ TTB İSTİYOR
“Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odalarının, ‘çoklu meslek örgütü’ haline getirilmesi bugün yaşadığımız sorunlara çözüm getirmez, Türk Tabipleri Birliği’nde vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne karşıt kimliklerin etkin olmasını önlemez.
Türk hekimleri, meslek örgütümüzün bugün getirildiği konumdan, özellikle TTB Merkez Konseyi (MK) Başkanlığına getirilen kimlikten büyük rahatsızlık duymuştur. Bu kişinin ve destekçilerinin geçmiş etkinlikleri TTB kimliğine büyük zarar vermiştir.
Türk Hekimleri olarak mücadelemiz, 1953 yılında kurulan Türk Tabipleri Birliği’nin kurumsal kimliğine karşı değildir. Geçmişinde ulusal birlik ve beraberliğimize karşıt tutum almış bir kimliğin ve destekçilerinin TTB MK Başkanlığına ve yönetimine getirilmiş olmasına karşıdır.
Hekim haklarının ve toplum sağlığının savunulabilmesi için zorunlu olan hekimlerin birliğini sağlaması mümkün olmayan bu kişi öncelikle TTB MK Başkanlığından ayrılmalıdır.
Çoklu meslek örgütü girişimi ise bu sorunlar için bir çözüm olamaz. Çünkü;
a- Çoklu meslek örgütü girişimi, çok sayıda oda kurulması ve dolayısıyla odaların siyasallaşmasının önünü açacaktır. Bugün yaşadığımız sorunu çözümsüz hale getirecektir.
b- Odalar arası rekabet, hekim haklarının savunulması açısından hekimlerin zaman ve enerjisini tüketecektir.
c- Hekimlerin katılımı azalacak, hekim hakları savunulamadığı gibi Türkiye Cumhuriyeti’ne kasteden azınlıklara da meydan verilecektir.
Türk Hekimleri, vatanına milletine ve asırlık geleneklerine bağlıdır. Meslek örgütümüzün adındaki Türk kelimesi biz Tıbbiyeliler için övünç kaynağıdır, kaldırılması kabul edilemez. Bunun adımızdan kaldırılması, kavrama düşman olanların işine yarar.
Bugün Türk Hekimleri olarak inanıyoruz ki meslek odamızın, her zamankinden çok, tüm hekimlerimizin desteğine ihtiyacı vardır.
Bizler, TTB’nin bugün içine düşürüldüğü durumdan kurtarılabilmesi için;
1- Bütün hekimlerin odalara üyeliğinin ve seçimlere katılımının zorunlu hale getirilmesini…
2- Oda ve TTB seçimlerinde hekimlerin katkılarının yer alabilmesi için seçimlerin nisbi temsille yapılmasını, öneriyoruz!
Bugün, hekim hakları ile birlikte vatanımızın ve milletimizin birliğini savunacak güçlü bir meslek örgütü olabilmesi adına TTB’ye sahip çıkmak için bütün meslektaşlarımızı Tıbbiyeli Hikmet ruhuyla davranmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla”
Bu görüşlerin tamamına katılmayabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, bu hekim örgütlerinin istediği iki şey var;
1- TTB MK Başkanının oradan ayrılması,
2- TTB sayısını artırmadan seçim ve üyelik yöntemlerinde bazı değişiklikler yapılması!
Hekimlerin yarıdan çok daha fazlasını temsil ettiklerini söyleyen bu hekim örgütleri, açıklanan bildiride tek tek adlarını yazmışlar!
Afyonkarahisar Tabip Odası,
Aksaray Tabip Odası,
Amasya Tabip Odası,
Çorum Tabip Odası,
Denizli Tabip Odası,
Erzurum- Kars- Iğdır- Ardahan- Bayburt- Gümüşhane Tabip Odası,
Kahramanmaraş Tabip Odası,
Karaman Tabip Odası,
Kayseri Tabip Odası,
Konya Tabip Odası,
Kütahya Tabip Odası,
Malatya Tabip Odası,
Nevşehir Tabip Odası,
Niğde Tabip Odası,
Ordu Tabip Odası,
Rize Artvin Tabip Odası,
Sakarya Tabip Odası,
Sinop Tabip Odası,
Tokat Tabip Odası,
Yozgat Tabip Odası,
Ankara Tabip Odası, Hekimiz Biz Grubu,
Antalya Tabip Odası, Önce Hekim Grubu,
Balıkesir Tabip Odası Önce Hekim Grubu,
İstanbul Tabip Odası CumhuriyetçiHekimler Grubu,
İzmir Tabip Odası Hekim Güçbirliği Grubu,
14 Mart Tıbbiyeliler Derneği,
İstanbul Hekim Hakları Derneği.