Tıbbiyeli Hikmet ve Halk Sağlığı Kahramanları Heykeli

Uygar batı ülkelerinde estetik değeri yüksek olan heykeller görürüz. Estetiğin yanı sıra betimlediği değerlerle de çok önemli olan bu heykellerin bir bölümü Rönesans’tan yirminci yüzyıla kadar yapılmış olan klasik heykellerdir.

Diğerleri ise yirminci yüzyılda başlayan modern sanat anlayışının etkisiyle üretilen soyut eserlerdir. Çoğu kez soyut eserler de klasikler kadar estetik değere sahiptirler. Üstelik bu tür heykeller, anıtsal özellikleri nedeniyle konuldukları alanın da simgesi olmuşlardır.

Hangi türde olursa olsun heykel, simgelediği kişi ve olay kadar sahip olduğu ayrıntı zenginliği ve estetikle de konulduğu meydana anlam ve değer katar.

İzmir, heykel konusunda diğer illerimize göre daha şanslı sayılır. Bu bağlamda Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’ine de haksızlık etmemek gerekir. (Hoca’nın orada yarattığı sanat ve kültür ortamını solumak için, corona öncesine kadar her gün onlarca otobüs dolusu insanın Eskişehir’e akın etmesi çok önemli bir olaydır)

Heykel; Estetik, Bellek ve Tarih

Dönelim İzmir’e…

İzmir’de bulunan heykellerin sayısı hiç de az değildir. Kurucumuz Büyük Atatürk’ün heykelleri dışında, birçok alanda ya da köşe başında kentin tarihine kazınmış değerlerimiz ile bir kavramı ya da olayı simgeleyen heykelleri birçok yerde görmek olası. Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi bugünlerde, bütün bu heykellerin envanterini çıkarma peşinde. Bunun sonunda, birçok değerli yapıt halkımızın dikkatine sunulabilecektir.

Şu bir gerçek ki birçoğumuz, hemen yanı başımızdaki heykelden habersiziz! Bunun nedeni sadece duyarsızlığımız değildir. Heykel için seçilen alanın, heykelin taşıdığı anlam ile bütünleşmemesi, ya da heykel-alan-halk ilişkisinin kurulamaması da bu ilgisizliğin kaynağı olabilir.

Kültür Daire Başkanlığı bu çalışmayı tamamladığında, sanırım küçük dokunuş ya da tanıtımlarla hem o heykellerin tanınmışlığı sağlanacak, hem de heykellerin bulunduğu alanlar anlam kazanacaktır.

Şimdi gelelim asıl konumuza…

 

Tıbbiyeli Hikmet ve Halk Sağlığı Kahramanları Heykeli

İzmir estetiğine verdiği değer nedeniyle İzmir’e yeni heykeller kazandırmayı amaçlayan Tunç Soyer, kenti çok sayıda yeni heykel/büstlerle süsleme yolunda.

Bunlardan en önemlisi ve –günü yansıttığından- en anlamlısı Tıbbiyeli Hikmet’i, Halk Sağlığı Kahramanları ile birlikte gösteren kompozisyon olacak.

Başkan Soyer bu heykeli, Covid-19 salgınından önce “Yurtsever Hekimliğin Simgesi Tıbbiyeli Hikmet” adıyla planlamıştı. Ancak bu salgın sırasında, sağlık çalışanlarından her birinin birer kahraman, birer Tıbbiyeli Hikmet olduklarını görünce, yapılacak kompozisyonu sağlık kahramanları ile zenginleştirmeye karar verdi.

                                 

Tıbbiyeli Hikmet Kimdir?

Herkes Tıbbiyeli Hikmet’in Sivas Kongresi sırasında mandacılara karşı çıkışını bilir ve onun bu tepkisine Mustafa Kemal Paşa’nın nasıl destek verdiğini saygıyla anımsar.

Ancak Tıbbiyeli Hikmet’in çok önemli başka özellikleri de var;

Üretimine katıldığı tifüs aşısı üzerinden asker ve halk sağlığına yaptığı katkılar…

Henüz öğrenciyken Kurtuluş Savaşı’nda yaralanan askerlerimize yaptığı ameliyatlar

Aşı olayı şöyle…

Bugün nasıl Corona aşısı için büyük bir çalışma yapılıyorsa, Kurtuluş Savaşı sırasında ordumuzun en büyük baş ağrısı olan tifüs hastalığı için de benzer bir çalışma yapılıyordu.

Genç askeri tıbbiye öğrencisi Hikmet, arkadaşı Yusuf’la (Balkan) birlikte tifüs mikrobunu (aşı üretmek üzere) İstanbul’dan Ankara Cebeci’deki askeri hastane laboratuvarına taşır.

Oradaki laboratuvarda çalışmakta olan ağabeyleriyle birlikte tifüse karşı aşı üretirler. Sıra aşının ilk denemesine geldiğinde Hikmet, aşının kendi üzerinde denenmesini ister. Aşıyı üreten hekim ağabeyleri onun ısrarına dayanamaz ve ilk deneklerden biri Hikmet olur. Aşı yapıldığı gece yüksek ateş içinde kalırsa da, ertesi günü tamamen iyileşir. Başkalarında da denenen aşının ciddi bir komplikasyonu olmadığı görülür ve iyi bir bağışıklık bırakacağı düşünülerek tifüs aşısı üretimi artırılır.

                            

Aşıyı Üretmek, Denemek, Dağıtmak

O dönemde, soğuk zinciri sağlayarak aşıyı taşımak kolay değildir. Tıbbiyeli Hikmet ve Yusuf, aşının dağıtımına da katılmak isterler. Zor koşullarda ve buz içinde saklayarak Eskişehir’e kadar gideceklerdir. Yol üzerinde geçtikleri askeri birliklerin sağlık istasyonlarına aşıyı teslim ederek Eskişehir’e varırlar.

Hikmet oradaki askeri hastanede kalır, Yusuf ise Eskişehirlidir ve kendi evine gider.

O sırada hastaneye, Kurtuluş Savaşı sırasında yaralanan askerlerimiz gelmektedir ve hekimler hastaların ameliyatlarına yetişmekte zorlanmaktadırlar.

Oysa Hikmet, savaşa yetiştirmek için tıp eğitiminin hızlandırılması nedeniyle, daha önce birçok ameliyata girmiştir.

Eskişehir Askeri Hastanesi’ndeki durumu görünce hemen ameliyathaneye koşar ve bir çok ameliyatı tek başına yapar.

Yani Tıbbiyeli Hikmet’in öyküsü çok uzun…

O, hem Sivas Kongresi sırasında mandacılara karşı çıkan genç bir tıbbiyeli olarak, yurtsever hekimliğin simgesidir…

Hem de tifüs aşısının üretimi, denenmesi ve dağıtılması aşamalarında üstlendiği görevler nedeniyle bir halk sağlığı kahramanıdır.

Elbette henüz öğrenciyken tek başına girdiği ameliyatlarda (savaş koşulları!) yaralıların yaşamlarını kurtarmasıyla da bir cesaret ve beceri simgesidir.

                      

Hikmet Sağlık Kahramanlarının Ortasında               

Bugün, hekimler, hemşireler, diş hekimleri, eczacılar, sağlık teknisyenleri ve bütün sağlık çalışanları, yaşamlarını ortaya koyarak Covid’e karşı büyük bir mücadele içinde. Ne yazık ki, bu savaşım sırasında kendi yaşamlarını yitiren çok sayıda sağlıkçı var.

Canla başla, kendi yaşamlarını göz ardı ederek Covid -19’a karşı savaşım verirken hastalanan ya da yaşamını yitiren sağlık kahramanlarının Tıbbiyeli Hikmet’le bir arada olması, sanıyorum sağlıkçıların biraz olsun yüreklerine su serpecektir.

                             

Sağlıkçının İş Kazası Olmazmış!

Türkiye’yi yönetenlerin sağlık çalışanları için söylediği olumlu sözler, ne yazık ki sağlıkçıların tepkilerini yumuşatma amacından öteye gitmemektedir.

İşine gitmekte olan bir işçiye araba çarptığında onu ‘iş kazası’ kabul eden bir anlayış, sağlık çalışanının Corona ile savaşırken virüsle bulaşmasını iş kazası olarak kabul etmemektedir.  

Aslında Tıbbiyeli Hikmet ve Halk Sağlığı Kahramanları adını taşıyacak başka bir heykelin de Ankara’ya, birilerinin her gün göreceği bir yere konulması gerekir.

Belki vicdanlar biraz olsun sızlar da Corona’lı hastaları kurtarmaya çalışırken virüsle bulaşan sağlıkçıların durumu ‘iş kazası’ olarak kabul edilir!

                  

İzmir’de Başka Yapıtlar ve Kör Hafız

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptığı toplantıda, Tıbbiyeli Hikmet ve Halk Sağlığı Kahramanları kompozisyonu dışında başka heykellerin yapılması için de bir yarışma açtığını açıkladı.

Bu bağlamda ilk olarak; Mustafa Necati için büst, Necip Mirkelamoğlu için bir serbest tasarım ve Homeros için de heykel yarışmaları açtığını sanatçılara bildirdi.

Börklüce Mustafa heykeli için de çok geçmeden çalışmaların başlayacağı anlaşılıyor.

İzmir/Kemeraltı dendiğinde ilk akla gelen unutulmazlardan biri olan ve çakmak benzini satarak yaşamını sürdüren Kör Hafız’ın da bir heykelinin yapılarak Kemeraltı’nın girişine yerleştirilmesi için çalışmaların yapılıyor.

Kör Hafız’ın bir zamanlar tıbbiye (bir iddiaya göre askeri tıbbiye) öğrencisi olduğunu düşünürsek, heykelin daha da heyecan yaratacağını söyleyebiliriz.

Kent ve meydan estetiği göz önüne alınarak konuşlandırılan heykellerimiz İzmir’e yeni zenginlikler katacaktır.

                         

Heykel Çalıştaylarıyla Ünlüdür İzmir

Bugün, Başkan Tunç Soyer, kent estetiği ve heykeller açısından ne kadar azimli ise, dün de aynı ilgiyi Aziz Kocaoğlu göstermişti.

Sayın Kocaoğlu 2012 yılında başlattığı ‘heykel çalıştaylarını’ kesintisiz sürdürerek yerli ve yabancı birçok sanatçıya kentimizde çalışma olanağı sağlamış, onların bıraktığı çok sayıda eser sayesinde kentimizin birçok köşesi, estetik bir görünüme kavuşmuştur.

Yabancı ülkelerde gördüğümüz ve uygarlığın simgesi olarak düşündüğümüz heykelleri, dileriz çok geçmeden İzmir’in her yanında görürüz!

 

   

 

Bunları da sevebilirsiniz