Eski Dostlar Hiç Kopmamış

Yıllarca FETÖ ile mücadele eden Tümgeneral Fuat Güney, korgenerallik beklerken, emekliliğine daha 8 yıl varken emekli edilmiş.

Bu haberi okuyanlar, bunun, Tayyip Erdoğan’ın Fetullah Gülen’den (FG) ‘özür dileme’ hareketi olduğunu söylüyorlar.

HELALLEŞME FARKLI, ÖZÜR DİLEME FARKLI

15 Temmuz kalkışmasından sonra, FETÖ kadrolarından olduğu bilinen sayısız insan devlet içinde bir üst makamlara taşındı. Buna karşılık, Fuat Güney Paşa gibi FETÖ karşıtı olanlar da, ya uzaklaştırıldı ya da etkisiz yerlere atandı!

Kemal Kılıçdaroğlu, Tüm Türkiye’de bölünmüşlüğü azaltmak ve iç barışı sağlamak için ‘Helalleşme’ hareketini başlatmışken…

Tayyip Erdoğan’ın da benzer bir buluşmayı FG ile yapıyor olmalı. Son yıllarda onun asker, polis ve üniversitede yaptığı atamaları değerlendirenler, bunların ‘FETÖ’den özür dileme’ anlamına gelen uygulamalar olduğunu iddia ediyorlar.

AKP VE FETÖ’CÜ SİYASETÇİLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, şimdiye kadar AKP’de siyaset yapan hiçbir FETÖ’cüye dokunmadığı, tam tersine, geçmişte işbirliği yaptığı o insanlarla bağını hep sıcak tuttuğu söylenir…

FETÖ’cü siyasetçilere dokunmazken, FETÖ’ye karşı savaşım verenleri uzaklaştırmak herhalde FG’den özür dilemekten başka bir şey olmasa gerek!

İŞBİRLİĞİ NASIL DÜŞMANLIĞA DÖNÜŞTÜ

12 Eylül 2010 tarihindeki Anayasa Referandumu yapıldığında AKP ile Fetullah Gülen iş birliği en yüksek noktasındaydı.

O referandum öncesinde Fetullah Gülen, Herkül.Org sitesine verdiği demeçte şu unutulmaz sözleri söylemişti;

İmkan olsa mezardakileri bile kaldırarak referandumda ‘Evet’ oyu kullandırmak lazım. Ben zannediyorum kalkarlar da!”

Ancak, her şey toz pembe giderken, devleti ele geçirerek Cumhuriyet’i ters yüz etmeye çalışan FETÖ ile ona bütün yolları açan AKP iktidarı, güç paylaşımında ters düşmeye başladılar.

Çoğu ahlak dışı yollarla, devletin içine girerek çok önemli kadroları ele geçiren FETÖ ile AKP arasında, kamuoyuna yansıyan ilk çıkar çatışması Fetullah Gülen’in, mezardakileri kaldırarak oy kullanmaya götürmesinden(!) kısa bir süre sonra başladı.

AKP, yargı ve yönetim gücünü FETÖ’ye kaptırmaya başladığını görünce cemaatçi kadroları tasfiyeye girişince buna ilk tepki, Cemaatin savcılarından geldi; MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırarak gözdağı verdiler.

Tayyip Erdoğan buna karşılık FG’nin dershanelerini kapatan yasayı çıkarınca da ipler koptu.

FG bu karara büyük tepki göstererek;

Hiç durmadan yürüyeceksiniz! Çok kötü şeyler duyabilirsiniz!” diyerek Cemaatini hazırlayan sözler söylüyor, ardından da onları sakin olmaya çağırıyordu; “Ancak, karşılık vermemelisiniz!”

FG, karşılık verilmesini istemiyordu, çünkü artık başka bir proje üzerinde çalışmaya başlamışlardı.

ERDOĞAN: FETÖ’NÜN İSTEDİĞİ HER ŞEYİ VERDİK

Tayyip Bey, FG’ye vermedik bir şey bırakmamıştı: Milletvekilliği ve bakanlıklar vermiş, yargı, polis ve üniversitelerin yönetimleri ile ülkedeki rant alanları, araziler ve binaları onlara peşkeş çekmişti.

Nitekim, darbe girişiminden sonra bir miting alanında;

Ne istediniz de alamadınız?” diye itirafta bulunması bundandı.

NASIL BİR DARBE BU!

Ama FETÖ’nün asıl hedefi, devleti ele geçirmekti ve zamanın geldiğine inanarak 15 Temmuz’da harekete geçti.

Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, böyle bir gelişmeyi duymaması olanaksızdı. Söylenenlere göre, Hulusi Akar ile Hakan Fidan’dan bilgileri almış, gelişmeleri dikkatli olarak izlemeye başlamıştı.

Çünkü böylesi olağanüstü durumların yaratacağı fırsat, çok büyük olabilirdi.

Çoğu kimsenin 15 Temmuz’a ‘Kontrollü Darbe’ demesinin nedeni, yapılan bu yorumlardı. Nitekim zaten acemice başlayan bu darbe girişimini önlemek hiç de zor olmadı.

Darbe girişimi önlenince neler olduğunu görelim;

  1. İlk aşamada bu işe kalkışan; asker, polis, yargı mensubu, sivil ve bürokratlardan bazı FETÖ’cüler tutuklandı…

  2. Bu olayı ‘yarara çevirmek’ için -şu çelişkiye bakın!- daha önce FETÖ’cüler tarafından fişlenmiş olan Atatürkçü askerler, polisler ve bürokratlar içeri tıkıldı.

  3. Bunlar yapılırken, AKP’li FETÖ’cülere asla dokunulmadı, FETÖ’cü olan milletvekilleri, bakanlar ve AKP yöneticileri korumaya alındı.

  4. AKP yargısı, halk üzerindeki en büyük yıkımı, FETÖ’ye bağlı kuruluşları kullanan insanlarda yaptı. FETÖ’nün okullarında eğitim veren öğretmenler, öğrenim gören öğrenciler ile onların aileleri ve maaşlarını alabilmek için Bank Asya’da hesap açan herkes suçlu gösterildi. Birçoğu hapishanelerde süründü.

  5. Bir de… Ayaklanmaya katılan ve çoğu ne olup bittiğinden habersiz, erler ile askeri öğrencilere yapılanlar- hala da -vicdanları sızlatmaya devam ediyor!

FETÖ’YE TUTUNMAK

Tayyip Bey, ya FETÖ’cülere kucak açarak, ya da FETÖ karşıtı asker, polis ve bürokratları cezalandırarak FG ile -zaten sıcak tuttuğu bağlarını- bir tür helalleşme düzeyine taşıyor olmalı…

Eğer, FETÖ karşıtı olarak bilinen Fuat Güney Paşa’yı bu amaçla emekli etmişse, yapılan şey insanları sadece gülümsetmiştir, o kadar!

Kılıçdaroğlu’nun tüm ülkeyi kapsayan ‘helalleşme’ hareketi büyük bir karşılık bulurken, Tayyip Erdoğan’ın FG’ye göz kırpma ya da bir tür özür dileme anlamına gelen gayretleri işine yaramayacak gibi görünüyor!

Bunları da sevebilirsiniz