uykusuzluk boşaltıyor pencereler…

 

yalnızlığım sus, yüreğim çatlıyor gürültüsünden. bir kelebeğin kanadı deldi geçti düşlerimi. doymuyorum susuzluğuna seninle paylaştığım sağanağın.

bir haziran bulutunu öpüyorum, yüzüm değişiyor. pencere önünde oturmuş saçlarını tarıyor yağmur. kendi sesinden tanır kışın geldiğini ağaçlar.

kucağına toplamışsın düşlerini, göğüslerin serin düşler ılık. kırlangıçlar konup kalkıyor saçlarına güneş vurdukça.

kahkahayla gözyaşı arasında duruyor yüreğim. sen aşksın bilirsin, yalnızlığın gözleri ne renk?

hüzün gelir çöker çimenlere. kırağı. her şeyin bir sessizliği vardır, aşkın ki gümbür gümbür. dört mevsimin dört büyük fırtınası gibi seviyorum seni. güz. kimsenin akıl erdiremediği sessizlik. didikliyor ekim bulutları, yüzümün yüzündeki aynasını.

aldatıyor ay ışığı üstüne düştüğü her şeyi. yarı gecede kopan fırtına. bir sabah ansızın gelişin. tenin gölgesine çekiliyorum. kitabı kapattım. yıldızlar mahcup. ille de karanlıkta gösteriyorlar yüzünü. ne mevsimler dönüyor geri ne gün ne gece. kesişmekte her şey sonsuz sarmalında. döküntüler önünde dolanıp duran kimliksiz bir kalabalık. bir ezgi çekti seni yüzyılların yitik derinliklerine. iki duvar arasında mevsim yok. ya erken bir ilk yaz ya sürekli kış. yeşerir mi yetişebilir mi haziran’ın soluğu kasım’a. birden silinen sesler, bir düşten mi silindi. kıpırtısız beklemek karanlığın içinde. sessizlik. uyku. sensiz.

bir kentte yitirdiklerini bir başka kentte bulamamak. gece. uykusuz. düş göremiyorum. gün düşlerimden de kaçıyor.

gece, teni aramaktır. bir sabah, günler sonra ağzımda ağzının tadıyla uyanmak. aşkın kokusu. gece günü beklemektir. gün geceyi beklemektir.

sonsuzluk. iki sözcük arasında soluk alma payı. çölün ıssızlık olduğunu sessizlik olduğunu sanmak bir kentlinin dağınık haritalarda dengesini yitirmesidir. aşk duracağı yeri bilmez.

yolun yolcusuzluğu. kimsenin yokluğunda yokluğu tanımlayan biri. korkmuyorum. benimle yürüyorsun. adını daha önce söyledim. şimdi fısıltıyla yineliyorum. yalnızlık sıcacık bir avuçtur parmaklarımıza umutla bıraktığımız. gece ayaklarımın dibine yığılıyor. gecede denizin sesi. dinginliği dinlemek. uykuda soluklar. uyanınca alacakaranlıkta sevgilinin kıpırtısız yüzü. ten aşkın kıyısıdır.

sisin içinde yürümek. yitmek. duygu somuttur. ışıklar yol göstermez. kırılma yön değiştirir. hep aynı izi sürmek. iz yoktur. başlangıç noktasına dönmek. başlangıç yoktur.

yeni bir defter alıp geçmişi bir kez daha düzenlemek. sesin gözkapaklarımda. tende. yankılanıyor.

sevişme sonrasıdır ve o soru sorulur. geçmişi mi geleceği mi. gölgenin kendi karanlığıyla karşılaşması. suskunluk. ten bekleyecektir.

yazılmış bir kitabın yapraklarını teker teker yırtmak. sondan başa. her şey yeniden yazılır. gövdenin sıcaklığını paylaşmak. serinliğini de. sevmek susmaktır.

yaşamı tüketmek, aşk. tutku kendini söze boşalttığında, dilsiz. gövde, gövdede buluyor dökümünü. bir meteor yağmuruna bakmak ve hiçbir şey dilememek. ötede durma. ten anımsar. yürek uykudadır. uyumak. uyanmak. geceden çıkmadıkça zaman açık vermez.

düş iki yüzlüdür. gece adsızdır.

bir uykudan uyanmak, bir başka uykuya uyanmak mıdır. düş patikaları birbirlerini kesmeden uzar ve dağılır. düş çepersizdir, sarmal.

yeniden başa dönüldüğünde başlanmış olunmaz. yazmak uçurumun kıyısında tutunmaktır. yaşam bir sabah kalkıp yeni bir ateş yakmak mıdır. her aşka aynı acemilikle başlamak. yaşam deneyimsizdir. peki aşk.

olmayan bir yüz cama vuruyor. hüznü hüzünle yüzleştirmek. aşk hüzünde midir. gülerken güzelleşen kadın. aşk yalnızlıktır. kendini doğurur. an sonsuzdur.

kapanmayan bir yanık iziyle yaşamak. ten pürüzsüzdür. kabuğu düşüp duran bir yanık nerede. söylenmez. ben kimdeki benim. son kendinde gizlidir. aşkta ne kadar kalınır. sevginin değişime uğrattığı tendir.

düşleri yazmak. görülmüş düşler. düşlenmiş düşler. farklı mı. benin asıl izdüşümü hangisi. yanıtsız.

sonra susmak. gece tükenmiştir. gün başlamamıştır. artık burada kalacak anlar.

buradayım yanıbaşında diyor ölüm, tam yeni bir yazıya başladığımda. sen gelsen de sussa şu kalem. yıllar sonra dönülen bir odada sararmış kağıt solmuş kalem.

gölgem düşüyor önüme. karanlık koyulaşıyor. soğuk, düş kuramıyorum.

bir kez daha gece. uykusuzluk boşaltıyor pencereler. çıkacağım bir yer yok. bütün gecenin uykusuzluğu dudaklarındaki serinliktir.

gece gölgelere çekilmektir.

gölgelere çekilmektir gece…

 

eylül sina

Bunları da sevebilirsiniz

Bir cevap yazın