Wall Street Journal’ın gündeme getirdiği ve Reuters’in doğruladığı habere göre ABD, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nu (Sepah), yabancı terör örgütleri listesine dahil etme hazırlığında. 8 Nisan’da, Trump yönetiminin bu kararı ilan etmesi bekleniyor.
ABD, İran ile P5+1 ülkeleri arasında imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini 8 Mayıs 2018’de açıklamıştı. ABD’nin Devrim Muhafızları konusunu, nükleer anlaşmadan çekilmesinin yıl dönümü arifesinde gündeme getirmesi de ayrıca dikkat çekti.
İran ise yanıt vermekte gecikmedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi’nin ve Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Muhammed Ali Caferi’nin ABD’ye misilleme yapılacağı yönündeki açıklamaları İran basınına yansıdı. İran İslami Danışma Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Haşmetullah Felahetpişe’nin kişisel Twitter hesabından yaptığı açıklama ise gündeme damgasını vurdu. Felahetpişe, ABD’nin, Devrim Muhafızları Ordusu’nu terörist örgütler listesine eklemesi durumunda, İran’ın da ABD ordusunu IŞİD’in yanında terör örgütleri listesine dahil edeceğini ifade etti.
SONUÇLARINDAN KAYGI DUYULUYOR
İran haber sitelerinden TABNAK, Obama döneminde ABD’nin nükleer baş müzakerecisi olan Wendy Sherman’ın açıklamalarına yer verdi. Habere göre, Trump yönetiminin bu girişiminin sonuçlarından kaygı duyduğunu ifade eden Sherman, bu girişimin bölgedeki ABD kuvvetlerini tehlikeye atmaktan başka bir işe yaramayacağını belirtti. Iran International’ın Farsça yayın yapan bölümünde ise, ABD’nin böyle bir karar vermesinin, hem Devrim Muhafızları’nın hem de ABD’nin konuşlanmış olduğu İran Körfezi gibi bölgelerde gerilimi arttıracağı iddia edildi.
Aslında, Devrim Muhafızları’yla ilişkili onlarca kişi ve kurum zaten ABD’nin kara listesinde bulunuyordu. Ayrıca ABD, İran ile yakın ilişkisi olan Hizbullah’ın (Lübnan) yanı sıra İran Devrim Muhafızları’na bağlı olan ve liderliğini Kasım Süleymani’nin yaptığı Kudüs Gücü’nü de terör örgütü olarak görüyordu. Devrim Muhafızları’nın terörist örgütler listesine eklenmesi durumunda ise, ilk defa bir devletin meşru silahlı kuvvetleri terör örgütü olarak muamele görmüş olacak.
PEKİ, NEDİR BU DEVRİM MUHAFIZLARI ORDUSU
İran’da askeri, siyasal, ideolojik ve ekonomik güce sahip olan Devrim Muhafızları Ordusu (Sépah-é Pâsdârân-é Énqélâb-é Éslâmî ), İran’daki İslami rejimin meşruiyetini ve sürekliliğini sağlayan en önemli kurumlardan. Devrim Muhafızları, 1979’da, Şah’ın devrilmesinden ve Ayetullah Humeyni liderliğinde mollaların iktidarı ele geçirmesinden sonra kurulmuş ve 1989 yılında doğrudan Ruhani Lider’e bağlı konuma getirilmiştir. Ordu’nun kuruluş nedeni, iktidarı yeni ele geçiren aktörlerin, İran Silahlı Kuvvetleri’nin Şah’a sadık kalmasından duydukları kuşkudur. Yeni iktidar sahipleri, hem tamamen kendilerine sadık olacak hem de yeni rejimin ilkelerini İran içerisinde ve dışarısında koruyup yaygınlaştıracak bir silahlı güç oluşturmak istemiştir.
Devrim Muhafızları Ordusu’nun İran içerisindeki siyasal etkisinin en önemli boyutlarından birisini Besic oluşturur. Besic, Devrim Muhafızları’na bağlı, sivil ya da askeri giyimli gönüllülerden oluşan çok kalabalık bir paramiliter örgüttür. Rejimi iç ve dış tehditlerden korumak ile gündelik yaşamın, rejimin ilkelerine uygun sürdürülmesini sağlamak Besic’in en önemli amaçlarındandır. Bu nedenle Besic, rejimin toplumsal yaşamda varlığını hissettirmesindeki ve yeniden yaratılmasındaki en önemli yapılardan birisidir.
Kara, hava ve deniz kuvvetlerine sahip, düzenli yapıdaki Devrim Muhafızları Ordusu, özellikle Muhammed Hatemi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde (1997-2005) siyasal ve ekonomik etkisini iyice arttırmaya başladı. Bu dönemde Devrim Muhafızları’nın siyasal etkisini arttıran şey, Hatemi’nin liderliğini yaptığı reformcu hizbe karşı giriştikleri sert muhalefetti. Devrim Muhafızları, özellikle enerji ve ulaşım gibi stratejik sektörlerde etkinlik gösteren İran’ın en büyük şirketlerini elinde tutan büyük bir ekonomik güç konumuna geldi. Mahmut Ahmedinejat’ın cumhurbaşkanlığı döneminde (2005-2013) sahip olduğu şirketler üzerinden en büyük ihaleleri alan Devrim Muhafızları Ordusu ekonomik gücünü perçinledi. Devrim Muhafızları’nın sahip olduğu Hatem el Enbiya gibi büyük şirketler, binlerce kişiye istihdam sağladığından, Devrim Muhafızları, rejimin toplumsal meşruiyet edinmesinde ve taraftar devşirmesinde de önemli bir etkiye sahip.
Kısacası Devrim Muhafızları Ordusu, İran rejimi açısından yaşamsal öneme sahip, askeri, siyasal, ideolojik ve ekonomik etkisi son derece fazla olan bir kurum olarak görülebilir. Kudüs Gücü aracılığıyla Irak, Suriye ve Yemen gibi bölgelerde de azımsanmayacak bir varlık gösteren Devrim Muhafızları, Ortadoğu’daki etkisini de günden güne arttırıyor. Ancak her şeyden önemlisi, Devrim Muhafızları, Birleşmiş Milletler’de temsil edilen meşru ve egemen bir devlet olan İran’ın meşru silahlı gücüdür. Bu nedenle, ABD’nin Devrim Muhafızları Ordusu’nu terörist ilan etmesi, egemen eşitliği başta olmak üzere uluslararası hukukun temel ilkelerine aykırıdır. Elbette, Devrim Muhafızları’nın İran dışındaki varlığının ve eylemlerinin uluslararası hukuka uygun olup olmadığı ayrıca tartışılabilir. Ancak Ortadoğu barışı açısından böyle bir tartışma konusu açıldığında, ABD ve müttefiki İsrail ordularının diğer tüm ordulardan daha zararlı çıkacağı da aşikar.