İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen bir çok boyutta artık yürümüyor. Dünyada ekonomik dengeler değişti. Amerika çok güçlü bir ülke olsa da her geçen gün güç kaybediyor. Dünyanın genel,nde bir kaos ortamı olduğu muhakkak. Dönüşüm dönemlerinde öznellik daha ön plana çıkarken , nesnellikler daha arka planda kalmaya başlar. Her kaotik dönemden sonra yeni bir dönem gelmiştir. Yeni bir sistem oluşmuştur.
Yeni bir dünya düzenine girmekte olduğumuz aşikardır. Fakat bu sürecin daha başındayız. Halihazırdaki mevcut düzen İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kuruldu. Fakat o düzenin planlanması savaş devam ederken yapıldı. Şu an bir dünya savaşı içinde değiliz. Hem batıda hem de Sovyetler Birliğinde İkinci Dünya Savaşını yönetenler bugünkünden çok daha yetkin devlet adamlarıydılar. Öngörüleri ve kültürleri çok daha fazla gelişmiş olduğu için durumu önceden fark ederek planlar yapmaya başlamışlardı.
Günümüz dünyasında lider profilleri ise pek öyle görünmüyor. ABD’de Trump’ın durumu büyük bir sorun oluşturuyor. Amerikada Beyaz Saray, Pentagon, CIA, Kongre, ve küresel şirketler gibi pek çok karar merkezleri vardır. Bugüne mahsus olmamakla birlikte bu rekabet günümüzde daha açık ve sert sürdürülmektedir.
Dünyada kartlar yeniden karıldı ve yeni bir düzen oluşacaktır. ABD’nin dünya liderliği artık tartışma konusu haline gelmiştir. Tabii ki Amerika güçlü ve büyük devlet olmaya devam edecektir. Elindeki imkanları çok fazla ve her türlü kaynağı da var. Üniveristeleri, araştırma ve Ar-Ge merkezler ile yeni teknolojileri gündeme getirmesi nedeniyle uzun bir süre güçlü ve önemli bir devlet olmaya devam edcektir.
ABD’nin yaptığı Türkiye hesapları yanlış çıktı. Amerika, Fırat Kalkanı ve Afrin’de bu kadar hızlı ve başarılı bir sonuç beklemiyordu. Hiç ummadığı şekilde ve kısa sürede iki mesele de halledildi. ABD söylem olarak bir şeyler söyledi ama hiç müdahelede bulunmadı. Bu durum enteresan bir trendi göstermektedir. Menbiç konusunda da Türkiye askeri müdaheleye gerek kalmadan sorunu çözmek istiyor. Eğer ABD olumlu bir eğilim göstermez ise askeri müdahele büyük olasılıkla olacaktır. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra TSK’nın moralinin bozuk olduğunu düşünen emperyal güçler , Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarından sonra ciddi boyutta şaşkınlık yaşamışlardır.
Şu çok nettir ki Avrupa’da da stratejik akıl dumura uğramış vaziyettedir. Özellikle göç konusunda mültecilere yönelik politikalar ve ırkçılığın yükselmesi ile Avrupa inandırıcılığını kaybetmiştir. Siyasal olarak da çözülme eğilimine girmiştir. Avrupa’nın geleceği pek olumlu gözükmemektedir. Batı Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde yeni bir statü kazanmasını anlamıyor ve bu durumdan da ürküyor. Köprülerin, tünellerin, hava limanlarının yapılması ile ekonominin dayanamayacağı ve iflas edeğini düşünen Avrupa ve ABD, ekonominin dayanması ve ekonomk krizin yaşanmaması durumunu büyük şaşkınlıkla karşlamaktadır.
Yeni Dünya Düzeni için kartlar yeniden dağıtılıyor. Türkiye tüm dünyayı saran ve saracak bu kaotik süreçten güçlenerek çıkacaktır. Türk Devletinin harcı o kadar sağlam karılmıştır ki emperyal güçler aslında bu şaşkınlığın içindedir.
Aydınlık bir ay dileği ile,