Türkiye, bıçağın kemiğe dayandığı noktada bulunuyor!
Normal koşullarda 2019 yılında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, eğer yeniden AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirse…
Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, bir daha geri dönmemek üzere karanlığa gömülecektir.
Bugün Kanun Hükmünde Kararnamelerle uygulanan yarı diktatörlük, o zaman, tek adamın iki dudağı arasından çıkacak emirlerle gerçek bir diktatörlüğe dönebilecektir.
Sayın Erdoğan bu gücü elde etmek için her türlü seçim hilesini ‘yasal’ hale getiren düzenlemeler yapmakta…
Ve daha düne kadar, karşılıklı hakaretlerle birbirlerine demediklerini bırakmadığı Bahçeli ile bir çıkar ittifakı kurmaktadır.
Bu ittifak sayesinde Bahçeli, artık erimiş olan partisini yeniden Meclise sokmanın ve bu suretle kendi koltuğunu biraz daha sürdürmenin basit hesabı peşine düşmüştür.
Oysa, Erdoğan’ın hesabı büyüktür.
Bir kez daha Cumhurbaşkanı seçildiğinde…
Ne TBMM’nin…
Ne milletvekillerinin…
Ne de bakanların ya da başbakanın hiçbir anlamı kalmayacak…
Hepsi göstermelik makamların ötesine geçmeyecektir. Türkiye, Saray’daki tek kişi tarafından yönetilen zavallı bir üçüncü dünya ülkesi olacaktır.
TEK YOL, AKLI KULLANMAK
Bunu önlemenin tek yolu vardır;
Cumhuriyeti yüz yıl öncesine taşımak için her tür hareketi göze alanlara karşı, akıllıca mücadele edebilmek!
Karanlığın çökmekte olduğu bu aşamada en büyük umut, halkımızın yarısından fazlasının oynanan oyunu görmüş olmasıdır.
Bu çok önemlidir. Çünkü tehlikeyi görmeyenlerin önlem alması olanaksızdır.
Madem tehlike halkımızın çoğunluğu tarafından görülmektedir, bu tehlike karşısında önlem almak ve halkımızı örgütlemek görevi de siyasilere düşmektedir.
Bu konuda bugüne kadar CHP, İYİ PARTİ ve SAADET PARTİSİ’nin iyi bir sınav vermekte olması umut vericidir.
Hele de, neredeyse kilit parti konumunda olan Saadet Partisi’nin, Erdoğan’ın -gizli/açık- bütün ‘yağlı’ çağrılarına karşı gösterdiği ilkeli direniş gerçekten övgüye değerdir.
CUMHURBAŞKANLIĞI NASIL ALINIR?
Bu partiler Erdoğan karşıtı cephede buluşabildiklerine göre bunlara oy veren seçmenler hangi mantık kullanılarak bir araya gelir ve aynı adaya oy verebilirler?
2019’da –eğer tarih değişikliği yapmazlarsa- üç seçim var; Nisan’da yerel, Kasım’da ise milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri. Bunlar içinde en önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Ülkemizin yurtseverlerinin asıl hedefi bu makama seçilebilecek bir kişi üzerinde görüş birliğine varmak olmalıdır. Ancak böylece Cumhuriyet, bütün kurum ve kuruluşları ile Atatürk’ün kurduğu şekle dönebilir, demokrasi yeniden Cumhuriyet içindeki yerini alabilir. Bu noktada çok önemli bir konu gözden kaçırılmamalıdır; Cumhurbaşkanlığı seçimi partiler üstü bir seçimdir.
Partilerin yarıştığı seçim ise, aynı anda yapılacak olan milletvekili seçimleridir.
Mevcut Cumhurbaşkanı’nın gitmekte olduğu yolu beğenmeyerek, onun yeniden seçilmesini istemeyenler, milletvekili seçiminde kendi partilerine oy verseler bile, cumhurbaşkanlığı seçiminde tek aday üzerinde anlaşarak ona oy vermelidirler.
PARTİ ANLAYIŞI İKİNCİ PLANDA KALMALI
AKP+MHP ittifakının yüzde ellinin altında kalacağı varsayımından hareketle, ikinci tura kalacak olan diğer cumhurbaşkanı adayı üzerinde bir değerlendirme yapalım.
Burada şu soruyu sormak doğru olacaktır; “Cumhurbaşkanı seçiminde ikinci tura kalan muhalefet adayı (Kesici, Koç, Kılıçdaroğlu gibi) bir CHP’li olursa, halk, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan yerine bu adaya oy verir mi?” Bu soruyu sorduğum CHP’li arkadaşlarımın neredeyse tamamından aldığım yanıt ‘Hayır!’ oldu.
Yani adı geçen CHP adaylarından birinin cumhurbaşkanı seçilme şansı neredeyse sıfırdır.
Bunun ardından onlara sorduğum diğer soru, Meral Akşener üzerineydi; “Peki, ikinci tura kalan aday Meral Akşener olursa, seçimi kazanma şansı olur mu?”
Bu soruya CHP’lilerden aldığım yanıtın büyük bölümü ‘olabilir’ şeklindeydi. Elbette –az da olsa- ‘olamaz’ diyenler de vardı. Aldığım izlenim, CHP’lilerin büyük çoğunluğunun, Tayyip Bey’den kurtulmak ve demokrasiye yeniden dönmek için, Meral Akşener’e oy verebilecekleri yönünde…
Çünkü herkes şunu biliyor; Eğer Meral Akşener cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yeterli oy alarak ikinci tura kalırsa, Türkiye Cumhuriyeti’ni saplanmakta olduğu bataktan sağ salim kurtarır ve yeniden Atatürk ilkeleri ile demokrasiye dönüşü sağlayabilir.
PARTİLER ÜSTÜ
Tehlike büyüktür ve muhalefetteki partiler arasında olabilecek bir mücadeleyi kaldırmayacak kadar ciddidir.
Herkes milletvekili seçiminde kendi partisine oy verebilir. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak oy kullanımında partiler üstü bir davranışla, seçilebilecek bir aday üzerinde görüş birliği sağlanması zorunlu gibi görünmektedir.