NATO tatbikatında yapılan, bir yanlışlık, bazı görevlilerin hatası veya özürle giderilecek bir istenmeyen durum değildir. Planlıdır, kasıtlıdır, düşünülüp taşınılıp yapılmıştır, istenilmiştir ve somut bir amacı vardır. Ayrıca buna benzer ya da benzemez ABD kaynaklı uygulamalar ilk de değildir. NATO üyesi Türkiye ABD tarafından ambargolara bile uğramıştır. Türkiye’nin parçalanması planları NATO’da yapılmıştır, Türkiye’nin parçalanma haritaları NATO toplantılarında katılımcılara sunulmuştur, harita o toplantılarda katılımcılara ders konusu gibi, seminer verilir gibi anlatılmıştır.
Ayrıca Türkiye NATO’da hep kullanılmak istenmiştir, askeriyle değerlendirilmesi düşünülmüştür, ama bunların yanı sıra Türkiye “sakıncalı” bir üyedir, üye olarak görülmeyen, üye sayılmayacak kadar istenmeyen bir üye dir. Türkiye NATO’ya girer girmez, NATO’nun gizli ve yasa dışı örgütlenmeleri de ülkemizde faaliyet göstermeye başladı. İstihbarat teşkilatlarımız gizli görevli Amerikalı subayların yönetimine verildi. “Türkiye Gladyosu” olarak çalışan Kontrgerilla , çeşitli provokasyon ve tertipler düzenledi, 6/7 Eylül Olaylarından 1 Mayıs Taksim tertibine kadar bütün önemli canice girişimler NATO’nun gizli örgütlerince kotarıldı. Çorum, Maraş ve İstanbul’da etnik ayrımcılık ve gerginlik yaratmak için katliamlar düzenlendi. Öldürümlerle Türkiye kaosa sürüklenmeye çalışıldı. Türkiye’de güya “istihbarat görevi” yapan gizli ve yasa dışı servislerin giderleri NATO üyeleri tarafından ortaklaşa veya münavebeli (dönüşümlü) olarak karşılandı, en büyük finansör ABD’ydi.
Türkiye’deki Amerikancı 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbeleri NATO’nin gizli örgütlenmelerinin ürünüdür.
Bunların dışında NATO’nun gizli örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde de faaliyet gösterdi. Ordumuz Amerikan standartlarına sokulmaya, ideolojisi değiştirilmeye çalışıldı, Amerika’ya “eğitime” subaylar götürüldü, Türkiye örgütlenmesi ve tertipleri için kadrolar devşirildi.
NATO’ya Türkiye’nin alınmasıyla birlikte ülkemiz ABD’ye bağlandı. Silahlanmamız ve “modernleşmemiz” ABD ve NATO tekeline ve kontroluna girdi.
NATO kurulduğunda Türkiye örgüte alınmak istenmemişti. Çok nedeni vardı. Türkiye’nin hem nitelikleri uygun bulunmamıştı, hem kontrol edilmesi ve kullanılmasında zorluklar olurdu, hem de Türkiye üye olursa tehlikeler yaratabilirdi. Türkiye’nin NATO’ya alınması bile sorunlu olmuştu, ABD’nin zoruyla kabul edildi. 1
Türkiye’nin NATO’da yaşadığı bütün sorunlar gelip ABD’ye dayanıyordu. ABD ile yaşanan sorunlar da mutlaka NATO’ya yansıyor ve NATO için sorun oluyordu. Türkiye’nin gerek iç siyasal ve toplumsal hayatında, gerekse uluslararası ilişki ve sorunlarında başına ne felaket geldiyse hepsi NATO ve NATO’nun Türkiye’deki gizli örgütlenmeleri ile ilişkilidir.
Kendi içinde de sorunlar yaşayan NATO, özellikle son yıllarda büyük çıkar çatışmalarının mücadele alanı olmuştur. Başta Almanya olmak üzere Avrupalı üyeler, ABD ile aralarında çözülemez duruma gelmiş karşıtlıklar yaşamaktadır. Bunda en önemli rolü, ABD’nin kendini örgütün efendisi gibi görmek istemesi oynamaktadır. ABD, kuruluşundan başlayarak NATO’yu Avrupa ülkelerini kendine bağlamanın ve onları kendi emperyalist çıkarlarına göre biçimlendirmenin aracı yapmaya yönelmişti. ABD, NATO aracılığıyla Avrupa ülkelerinde de tertipler yaptı. Ayrıca NATO ABD için dünyaya yayılma ve hakim olma planlarına hizmet edecekti. 2
Bu bakımdan NATO daha kurulurken ne savunma ve ne de barış örgütüydü. NATO, ABD’nin saldırı ve savaş örgütüdür. NATO tehdide karşı kurulmuş değildi, kendisi tehdit olacak şekilde ortaya çıkmıştı. Bu, en son olarak, Sovyetler Birliği’nin ve Doğu Blokunun dağılmasıyla bütün dünyanın bilincine çıkmıştır. NATO eğer Sovyetler Birliği “saldırganlığı”na karşı kurulmuş olsaydı, Sovyetler Birliği’nin dağıldığı ve Doğu Blokunun çöktüğü o dönemde görevinin bittiğini düşünüp kendini lağvederdi. Oysa bu yapılmadığı gibi, “görev alanı” neredeyse bütün dünyayı kapsayacak şekilde genişletildi, çapı Avrupa dışına çıktı ve düşmanı değiştirildi. Bugün NATO her yerdedir. NATO’nun “düşmanları” da her yerdedir ve NATO görev başındadır!
NATO, sadece ABD’ye hizmet etmektedir.
Güncel sonuçlar:
Batı Asya Doğu Akdeniz’le birleşiyor! Çünkü Batı Asya ülkeleri birleşiyor!
Suriye sorununa siyasal çözüm geldi. Siyasal çözüm, masa başındaki çözüm demektir, savaş bitiyor, silahlar bırakılıyor demektir. Ayrıca siyasal çözüm Suriye’nin bütünlüğünü koruduğunu ve koruyacağını gösteriyor, ABD’nin yenildiğini, kaybettiğini gösteriyor. Suriye’de siyasal çözümle dünya Esad’ın görev başında kalacağını kabul etmiştir, Esad kendini kabul ettirmiştir.
Kıbrıs sorununa siyasal çözüm geliyor. Kıbrıs’ta siyasal çözüm, Batı Asya birliğinin sağlanmasından dolayıdır. ABD’nin hükmü bitmiştir.
Amerika telaş içindedir. Türkiye’yi durdurması, Türkiye’ye boyun eğdirmesi gerekiyor. NATO tatbikatında yapılan, bunun içindir. Skandal NATO’nun düşmanının Türkiye olduğunu göstermiştir. Eğer Türkiye geri adım atarsa, ne Batı Asya Birliği kalır, ne ABD’nin yenilgisi. Ama Türkiye geri adım atmamıştır ve kamuoyunda NATO sorgulanmaktadır.
Bugünkü NATO operasyonunun Türkiye için çözümü ise NATO’dan çıkmaktır. Türkiye’nin zaten NATO’dan çıkması gerekmekteydi. Aslında Türkiye’nin NATO’ya hiç girmemesi de gerekiyordu.
NATO’dan kurtulmadığımız sürece Türkiye bağımsız bir devlet olamayacaktır!
Sevinmeliyiz ki, NATO’dan çıkmak, artık Türkiye’nin gündemindedir. Ve ABD’ye karşı dünyada en büyük karşıtlığın olduğu ülke olan Türkiye NATO’dan da çıkacaktır!
1 Bu konuda geniş bilgi için, “Türkiye NATO’ya Neden Girdi, Nasıl Girdi? Türkiye NATO’nun ‘Üyesi’ Mi, ‘Düşmanı’ Mı?” (Teori , sayı 335, Aralık 2017) başlıklı yazımıza bakınız.
2 Bu konuda ayrıntılı bilgi için, “NATO Nedir, Ne Değildir? NATO Ne Örgütü, Kimin Örgütü” (Teori , sayı 334, Kasım 2017) başlıklı yazımıza bakınız.