“Cinsel istismar düzenlemesinin yer aldığı yasa tasarısı” ile ayağa kalkan insanlar geç kalmıştır! Çünkü 2014 yılında yeni yargı paketi yasallaştırıldığında, tepki veren başta kadın örgütleri her şeyin farkındaydı. Adli Tıp Uzmanları Derneği, Çocuk ve Ergen Psikiyatri Derneği ile Türk Psikiyatri Derneği açıklamalarında cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile ilgili düzenlemeler içeren yasa tasarısını eleştirerek; “Cinsel şiddet mağdurları yine çaresiz kalacak” demişti.
Kadın hakları savunucusu Avukat Hülya Gülbahar ise bu süreç üzerine çok öncesinden uyarıda bulunmuştu. (İlgili link: http://www.dailymotion.com/video/x1ycspe_tasari-cocuk-ve-kadinlari-korumayi-hedeflemiyor_news ) Dönemin yasa tasarısı görünürde kadın ve çocuğa yönelik cinsel şiddet suçlarında ceza artışına gidildiği şeklinde olsa da; altında yatan diğer uygulamalar işin aslının öyle olmadığını göstermekteydi.
*Fotoğraf: http://tr.stockfresh.com/image/1607810/sinking-boat sitesinden alıntıdır.
17 Kasım 2016 günü ise TBMM Genel Kurulunda görüşülen “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”nın geçici 1. maddesine eklenen fıkra bir anda gündeme oturdu. Çünkü 2014 yılında zemini hazırlanmaya başlanan sürecin asıl amaçları gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Cinsel istismara yönelik yeni tasarı ne diyor? “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesindeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar verilir. Zamanaşımı süresi içinde evliliğin, failin kusuruyla sona ermesi halinde fail hakkındaki hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur. Bu fıkra uyarınca fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya cezanın infazının ertelenmesine karar verilmesi durumunda, suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilir .”
Tasarı önerisi ardından başta kamuoyu olmak üzere; 83 kadın örgütü, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok kurum tasarıya karşı birlik olmuştur. Tecavüzün meşrulaştırıldığı bu tasarı, sözde bilinçsizlik nedeniyle çocuk yaşta evlilik gerçekleştiren ve yasalara aykırı olan bu uygulama sonucu hapse giren erkeği (istismarcıyı) ve evde bakım yükümlülükleri ile tek başına kalan kadını (istismara uğrayan kız çocuğunu) mağdur etmemek amacıyla düşünülmüştür. Çünkü Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Bunun sonucu olarak hükümetin planladığı ise oluşan mağduriyeti ortadan kaldırmak için yasal süreçlerin başlatılması yerine bu usulsüz uygulamayı meşrulaştırmak! Yasa tasarısının hedef kitlesinde kimlerin veya yakınlarının, çocuğa yönelik cinsel istismar ve tecavüz davalarından aklanmaya çalışıldığı gün geçtikçe su yüzüne çıkmaktadır.
*Fotoğraf: HEMANT SINGH çizimidir. http://www.studentshow.com/gallery/STOP-CHILD-MARRIAGE/11436703 sitesinden alıntıdır.
Ancak uzun zaman sonra sağlanan birlik ve haykırışlar sonuçsuz kalmamış; ulusal ve uluslararası boyuttaki tepkiler ile yasa tasarısı geri çekilmiştir. Bu yüzlerce kadının TBMM önünde toplanıp, birlik olmasının sonucudur ve yasa tasarısı tamamen iptal edilene kadar mücadele devam edecektir!
*Fotoğraf: http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/634102/Kadinlarin_zaferi…_AKP_geri_adim_atti.html haberinden alıntıdır.