Irak’ın kuzeyinde Barzani tam bağımsızlığa doğru gidiyor iken en büyük ekonomik desteği Ankara verdi. Barzani aşiret yönetiminin iktisadi olarak güçlenmesi için Türk firmaları seferber edildi. Ve altı yıl içinde eşit bir komşu devlet gibi muamele gördü. Barzani yönetiminin başarısına Ankara büyük katkı yaptı, Bağdat’ı dışladı, Irak’ın bölünüşü ortaya çıktı.
Suriye’de Ankara Esad rejimi ile güllük gülistanlık giderken bu durum, Suriye’nin bütünlüğü için en büyük güvenceydi. Laik ve üniter bir Suriye vardı. Ankara durup dururken Esad ile kavgaya başlayarak Suriye’nin bölünmesine ve Suriye Kürdistan’ının yaratılmasına neden oldu. Yalnız İşid ve Nursa değil , Kuzey Suriye Kürdistan’ı da bu sayede yaratıldı.
Ankara Suriye’de Batı tarafından yaratılan iç savaşın aktif bir tarafı haline gönüllü olarak geldi. Suriye Kürdistan’ı yapay bir biçimde inşa edildi. PKK’nın Suriye uzantısı PYD bu sayede güçlendi. Hem de ABD ve AB desteğini arkasına alarak. Bir Hollywood senaryosu bile bu kadar mükemmel olamazdı. Bedelini ise Suriye halkı ve Türkiye ödüyor.
Kandil, Barzani, PKK ve PYD stratejik hatalar sonucu entegre edildiler. Ankara bir yandan Güneydoğu’da başkaldırı provaları yapmaya çalışan PKK terör örgütü ile savaşırken öte yandan son 5-6 yılda yaptığı Suriye ve Barzani uygulamaları ile, PKK’nın silah ve insan kaynaklarına ortam yarattı. ABD, AB ve Rusya silahları Irak ve Suriye sınırı üzerinden Güneydoğu’ya aktı. Güzel ve tek ülkemiz bunu asker, polis ve korucu şehitleriyle ödemektedir. Barzani ile barıştırılıp Esad ve Rusya ile kavga ettirilen Ankara’ya uygulattırılan politikalar, ülkenin bu kaos ortamına sürüklenmesine yol açmıştır.
AKP Esad’la kavga yerine uzlaşarak anlaşmayı sürdürse, Barzani’nin Irak Kürdistan’ına iktisadi destek vermese, Rusya ile uçak kavgalarına girmeyip örtülü stratejik ortak çıkarlar düzenini korusa bütün bu felaketler başımıza gelmeyecekti. Şimdi ise Suudi Arabistan gibi bir ülke ile stratejik ortaklığa iteklenen bir ülke durumuna düşürüldük. İşin ilginç yanı bütün bunlar göz göre göre oldu. Suriye politikasının yanlışlığı beş yıldır herkes tarafından yazıldı çizildi. İkazlara rağmen yanlış politikaları kendi özel hedefleri doğrultusunda hesap edenler, bugün yanıldıklarını görüyorlar. Bütün çevresi ile ilişkileri tıkanmış ve krize dönüşmüş bir duruma geldik.
Gemi batınca yalnız alt kamaradakiler değil üst kamaradakiler de gider. Tarih bu değişmez gerçeği hep göstermiştir. Kendi özel hedefleri doğrultusunda hesap yapanlar yalnız ülkeye değil kendilerine de zarar vereceklerdir.
Kürt meselesini çözmenin yolu ABD, AB ve Rusya’dan geçer. Çünkü silahı da, siyasal desteği de, örgütsel katkıyı da sağlayanlar onlardır. Ankara’nın anlaşarak bir orta yol bulması gerekmektedir. Bunun için en başta, ulusal iradeyi yansıtacak bir yönetimin oluşması kaçınılmazdır. Çünkü içimizdeki zaaflar, onların Türkiye aleyhine operasyonlarına yardım etmektedir.
CHP’de Atatürk posteri tartışması, PYD’ye silah verilmesi, patlatılan bombalar ve tek adam anayasasının dayatılma çabaları arasındaki ilişkiyi kavrayamayanlar hiçbir şeyi anlayamazlar. Birbirleriyle tamamen ilişkisiz görünen bu hareketler Lozan’ı ve Cumhuriyet’i çözmeye yönelik hareketlerdir.
Atatürk onun için karalanmak isteniyor. PYD ve PKK’ya onun için silah yardımı yapılıyor. Siz de oturun, Avrupa üç kuruş verecek de 2,5 milyon göçmenin sorununu çözeceğiz diye kara kara düşünün.
Önce büyük resmi ve yazılan senaryoyu görelim. Atalarımızın dediği gibi “Allah vatana ve millete zeval vermesin “
Aydınlık bir ay dileği ile…