Şubat 2016
PKK’nın Çocukları : Türkiye’de Yoğunlaşan Sivil Savaş
Türkiye’de iç savaş, hükümetin Türkiye’nin Güneydoğu’sunda Kürtlere uyguladığı bastırma faaliyetleri ile devam ediyor. Kendilerini taş ve Molotof kokteyli silahlar ile savunmaya çalışan genç Kürtler, çeşitli şehirlerde hükümete karşı ön safhalarda savaşıyor.
Gazete, bölge halkının hikayesini ve yaşam durumunu anlatıyor. Rozerin Çukur isimli 17 yaşındaki lise öğrencisi okula gitmek için evden çıkıyor ve sonrasında bir daha eve geri dönemiyor. Diyarbakır Sur sokaklarında, okul yolunda YDG-H ve Türk askerleri arasında çıkan çatışma sırasında, kendine isabet tek kurşun ile yaşamını yitiriyor Rozerin.
UNESCO Dünya mirası olarak listesinde yer alan, antik yapısı ile çok değerli olan bu şehir, uzun dönemdir Kürt direnişlerinin merkezi haline gelmiştir. Rozerin’in ebeveynleri ve diğer bölge sakinleri çocuklarının cansız bedenlerini alarak, onlara mezar yapmak istiyor. Ama bu Türk askeri faaliyetleri karşısında imkansız hale geliyor. Şimdi annneler ellerinde ölen çocuklarının resimleri ile ağıt içindeler. Sadece metreler ötesinde sürekli ateş, siren, bomba sesleri duyuluyor. Diyarbakır’ın eski şehirlerinde uygulanan sokağa çıkma yasağı, en son 70 gün boyunca sürmüştü. Sokağa çıkma yasağına uymayan herkes bu yerde terörist ve PKK destekçisi olarak kabul edildi.
Sadece Terör Sorunu
Devlet PKK’ya karşı aşırı kuvvet kullanıyor. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde savaş gücünün yok etmek için tasarlandığını ve bölge tüm teröristlerden temizleninceye kadar savaşa devam edileceğini belirtti. Ayrıca, bu sorunun bir Kürt Sorunu olmadığını sadece Terör Sorunu olduğunu vurguladı.
Diyarbakır’da görülen bu şiddetli çatışma, ülkenin her yerinde beklenmedik bir şehrin, beklenmedik bir çevresinde de gerçekleşiyor. PKK öncelikle askeri hedeflere ve polis lojmanlarına saldırılarda yoğunlaşmış durumda.
Hükümet, bugün açık bir şekilde PKK sempatizanlarına ve teröristlere belli şehirlerde savaş açmış durumda. Şehirlerdeki PKK sempatizanları ya da teröristler kendilerini Molotof kokteyl ve taşlar ile savunuyor. Öte yandan, deneyimli PKK savaşçıları ise Irak Kürdistan’ında Kandil Dağları’nda saklanıyor ve ön safhalarda savaşıyor.
Türkiye’nin doğusu açık bir şekilde iç savaşı yaşıyor. Sadece bir yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan barış sürecinden bahsediyordu. 2013 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan ateşkes duyurusu yapmıştı ve bu yaklaşık 2 yıl boyunca sürmüştü. Haziran 2015 seçimleri ile birlikte, AKP’nin oyunun düşmesi ve yüzde 13 oy alarak meclise girmeye hak kazanan Kürt Yanlısı bir parti olan HDP ile her şey değişti. Sonrasında gelen Kasım 2015 seçimleri ile Erdoğan barış sürecine olan ilgisini tamamen yitirmişti. Kasım 2015 seçimleri öncesi 5 ay boyunca, ülke gelmiş geçmiş en büyük kanlı saldırıları yaşadı. Suruç Kürtlerine yönelik yıkıcı saldırılar, PKK intikamının Türk Polis memuru ve askerleri üzerinde gerçekleşmeye başlamasına neden oldu. Sonrasında Erdoğan, PKK mevzilerine olan saldırılara yoğunlaştı ve bu durumda Kasım seçimlerinde Erdoğan’ın kazanmasına yol açtı.
Hükümet, 3100 terörist ve 200 güvenlik personelinin öldürüldüğünü iddia ederken, Kürt yanlısı HDP bu rakamı, 340 sivil ölü, ve 400 yaralı olarak gösteriyor.
Türk ve Kürt arasındaki çatışmalar ilk kez 1984 de ortaya çıkmıştı. 1984 ve 1999 arasında yaşanan bu acımasız iç savaşta, yaklaşık 40.000 kişi yaşamını yitirmişti.
Rozer’in babası Mustafa Çukur 52 yaşında ve bu savaşın yakın bir zamanda biteceğine inanmıyor. Kızının da son kurban olmayacağını, inanıyor.
Şubat 2016
Süddeutsche Zeitung gazetesi, Türkiye’yi kabul ettiği mülteciler ile övüyor. Türkiye’nin hali hazırda kabul ettiği mülteci sayısı milyonlar ile ifade ediliyor. Öte yandan Avrupa Birliği ya da diğer ülkeler mültecileri kabul etme konusunda sınıfta kaldı. Bu açıdan, açıkça Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden daha Avrupalıdır.
Avrupa Birliği ülkeleri sadece birkaç yüz bin mülteciyi bile kendi arasında sığındıramıyor. Angela Merkel, sığınmacı çözümü için Türkiye’yi kurtarıcı olarak görüyor ve bu bölgeyi mültecilerin AB’ye geçişini engellemek için tampon bölge olarak kullanmak istiyor. AB ülkelerinin neredeyse hepsi bu konuda hiçbir şey yapmıyor. Çözüm süreçleri Ankara ve Berlin arasında bulunmaya çalışıyor.
Die Welt
Şubat 2016
Ankara’da şiddetli patlama
Türkiye’nin başkenti Ankara’da bir kez daha patlama oldu. Çok sayıda ölü ve yaralı olduğu haberleri bildiriliyor. Patlama askeri lojmanlara yakın bir yerde gerçekleşti ve yüne Türk askerleri hedef alındı. Geçtiğimiz yıl, Ankara’da yine böyle bir patlama gerçekti ve yüzün üzerinde ölü ve onlarca yaralı vardı. O patlamada, saldırıdan IŞİD sorumlu tutulurken, bu saldırının kabullenicisi hala bilinmiyor.
PKK saldırıyı kendilerinin gerçekleştirmediğini belirtirken, Türk yönetimi saldırının PKK’dan gelmiş olabileceği yönünde baskıcı davranıyor. Yönetimin bu baskısı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın , iç siyasetteki düşman figürünü sağlamlaştırmak için kullandığı bir koz olarak da görülmektedir.